Anonim Şirket Kuruluşu

I. Anonim Şirket

Türk Ticaret Kanunu’nun 329. maddesi uyarınca anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız mal varlığıyla sorumlu bulunan şirkettir. Pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve ancak şirkete karşı sorumlu olurlar.

Anonim şirketin kurulabilmesi ve faaliyetlerine devam edebilmesi için tek bir pay sahibinin varlığı yeterlidir. Pay sahibi gerçek veya tüzel kişi olabilecektir. Ancak özel kanunlarda düzenlenen anonim şirketler bakımından özel düzenlemeler uygulama alanı bulacağından birden fazla pay sahibinin varlığı da aranabilir.

II. Kurucular

Türk Ticaret Kanunu’nun 337. maddesi uyarınca, pay taahhüt ederek esas sözleşmeyi imzalayan gerçek ve tüzel kişiler anonim şirketin kurucusu olur. Doğrudan temsil yetkisinin kullanılması ile üçüncü kişi adı ve hesabına işlem yapılması hallinde ise temsil edilen kişi kurucu olur.

Kurucunun bu işlemi kendi adına fakat üçüncü bir kişinin hesabına yapması halinde, kuruluştan doğan sorumluluk bakımından hesabına işlem yapılan kişi de kurucu olarak kabul edilir. Söz konusu üçüncü kişi, kendisi hesabına iş gören kimsenin bildiği veya bilmesi gereken bir hususu kendisinin bilmediğini ileri süremez. Bu varsayımın aksi iddia ve ispat edilemeyecektir.

Anonim şirketlerde kurucu veya pay sahibi olmak için gerekli olan tek özellik fiil ehliyetine sahip olmaktır. Gerçek kişiler ve tüzel kişiler bakımından bu anlamda bir ayrım bulunmamaktadır. Fiil ehliyeti olmayan küçükler velileri aracılığı ile; vesayet altındakiler ise vesayet ve denetim makamının izni ile veya izne gerek olmaksızın (taahhüt edilen sermayenin niteliğine göre) vasi aracılığı ile anonim şirkette kurucu veya ortak olabilecektir. (Medeni Kanun m. 463/3)

Kanunda anonim şirketlerin kurucu ve ortaklarının niteliğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ticaret Kanununun 340. maddesi gereği anonim şirketlere ilişkin hükümler emredici nitelikte olup kanunda açıkça izin verilen haller haricinde aksi yönde düzenleme yapılamayacaktır. Ticaret Kanununun esas sözleşmenin sınırlandırılması başlıklı 492 ve 493. maddeleri uyarınca esas sözleşmede payların devri sınırlandırılabilir. Pay sahibi olabilmek için birtakım niteliklerin aranması, söz konusu maddeler ile belirlenen şartların sağlanması ile mümkündür.1

Ticaret Kanunun 352. maddesinde “Pay taahhüdünün, şirketin tescilinden önce devri, şirkete karşı geçersizdir.” şeklinde hükme yer verilmiştir. Buna göre şirketin ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanmasından önce pay taahhütlerinin devredilmesi, sözleşmenin tarafları arasında geçerli olsa da şirkete karşı geçersiz olacaktır.

Şirketin kuruluşu sırasında emek harcayan kişilere Ticaret Kanununun 348. maddesi gereğince bazı menfaatler sağlanabilecektir. Emeği geçen kurucular bakımından; para veya bedelsiz pay senedi vermek gibi şirket sermayesinin azalmasına neden olabilecek menfaatlerin tanınamayacağı şeklinde sınırlama getirilmiştir. Bu sonucu doğuran esas sözleşme hükümleri geçersiz olacaktır. Ancak kurucu olmayan ve şirketin kuruluşunda emek harcayan kişiler bakımından böyle bir sınırlamaya gidilmemiş, bu kişilere verilecek ücret tutarının esas sözleşmede öngörülmesi zorunlu tutulmuştur.

Anonim şirket, kurucuların, kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan, sermayenin tamamını ödemeyi, şartsız taahhüt ettikleri, imzalarının noterce onaylandığı veya ticaret sicili müdürü yahut yardımcısı huzurunda imzaladığı esas sözleşmede, anonim şirket kurma iradelerini açıklamalarıyla kurulur. Şirketin tüzel kişilik kazanması ise ticaret siciline tescili ile olur.

III. Anonim Şirket Kuruluş Aşamaları

Anonim şirketin kuruluşunda sırasıyla şu işlemler yerine getirilecektir:

  • Ayni sermaye ile devralınacak işletme ve ayınlara değer biçilmesi,
  • Esas sözleşmenin hazırlanması, kurucularca imzalanması ve noterce onaylanması,
  • Kurucular beyanı,
  • Kuruluşu izne tabi şirketler için izin alınması,
  • Sermayenin ödenmesi gereken asgari tutarlarının ve çıkarılma primlerinin ödenmesi,
  • Ticaret siciline tescil ve ilan

1. Ayni Sermaye ile Devralınacak İşletme ve Ayınlara Değer Biçilmesi

Anonim şirkete para dışında bir malvarlığının sermaye olarak konması ve kuruluş sırasında işletme ve ayın devralınmasında, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir.

Bilirkişinin hazırladığı raporda, değer haricinde belirtilmesi zorunlu olan birtakım unsurlar vardır. Bunlar:

  • Değerlemede kullanılan yöntem ve bu yöntemin somut olayın niteliği gözetildiğinde herkes için adil ve uygun bir seçim olması,
  • Şirketin kuruluşunda ortaya konan sermaye unsurları içinde vadesi gelmiş alacak bulunuyorsa; alacağın geçerlilik durumu, tahsil kabiliyeti olup olmadığı, üzerinde haciz olup olmadığı ve vadesinin gelip gelmediği tespit edilerek tam değerlerinin raporda yer alması,
  • Sermaye olmak üzere taahhüt edilmiş unsurlara değer biçilmesi halinde; ayni varlıklar bakımından her biri için ayrı ayrı olmak üzere, bu varlıklar karşısında tahsis edilecek pay ve bunun TL karşılığına ilişkin hesaplamanın değerleme raporunda yer alması gerekmektedir.2

Usulüne uygun hazırlanan değerleme raporuna kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilecektir. İtiraz bakımından kanunda belirlenmiş bir süre yoktur. Ancak mahkemece raporun onaylanması ile rapor kesinleşecek olduğundan itirazın kesinleşmeden önce yapılması gerektiği söylenebilir.

Uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve Türk Ticaret Kanununun 342. maddesine uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.

2. Esas Sözleşmenin Hazırlanması, Kurucularca İmzalanması ve Noterce Onaylanması

Anonim şirketin kurulması bakımından kurucu işlem, kanuna uygun olarak düzenlenen ve kurucuların anonim şirket kurma iradesini açıkladıkları şirket esas sözleşmesi altındaki imzaların noter tarafından onaylanmasıdır. Sözleşmenin tamamlanması ve kurucular tarafından imzalanmasından sonra noter tarafından onaylanır.3

Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulduğundan sözleşmelerde en az iki taraf bulunacaktır. Bu durumda tek kişilik bir anonim şirketin kurulmasında esas sözleşmenin mevcut olması imkansızdır. Tek kişilik anonim şirketin kurulmasında esas sözleşmenin yerini esas taahhütname alır. Esas taahhüdün şekli ve içeriği bakımından esas sözleşmeye ilişkin hükümler uygulanır.4

Esas sözleşme Ticaret Kanununun 336. maddesinde kuruluş belgeleri arasında sayılmış ve 354. maddede sözleşmenin tamamının ticaret siciline tescil ve ilan edileceği düzenlenmiştir. Esas sözleşmenin şekil şartı, yazılı olması ve imzaların noterde tasdik edilmesidir. Noter içeriğe bakmaksızın sadece imza bakımından tasdik edecektir.

Esas sözleşmeye kanunen yazılması gereken hususlar şunlardır:

  • Şirketin ticaret unvanı ve merkezinin bulunacağı yer,
  • Esaslı noktaları belirtilmiş ve tanımlanmış bir şekilde işletme konusu,
  • Sermaye, her payın itibari değeri ve bunların ödenmesinin şekil ve şartları,
  • Pay senetlerinin nama veya hamiline yazılı olacakları, paylara tanınan imtiyazlar, devir sınırlamaları,
  • Paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar, bunların değerleri, bunlara karşılık verilecek payların miktarı, bir işletme ve ayın devir alınması söz konusu olduğu takdirde, bunların bedeli ve şirketin kurulması için kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleri, şirketin kurulmasında hizmetleri görülenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı,
  • Kurucularla yönetim kurulu üyelerine ve diğer kimselere şirket karın dan sağlanacak menfaatler. Bu menfaatler bakımından sınırlayıcı bir düzenleme yapılmış, aykırılığın geçersizlik yaptırımına tabi olacağı kabul edilmiştir.
  • Yönetim kurulu üye sayısı, bunlardan şirket adına imza koymaya yetkili olanlar,
  • Genel kurulun toplantıya çağrı usulü, oy hakları,
  • Şirket bir süre ile sınırlandırılmışsa, bu süre,
  • Şirkete ait ilanların nasıl yapılacağı,
  • Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları,
  • Şirketin hesap dönemi.

Aynı zamanda, şirket tüzel kişilik kazandığında görev yapmaya başlayacak ilk yönetim kurulu üyeleri de esas sözleşme ile atanacaktır.

Genel kurul ve yönetim kuruluna elektronik ortamda katılmaya ilişkin olarak esas sözleşmede düzenleme bulunması zorunludur.

Şirketin ticaret siciline tescilinin olumlu etkisinden yararlanacak olan esas sözleşme hükümleri ile bu sözleşmede yer alması gereken asgari kayıtlar şunlardır:

  • Esas sözleşmenin tarihi.
  • Şirketin ticaret unvanı ve merkezi.
  • Şirketin, varsa süresi.
  • Şirketin sermayesi, ödenmesinin şekil ve şartları ile payların itibarî değerleri, varsa imtiyazlar.
  • Pay senetlerinin türleri, hamiline veya nama yazılı oldukları.
  • Şirketin nasıl temsil olunacağı.
  • Yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları, unvanları, yerleşme yerleri ve vatandaşlıkları.
  • Şirketin yapacağı ilanların şekli; esas sözleşmede buna ilişkin hüküm bulunduğu takdirde, yönetim kurulu kararlarının pay sahiplerine nasıl bildirileceği.

Kanundaki istisnai hükümler saklı kalmak kaydı ile, anonim şirket yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil edilir. Yönetim kurulu birden çok kişiden oluşuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna ait olur. Çift imza kuralının aksinin esas sözleşmede öngörülmesi mümkündür. Ayrıca yönetim kurulunu temsil yetkisi bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredilebilecektir. Aranan tek şart, en az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olmaya devam etmesidir.

Her yönetim kurulu üyesi değişikliğinde esas sözleşmede değişiklik yapılması gerekir. Esas sözleşmede yönetim kurulu kararlarının pay sahiplerine bildirilmesi öngörülmüş ise, bu bildirimin nasıl yapılacağı da belirtilmelidir.

Pay sahiplerinin taahhüt ettiği sermaye paylarının türleri ve miktarları, paradan başka sermaye olarak konan haklar ve ayınlar, değerleri, bunlar karşılığında verilecek olan payların miktarı, devralınacak işletme veya aynın bedeli, şirketin kurulması için kurucular tarafından şirket hesabına satın alınan malların ve hakların bedelleri, şirketin kurulmasında emeği geçenlere verilmesi gereken ücret, ödenek veya ödülün tutarı, kurucular, yönetim kurulu üyeleri ve diğer kişilere şirket karından sağlanacak menfaat de malvarlığının korunması ve kamuyu aydınlatma ilkeleri bakımından taşıdıkları önem sebebiyle esas sözleşmenin asgari içeriği kapsamında kabul edilmelidir.

Genel kurulun toplantıya çağrılma usulü esas sözleşmenin asgari içeriğinden sayılmaz. Genel kurul toplantıya esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve TTSG’nde yayımlanan ilanla çağrılır. Çağrının yapılması gereken süre ve iadeli taahhütlü mektup gönderilecek pay sahiplerinin kimler olduğu kanunda düzenlenmiştir. Şirket ilanlarının nasıl yapılacağı da esas sözleşmede düzenlenmesi zorunlu hususlardan biridir. Oy hakkı, bu hakkı kimlerin nasıl kullanacağı, getirilebilecek olan sınırlamalar, doğum anı ve yoksunluk halleri kanunda detaylı olarak düzenlenmiştir. Esas sözleşmenin asgari içeriğine dahil olan hususlar, oy hakkına bir sınırlama getirilmesi veya oyda imtiyaz tanınması olup, esas sözleşmede bu hususların düzenlenmesi zorunludur.

Takvim yılı dışında bir başka hesap dönemi kabul edilmek istendiği takdirde, bunun da esas sözleşmede belirtilmesi zorunludur.

Kanunun herhangi bir hükmünden açıkça anlaşılmasa bile, esas sözleşme ile yönetim kurulu üyeleri, denetçiler vb. kişiler için yaş, ek mesleki nitelikler kişisel şartlar getirilebilir; komisyonlar ve kurullar kurulabilir, şeref başkanlıkları, danışma konseyleri oluşturulabilir; kurumsal yönetim ilkeleri uygulanabilir. Bu konularda esas sözleşmede yer verilecek hükümlerin hazırlanmasında, kanundaki şartların kaldırılmaması gerektiği, bu şartlara ilave şartların getirilmesine izin verildiği göz önünde tutulmalıdır.5

3. Kurucular Beyanı

Anonim şirketin kuruluş işlemleri hakkında kurucular bir beyan hazırlar. Bu beyan dürüstlük ilkesi gereği, doğru ve eksiksiz olarak hazırlanmalıdır. Verilen bilgilerin doğru olmaması durumunda beyanı imzalayan kurucuların sorumluluğu gündeme gelecektir.

Kurucular beyanında belirtilmesi zorunlu olan hususlar şunlardır:

  • Ayni sermaye konuluyor, bir ayın ya da işletme devralınıyorsa, bunlara verilecek karşılığın uygunluğuna, bu tür sermayenin ve devralmanın gerekliliğine, bunların şirkete olan yararlarına ilişkin belgeli, gerekçeli ve kesin ifadeli açıklamalar,
  • Şirket tarafından iktisap edilen menkul kıymetlerle, bunların iktisap fiyatları, söz konusu menkul kıymetleri çıkaranların son üç yıllık, gereğinde konsolide finansal tablolarının değerlemelerine ve çözümlenmelerine ilişkin bilgiler,
  • Şirketin yüklendiği önemli taahhütler,
  • Makina ve benzeri malların ve herhangi bir aktif değerin alımına ilişkin bağlantılar, fiyatlar, komisyonlar ile her türlü borçlar,
  • Kuruculara tanınan menfaatler ve tanınma gerekçeleri,
  • Kimlerin halka arz amacıyla ne miktarda pay taahhüt ettiği,
  • Pay taahhüdünde bulunanların birbirleri ile ilişkileri, bunlar bir şirketler topluluğuna dahil bulunuyorlarsa, topluluk ile ilişkileri,
  • Diğer hizmet verenlere ödenen ücretler,
  • Sayılan bu bilgilerin emsalleriyle karşılaştırması.

Beyanın amacı gerekçede şu şekilde açıklanmıştır: “Beyanın amacı; kamuyu aydınlatarak malvarlığının korunmasını sağlamak, şirketin kurucuların menfaatine, bir anlamda kötüye kullanılmasına engel olmak; genel olarak yolsuzlukları önlemek; kuruluşun denetlenmesini kolaylaştırmak ve sorumluluk davalarına akışkanlık kazandırmaktır. Bu sebeple beyan, bilgiyi ve hesabı dürüst bir şekilde verme ilkesine göre, doğru eksiksiz olarak hazırlanır.”6 Gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, kurucular kanunda sayılanlardan başka bir hususu açıklığa kavuşturmak istediklerinde, sonradan gündeme gelecek sorumluluk davalarını da düşünerek yer verebilirler. Amaca hizmet etmeyen beyan sicil memuru tarafından reddedilecektir.

4. Kuruluşu İzne Tabi Şirketler İçin İzin Alınması

Hukuki konumu, niteliği ve işletme konusu ne olursa olsun, anonim şirketin kuruluşu ve esas sözleşme değişiklikleri herhangi bir makamın iznine bağlanamaz. Ancak, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bir tebliğ çıkararak, kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinde izne tabi olacak anonim şirketleri belirleme yetkisi tanınmıştır. Bakanlık bu belirlemeyi yaparken anonim şirketlerin faaliyet alanlarını dikkate alacaktır. Bakanlık bu şirketlere, yalnızca kanunun emredici hükümlerine aykırılık bulunup bulunmadığı hususunda inceleme yapacaktır. Yerindelik incelemesi yapılamaz.

Özel kanunlara tabi anonim şirketlere önce özel hükümler uygulanır. Bu hükümler dışında kalan konularda da anonim şirketlere ilişkin genel hükümler uygulama alanı bulur. SerPK’ya tabi halka açık anonim şirketler ile BanK’ya tabi bankalar için kanun hükmü gerekçesinde “… Bu kesin kural SPK ve BDDK başta olmak üzere diğer özerk kurumları da kapsar. Kamu menfaati yönünden, kontrolün gerekli olduğu hallerde ilgili makam, isteklerini STB aracılığı ile gerçekleştirebilir. Böylece devlet kontrolünde bütünlük sağlanmış, çok başlılık ve öznellik hukukun üstünlüğüne aykırı kabul edilmiş ve ana sistemin istisnalarla yozlaştırılmasına engel olunmuştur. Hükümdeki “hukuki konum ve nitelik” ile anonim şirketin kamusal yönü bulunup bulunmadığı, işletme konusunun kamu hizmeti yönünden özellik taşıyıp taşımadığı, halka açık olup olmadığı veya benzeri özellikleri haiz olup olmadığı kastedilmiştir. Ancak bu hüküm SPK, BDDK ve benzeri kurumların kendi ilke ve kriterlerini Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bildirmelerine ve bu Bakanlık ile bu konuda işbirliği yapmalarına engel oluşturmaz.” şeklinde açıklamaya yer verilmiştir.

Sermaye Piyasası Kanunu ve Bankalar Kanunu’nda SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) ve BDDK (Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kururulu)’dan izin alınmasını zorunlu kılan hükümler şunlardır:

  • Bazı şirket paylarının şirketin tescilinden itibaren en geç iki ay içinde halka arz edileceği esas sözleşmede belirtilerek ve garanti edilerek anonim şirket kurulabilir. Ancak sonradan halka arz edilecek olsalar dahi, esas sözleşmede sermayenin tamamının taahhüt edilmiş olması şarttır. Bu şekilde kurulan bir anonim şirketin kayıtlı sermaye sistemini benimsemesi için, SPK’dan izin alınması gerekir. Şöyle ki; hisse senetlerini halka arz etmek üzere kurulan anonim şirketlerin kayıtlı sermaye sistemini benimsemeleri durumunda, SPK’dan da izin almaları gerekmektedir.
  • Benzer şekilde Türkiye’de bir banka kurulmak istendiğinde, bu bankanın anonim şirket şeklinde kurulması şart olup, BBDK ‘nın en az beş üyesinin olumlu oyu ile kuruluşa izin verilmesine dair karar alınması gerekir.

Bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, tüketici finansmanı ve kart hizmetleri şirketleri, varlık yönetim şirketleri, sigorta şirketleri, anonim şirket şeklinde kurulan holdingler, döviz büfesi işleten şirketler, umumi mağazacılıkla uğraşan şirketler, tarım ürünleri lisanslı depoculuk şirketleri, ürün ihtisas borsası şirketleri, bağımsız denetim şirketleri, gözetim şirketleri, teknoloji geliştirme bölgesi, yönetici şirketleri, SerPK’ya tabi şirketler, serbest bölge kurucusu ve işleticisi olan şirketlerin kuruluş ve esas sözleşme değişikliklerinde bakanlıktan izin almaları gerekmektedir.

5. Sermayenin Ödenmesi Gereken Asgari Tutarlarının ve Çıkarılma Primlerinin Ödenmesi

Nakdi ve ayni sermaye taahhütleri ile halka arz edilmek üzere taahhüt edilen pay bedelleri bakımından farklı düzenlemeler mevcuttur.

Halka Arzın Öngörülmediği Kuruluşlar Bakımından

Kayıtlı sermaye sistemini benimsemeyen anonim şirketlerde, şirketin tescilinden önce ödenmesi gereken tutar, nakdi sermaye tutarının belirli bir kısmı ile çıkarılma primleridir. Nakden taahhüt edilen payların itibari değerlerinin en az %25’inin tescilden önce ödenmesi gerekir. Sermaye taahhüdünün geri kalanı, şirketin tescilini izleyen yirmi dört ay içinde ödenir. Bu süre azami olup, daha kısa sürede ödenmesi ya da esas sözleşmede daha kısa bir sürenin öngörülmesi de mümkündür. SerPK’nın pay bedellerinin ödenmelerine ilişkin hükümleri saklıdır.

Anonim şirketler sermayesi belirli ve paylara bölünmüş şirketler olup, payların itibari değerleri toplamının sermayeye eşit olması gerekir. İtibari değerinin altında pay çıkarılması yasak iken üzerinde pay çıkarılmasına izin verilmiştir. Ancak bunun için, esas sözleşmede hüküm olması veya genel kurulun bu yönde bir karar almış olması gerekir. İtibar değerden farklı olarak, bu değeri aşan çıkarılma priminin tamamı şirketin tescilinden önce ödenmiş olmalıdır.

İtibari değerin üzerinde pay ihraç edildiğinde, itibari değeri oluşturan kısım sermayeye eklenir. İtibari değerin üzerinde kalan kısım, payların çıkarılma giderleri ve hayır amaçlı yapılan ödemeler için kullanılmayan kısım ise kanuni yedek akçeye eklenir

Tescilden önce ödenmesi gereken tutarlar Bankalar Kanunu’na bağlı bir bankada, kurulmakta olan şirket adına açılacak özel bir hesaba sadece şirketin kullanabileceği şekilde yatırılacaktır. Ödeme yeri, mal varlığının korunması ilkesine göre düzenlenmiştir Türkiye’de kurulu bulunmayan ve şubesi de bulunmayan bankalarda açılan hesaplara sermayenin tescilden önce ödenmesi gereken kısmı yatırılamayacaktır.

Şirketin tescili talep edildiğinde, ticaret sicil müdürü ödenmesi gereken asgari tutarların ödenip ödenmediğini, söz konusu bankanın kendisine hitaben düzenlediği mektuptaki bilgilere göre denetler.

Açılacak olan hesabın şirket adına açılıp ödenen tutarlar sadece şirketin kullanabileceği şekilde yatırılacaktır. Bu şekilde, şirketin tescilinden önce kurucuların bu tutarları hesaptan çekmesi mümkün olamayacaktır. Banka yatırılan tutarı, ticaret sicil müdürlüğünün şirketin ticaret siciline tescil edildiğini ve tüzel kişilik kazandığını bildiren yazısının sunulmasından sonra, yalnızca şirketi temsile yetkili kişilere ödeyecektir. Aksi halde bankanın sorumluluğu doğar.

Şirketin kuruluş işlemlerinin yarım kalması, tüzel kişilik kazanamaması gibi durumların oluşması ihtimalleri dikkate alınarak, ödenen asgari sermaye tutarlarının ödemeyi yapan kuruculara iadesi de güvence altına alınmıştır. Şirket, esas sözleşmedeki imzaların noter tarafından onaylandığı tarihten itibaren, üç ay içinde tüzel kişilik kazanamazsa, bu hususu doğrulayan sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, daha önce ödenmiş bedeller banka tarafından sahiplerine iade edilir. Üç aylık süre şirketin ticaret siciline tescili bakımından kesin süre değildir. Kurucular, üç aylık sürenin dolmasından sonra da şirketin kuruluş işlemlerini tamamlayabilecektir.7 Sicil müdürü sürenin dolması sebebiyle tescil talebini geri çeviremez.

Kuruluş Sırasında Halka Arzı Taahhüt Edilen Paylar

Kuruluş sırasında taahhüt edilen payların şirketin kurulmasından sonra halka arzı özel olarak düzenlenmiştir. Halka arz edilecek olan paylar da nakdi sermaye taahhüdü olmalarına karşın, ödenmeleri bakımından halka arzı taahhüt edilmeyen paylardan farklı hükümlere tabi tutulmuşlardır.

Halka arz edilecek paylar da kurucular tarafından esas sözleşmede taahhüt edilmelidir. Zira sermayenin tamamı taahhüt edilmeden kuruluş işlemlerinin tamamlanması ve şirketin ticaret siciline tescili mümkün olmayacaktır. Ancak, esas sözleşmede, bu payların diğerlerinden farklı olarak şirketin ticaret siciline tescilinden itibaren iki ay içinde halka arz edileceği açıkça belirtilmelidir ve halka arz kurucularca garanti altına alınmalıdır. Bu tür paylar karşılığında taahhüt edilen sermaye, halka arz neticesinde elde edilen satış gelirinden ödenir. Yani bu tür paylar bakımından şirketin tescilinden önce itibari değerlerinin %25’ini ve çıkarılma primlerini ödeme mecburiyeti yoktur.

Yapılacak olan halka arz işlemleri, SerPK çerçevesinde gerçekleştirilir. Satış sürecinin sonunda, payların itibari değerlerinin ve varsa çıkarma priminin karşılığı şirkete; giderler düştükten sonra kalan tutar ise, pay senetlerini halka arz eden pay sahiplerine ödenir.

Şirketin kuruluşu sırasında halka arz edilecekleri belirtilmiş ve garanti edilmiş olmasına rağmen tescilden sonra herhangi bir sebeple halka arz edilemeyen payların bedellerinin yüzde yirmi beşi ile halka arz edilip de satılamayan pay bedellerinin tamamı, iki aylık süreyi izleyen üç gün içinde ödenir.

6. Ticaret Siciline Tescil ve İlan

Anonim şirketin kuruluşu daha önceki bir tarih bile olsa, şirket ticaret siciline tescil edilmekle tüzel kişilik kazanır. Kuruluş bakımından son aşama tescil ve ilandır. Şirket sözleşmesinde belirlenmiş olan ilk yönetim kurulu tescili talep etmeye yetkilidir.

Doktrinde tescilin hukuki sonuçları dört başlık altında toplanmıştır:

  • Anonim şirkete tüzel kişilik kazandırması,
  • Anonim şirketin organlarını oluşturması,
  • Bu aşamadan sonra anonim şirketin yokluğuna ve butlanına karar verilememesi,
  • TK.353/I’de düzenlenen fesih sebepleri dışında tüm eksiklikleri onarması.

Şirketin tüzel kişilik kazanması için ticaret siciline tescil yeterli olsa da, şirket esas sözleşmesinin tamamının tescil ve TTSG’de ilanı mecburidir.

Ticaret siciline tescil ve ilan için otuz günlük süre öngörülmüştür. Ancak bu süre geçtiğinde yapılan işlemler geçersiz olmayacak, ticaret siciline tescil edilememek gibi bir yaptırımla karşılaşılmayacaktır.8 Zira sermaye taahhütlerinin asgari tutarını ödeyen pay sahiplerinin şirketin tüzel kişilik kazanamaması sebebiyle yatırdıkları tutarı geri almak için beklemeleri gereken süre üç ay olarak düzenlenmiştir. Otuz günlük süre, kuruluşu izne tabi şirketlerde izin tarihinden; diğer şirketlerde şirket esas sözleşmesindeki imzaların noter tarafından onaylandığı tarihten itibaren işlemeye başlar.

Tescil, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline yapılır, TTSG’de ilan olunur. Sicil müdür ve yardımcıları tescil talebi ile karşılaştıklarında, şirket sözleşmesinin kanunun emredici hükümlerine aykırı olup olmadığını, kanunun bulunmasını zorunlu kıldığı hükümleri içerip içermediğini incelemekle yükümlüdür. Tescilden önce dikkat edilmesi gereken bir diğer husus; şirket sözleşmesinde ayni sermaye olarak konulan mal ve haklar ile ilgili sicillere şerh konulmak suretiyle durum açıklanmasına rağmen, şirketin ticaret siciline tesciline kadar geçen kuruluş sürecinde söz konusu mal ve hakların başkasına devredilmesi veya üzerinde ayni bir sınırlama tesis edilmesi durumunda, ilgili sicili tutan kurumlar durumu derhal ticaret sicil müdürlüğüne bildirmelidir. Bildirim üzerine ticaret sicil müdürlüğü şirketin ticaret siciline tescil talebini reddedecektir. Ticaret sicil müdürü şirketin ticaret siciline tescili ile eşzamanlı olarak, ilgili diğer sicillere re’sen bildirimde bulunur.

Anonim şirket tescil anında tüzel kişilik kazanmakta, tescilin olumlu etkisi esas sözleşmenin belirli hükümleri bakımından söz konusu olmakta ve en önemlisi tescil edilerek tüzel kişilik kazanmış olan bir anonim şirketin butlanına ve yokluğuna karar verilememekte, ancak şartları varsa fesih davası açılabilmektedir.

Ticaret siciline tescilin olumlu etkisi ve anonim şirketin tüzel kişilik kazanması sırasında tescil edilen esas sözleşme hükümlerinden hangileri bakımından bu etkinin mevcut olacağı kanunda düzenlenmiştir. Sicilin olumlu etkisi genel olarak, ticaret siciline tescil edilmesi gerekip de tescili yapılan kayıtlar bakımından söz konusu olur. Olumlu etki esas sözleşme hükümlerinin tamamı için değil, kanunda sayılan birtakım hususlar bakımından geçerlidir. Bunlar:

  • Esas sözleşmenin tarihi,
  • Şirketin ticaret unvanı ve merkezi,
  • Şirketin varsa süresi,
  • Şirketin sermayesi, ödenmesinin şekil ve şartları ile payların itibari değerleri, varsa imtiyazlar,
  • Pay senetlerinin türleri, hamiline veya nama yazılı oldukları,
  • Şirketin nasıl temsil olunacağı,
  • Yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları, unvanları, yerleşme yerleri ve vatandaşlıkları,
  • Şirketin yapacağı ilanların şekli; esas sözleşmede buna ilişkin hüküm bulunduğu takdirde, yönetim kurulu kararlarının pay sahiplerine nasıl bildirileceği.

7. Anonim Şirketin Feshi

Anonim şirketin butlanına veya yokluğuna karar verilemez. Bu yasağın sebebi, butlan ve yokluğun tespitinin etkilerinin geçmişe yönelik olması, baştan itibaren geçersizliğin söz konusu olmasıdır. Tespit kararı verilinceye kadar yapılan işlemler de bu sebeple geçersiz hale geleceğinden, kanun koyucu işlem güvenliğini dikkate alarak yokluk ve butlan kurumlarının anonim şirketler bakımından uygulanamayacağını kabul etmiştir. Fesih ileriye etkili hüküm doğuracağından fesih kararı verilinceye kadar yapılmış olan işlemler geçerli olacaktır. Şirket tüzel kişilik kazanmış olduğundan, fesih kararından sonra tasfiye süreci başlayacak ve tasfiyeye ilişkin hükümler uygulanarak yürütülecek prosedür neticesinde şirket sona erecektir.

Anonim şirketin feshi neticesini doğurabilecek sebepler; şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatlerinin önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilmiş olmasıdır. Ancak bu durum, muhakkak şirketin feshine sebep olmayacaktır. Eksikliklerin giderilebilmesi, esas sözleşmeye veya kanuna aykırı hususların düzeltilebilmesi için mahkeme şirket yetkililerine süre verebilir.

Fesih davası açabilecek kişiler; yönetim kurulu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, ilgili alacaklılar ve pay sahibidir. Dava, şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılır. Mahkeme davanın açıldığı tarihte tedbir mahiyetinde karar almak gerekiyorsa, esasa ilişkin karar vermeden önce gerekli önlemleri almak için ara karar verebilir. Fesih davası şirketin tescil ve ilanından itibaren üç ay içinde açılabilir. Söz konusu süre hak düşürücü niteliktedir.

Davacı dava dilekçesine gerekli tüm bilgileri ve delilleri ekler. Yargılama süreci devam ederken kural olarak başkaca delil sunulamaz, başka bir davanın beklenmesi veya bilgi getirtilmesi mahkemeden istenemez. Bu kuralın istisnası, somut olayın haklı gösterdiği hallerde mahkemece kesin süreye bağlanmak şartı ile, davacının delil sunma ve bilgi getirme isteminin kabul edilebilecek olmasıdır. Dava, acele işlere ilişkin usule tabidir.

Fesih davasının açılması ve dava sonucunda verilen mahkeme kararının kesinleşmesi, ticaret siciline tescil ve TTSG’de ilan olunur. Tescil ve ilan, mahkemenin bu hususları ticaret sicili müdürüne derhal ve re’sen bildirmesi ile yapılır. Yönetim kurulu, tescil edilip ilan olunan hususu internet sitesinde yayınlayacaktır.

IV. Kanuna Karşı Hile

Anonim şirketlerde sermayenin taşıdığı önem sebebiyle, kuruluş sırasında ayni sermayeye ya da devralınacak işletme ve ayınlara değer biçilmesi bakımından detaylı düzenlemeler getirilmiş, bu çerçevede mahkemece bilirkişi atanarak değerin belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Fakat kuruluş aşamasındaki bu prosedür ve denetimden kaçmak amacıyla, şirket mal varlığına dahil edilmek istenen işletme ya da ayın, kuruluşun tamamlanmasından sonra da şirket tarafından devralınabilir. Kanun koyucu kuruluştan sonra gerçekleştirilen devralma ve kiralama işlemlerini de kanunda öngörülen şartların varlığı hâlinde kuruluşa benzer bir prosedüre tabi tutmuştur.

Bu açıdan getirilen ilk kural, süre şartıdır. Şirketin tescilinden itibaren iki yıl içinde bir işletme veya aynın şirket tarafından devralınması veya kiralanması gerekir.9 Ancak bu süre içindeki her devralma ve kiralama işlemi bu düzenlemeye tabi değildir. Sermayenin 1/10’unu aşan bir bedel karşılığında devralma veya kiralama yapılmalıdır. Bu şartları sağlamasına rağmen, şirketin işletme konusunu oluşturan veya cebri icra yoluyla iktisap edilen ayın ve işletmeler hakkında aşağıda açıklanan prosedür uygulanmayacaktır.

Süre ve bedel bakımından söz konusu şartları taşıyan bir sözleşme yapılmak istendiğinde, öncelikle yönetim kurulunun şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine müracaatı ve bu müracaat üzerine mahkemece bir bilirkişi atanması gerekir. Bilirkişi, devralınacak ya da kiralanacak işletme ve ayınlara değer biçer. Değer biçilmesinden sonra, sözleşme, şirket genel kurulunca onaylanır. Onayın akabinde hem sözleşme hem genel kurulun onay kararı birlikte ticaret siciline tescil edilir. Onay ve tescil işlemi sözleşmenin geçerlilik şartıdır. Ayrıca, onay ve tescilinden önce sözleşmelerin ifası amacıyla yapılmış olan ödemeler dahil, her türlü tasarruf da geçersizdir. Sözleşmenin onaylanmasının görüşüleceği genel kurul toplantısında, toplantı ve karar nisabı Ticaret Kanunu’nun 421/III, IV hükmünde düzenlenen oranlardır. Yukarıda da değinildiği üzere, Ticaret Kanunu’nun 356. maddesine aykırılığın yaptırımı geçersizlik olup, menfaati olan herkes, herhangi bir süre sınırlamasına tabi olmadan ileri sürebilir. Burada sınırı dürüstlük kuralları çizer.10

Avukat Asiye Solmaz

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp →