WhatsApp

Ceza Muhakemesinde Yargılamanın Yenilenmesi

Ceza Muhakemesinde Yargılamanın Yenilenmesi

I. Genel Olarak

Ceza muhakemesi hukukunda yargılamanın yenilenmesi, kanunda sayılan şartları varlığı halinde kişinin yeniden yargılanmasına imkan tanıyan olağanüstü bir kanun yoludur. Kural olarak kesinleşmiş bir ceza hakkında yeniden yargılama yapılması mümkün değilken olağan üstü bir kanun yolu olan iade-i muhakeme yoluyla hükümlü yeniden yargılanabilecek ve bu yargılama neticesinde cezası artırılıp azaltılabileceği gibi beraat de edebilecektir.

II. Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311’inci ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın yenilenmesi müessesesi “Olağanüstü Kanun Yolları” başlıklı kısmın altında düzenlenmiştir. Yargılamanın yenilenmesi hükümlünün lehine olabileceği gibi hükümlü veya sanık aleyhine de olabilmektedir.

A. Hükümlü Lehine Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri

1. Sahte Belge Kullanılmış Olması

Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK m.311/1-a) göre, duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahte olduğunun anlaşılması, hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi sebebidir.

Sahte belgenin yargılamanın yenilenmesine gerekçe olabilmesi için, belgenin hem duruşmada kullanılması hem de hükmü etkilemesi gerekir. Hükme etki etmeyen ancak duruşmada kullanılan bir belge tek başına yargılamanın iadesi nedenini oluşturmaz. Her iki koşulun da bir arada bulunması gerekmektedir.

Bir diğer önemli nokta, sahte belgenin kimin yararına kullanıldığıdır. Eğer sahte belge hükümlünün haberi olmadan hazırlanmışsa, bu lehe yenileme sebebidir. Ancak belgeyi bizzat sanık hazırlamış veya ondan haberdar olmuşsa, bu durum aleyhe yenileme sebebi sayılmaktadır.

Son olarak, belge sahte değilse fakat içeriği gerçeği yansıtmıyorsa, bu durum sahte belge kapsamında değerlendirilmez. Böyle bir durumda sadece yeni delil veya olaylara dayanarak lehe yenileme istenebilecektir.

2. Yalancı Tanıklık ya da Gerçeğe Aykırı Bilirkişilik Yapılmış Olması

Eski 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nda (CMUK) “muhakemenin yenilenmesi” hem lehe hem de aleyhe sebepler arasında yer almaktaydı. Ancak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) bu durum yalnızca lehe yargılamanın yenilenmesi nedenleri arasında sayılmıştır.

CMK m.311/1-b’ye göre; yeminle dinlenmiş bir tanık veya bilirkişinin, hükmü etkileyecek şekilde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun anlaşılması, yargılamanın yenilenmesi sebebidir. Bu gerekçeyle yargılamanın yenilenmesinin talep edilebilmesi için iki şart bulunmaktadır. İlk olarak tanık veya bilirkişinin yeminle dinlenmiş olması ikinci olarak da gerçeğe aykırı beyanın hükmü etkilemiş olması.

Maddede yemine dinlenen tanıklardan bahsedilmektedir. Ancak Ceza yargılamasında istisnai olarak bazı tanıkların yemin etmeden de dinlenmesi mümkündür. Yeminle dinlenmeyen bir tanık da gerçeğe aykırı beyanda bulunabilecektir. Fakat kanun yalnızca bu yenileme sebebini yeminli tanıklarla sınırlandırmıştır.

maddede yalnızca tanıkalrdan değil bilirkişilerden de bahsedilmiştir. Bu kapsamda bilirkişinin gerçeğe aykırı bir rapor oluşturması, tercümanın gerçek dışı bir çeviri yapması da yargılamanın yenilenmesi nedeni oalbilecektir.

Her yalan tanıklık veya hatalı bilirkişi raporu direkt olarak olarak yenileme sebebi sayılmamaktadır. Beyanın veya raporun hükmü etkilemiş olması gerekir. Örneğin, tanığın yanlış beyanı dosya açısından önemli değilse, yargılamanın yenilenmesi talebi reddedilecektir.

3. Hakimin Görevni Yaptığı Sırada Suç İşlemesi

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-c maddesine göre, hükme katılan hakimin, hükümlünün kusuru dışında, aleyhine ceza kovuşturması veya mahkûmiyetini gerektirecek şekilde görevini yapmada kusurlu davranması yargılamanın lehe yenilenmesi sebebidir. Burada görevini ihlal eden kişinin hükme katılan hakim olması gerekmektedir. Disiplin suçları bu kapsama girmez. Hakimin işlediği suçun doğrudan hükmü etkilemesi şart değildir. Ayrıca kanun, hakimin kusuruna hükümlünün neden olmaması şartını açıkça düzenlemiştir. Dolayısıyla eğer hükümlü bizzat hakimi suça yönlendirmiş veya sebebiyet vermişse bu durumda lehe yargılamanın yenilenmesi talep edilemez.

4. Cezaya Dayanak Olan Başka Bir Hükmün Ortadan Kalkması

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-d maddesine göre, ceza hükmü bir hukuk mahkemesi kararına dayandırılmış olup da bu kararın kesinleşmiş başka bir hüküm ile ortadan kaldırılması, yargılamanın lehe yenilenmesi sebebidir. Bu durumun söz konusu olabilmesi için öncelikle bir hukuk mahkemesi hükmünün bulunması ve ceza mahkemesi hükmü ile bu hukuk mahkemesi hükmü arasında illiyet bağı olması gerekir. Bu bağ, ceza davasında hukuk mahkemesinin kesinleşmiş kararının delil olarak kullanılmasıyla, bekletici mesele kararı verilerek o kararın ceza hükmüne dayanak yapılmasıyla veya hukuk mahkemesi kararını ortadan kaldıran yeni hükmün ceza hukuku bakımından sonuç doğuran bir hukuki durumu değiştirmesiyle kurulabilmektedir.

Kanun, hukuk mahkemesinin verdiği kararın başka bir kesinleşmiş hüküm ile ortadan kaldırılmasını şart koşmaktadır. Dolayısıyla ceza mahkemesi hükmünün dayanağı olan hukuk mahkemesi kararını ortadan kaldıran kararın da kesinleşmiş olması gerekir.

5. Yeni Olay veya Yeni Delilin Bulunması

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-e maddesi, yeni olay veya yeni delil ortaya çıkmasını yargılamanın lehe yenilenme sebeplerinden biri olarak düzenlemektedir. Buna göre, sunulan yeni delil veya olayın, tek başına ya da daha önceki delillerle birlikte değerlendirildiğinde sanığın beraatine veya daha hafif bir cezayı gerektiren kanun hükmünün uygulanmasına yol açacak nitelikte olması gerekir. Burada yeni delil veya yeni olay, yalnızca sanığın tamamen beraatini değil, daha düşük ceza alması gerektiğini de ortaya koyabilmektedir. “Yeni” sayılabilmesi için olay veya delilin, hükmü veren mahkemeye daha önce bildirilmemiş olması yeterlidir. Mahkum tarafından bilinip bilinmemesi önem taşımaz. Ayrıca olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olması da şart değildir. Hükümden önce gerçekleşmiş ancak mahkemeye sunulmamış, mahkeme tarafından değerlendirilmemiş her türlü olgu ve delil de yeni kabul edilmektedir.

Buna karşılık, yargılama sırasında mahkemeye bildirilen fakat inandırıcı bulunmadığı için değerlendirme dışı bırakılan deliller yeni sayılmamaktadır. Buradaki yenilik, taraf açısından değil, mahkeme açısından belirlenmektedir. Yani mahkemece incelenmeyen, yargılama konusu yapılmayan veya dikkate alınmayan deliller yeni kabul edilmektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2012/3-909 Esas ve 2014/121 Karar sayılı ve 11/032024 tarihli kararında “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için ‘yeni’ olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın ‘yeni’ olarak nitelendirilmektedir. Olay veya delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan veya mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da ‘yeni’ sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de ‘yeni’ sayılmaktadır”. hükmüne yer verilerek yeni delil kavramı net bir biçimde ifade edilmiştir.

6. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Konuya İlişkin Karar Vermesi

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-f maddesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen kesinleşmiş kararların, yargılamanın lehe yenilenmesi için bir neden olabileceğini düzenler. Eğer Türk mahkemelerinin verdiği bir ceza hükmünün, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) veya ek Protokollerine aykırı olarak verildiği ve bu aykırılığın hükmün dayanağı olduğu AİHM kararıyla tespit edilirse, sanık veya hükümlü, kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde yargılamanın yenilenmesini talep edebilmektedir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, zamanında yapılmayan başvurular reddedilecektir. Ancak AİHM’nin ihlal kararı, yeniden yargılama için elverişli olmalı; yani Türkiye’deki mahkeme kararının dayandığı olgular üzerinde etkili olmalıdır. Örneğin yalnızca yargılamanın uzun sürmesi veya gözaltı süresinin aşılması gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilmez. AİHM kararı kesinleşmeden bu yola başvurulamaz ve kararın, ihlalin doğrudan hükme etki ettiğini göstermesi gerekir.

AİHM tarafından verilen ihlal kararında tazminat ödemesinin bulunması, yargılamanın yenilenmesi talebine engel değildir. Bununla birlikte, 04.02.2003 tarihinden önce yapılan başvurulara yönelik sınırlama, öğretide eşitlik ilkesine aykırı bulunmuştur. 2013’te eklenen geçici maddeyle, 15.06.2012 itibarıyla Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde denetimi süren dosyalar için bu süre kuralı uygulanmamış ve üç ay içinde başvuru hakkı tanınmıştır.

B. Sanık veya Hükümlünün Aleyhine Yargılamanın Yenilenmesi Nedenleri

1. Sahte Belge Kullanılmış Olması

Sahte belge kullanılması, yargılamanın hem lehe hem de aleyhe yenilenme sebepleri arasında yer alır. Belgeyi hazırlayan kişinin durumu, sahteliğin lehe mi yoksa aleyhe mi değerlendirileceğini belirlemektedir. Eğer sahte belge sanığın bilgisi dışında hazırlanmışsa bu durum lehe yenilenme sebebi sayılırken, sanığın sahte belgeyi bizzat hazırlaması veya sahtelikten haberdar olması halinde aleyhe yenilenme nedeni oluşur

Madde kapsamında yer alan “belge” kavramı, evrakta sahtecilik suçunda kabul edilen belge kavramından daha geniştir. Belgenin baştan itibaren sahte olarak düzenlenmesi ile sonradan sahte hale getirilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Önemli olan, söz konusu belgenin duruşma aşamasında tartışılmış ve hükme etki etmiş olmasıdır.

2. Hakimin Görevni Yaptığı Sırada Suç İşlemesi

CMK m.314/1-b uyarınca, hükme katılmış olan hâkimlerden birinin, görevini ifa ederken sanık veya hükümlü lehine olacak şekilde kusurlu davranması ve bu kusurun aleyhine ceza kovuşturmasını veya mahkûmiyetini gerektirecek nitelikte olması, yargılamanın aleyhe yenilenme sebeplerinden biridir. Bu durum, hem lehe hem de aleyhe yargılamanın yenilenme sebepleri arasında yer alan ortak nedenlerden ikincisini oluşturur. Yenilenme sebebinin gerçekleşmesi için hâkimin görevini yaparken işlediği suçun, sanık veya hükümlünün lehine hukuki sonuç doğurması gereklidir. Başka bir ifadeyle, hâkimin hukuka aykırı eylemi sonucunda sanık hak etmediği şekilde beraat etmeli veya hak ettiğinden daha az bir ceza ile cezalandırılmış olmalıdır.

3. Sanığın İkrarı

Sanığın ikrarı, Ceza Muhakemesi Kanunu m.314/1-c uyarınca, yargılamanın aleyhe yenilenme nedenlerinden biridir ve sadece hükümlü değil, beraat etmiş sanıklar için de geçerlidir. CMK’da ikrarın, sadece hakim önünde yapılması şartı aranmaktadır. Böylece sanığın kolluk veya savcılık makamı önünde iradesini sakatlayacak yöntemlerle alınabilecek ikrarlarının hukuka aykırı delil vasfı kazanmasının önüne geçilmiş, aynı zamanda “ne bis in idem” ilkesine uyum sağlanmıştır. İkrar, yalnızca beraat kararı verilmiş ve kesinleşmiş hükümden sonra dikkate alınacaktır. Mahkumiyetten sonra verilen ikrar ise daha ağır ceza doğursa dahi yenilenme nedeni oluşturmaz. Yalnızca suçun hukuki niteliğini değiştirmesi halinde bu mümkün olur. Ayrıca, iştirak halinde işlenen suçlarda ikrar yalnızca ikrarı yapan sanık için geçerlidir ve diğer suç ortaklarına sirayet etmez.

Yenilenme sebebinin uygulanabilmesi için ikrarın sanık tarafından ve güvenilir nitelikte yapılması gereklidir. Sanık dışındaki kişilerin ikrarına dayanılarak aleyhe yargılamanın yenilenmesine gidilemez. Mahkeme, ikrarın sanığın özgür iradesine dayanıp dayanmadığını değerlendirerek güvenilirliğini tespit etmekte ve buna göre yargılamanın yenilenmesine karar vermektedir.

III. Yargılamanın Yenilenmesi Başvurusu

A. Başvuruda Bulunabilecek Kişiler

CMK m.311 uyarınca yargılamanın yenilenmesi, esas olarak hükümlü lehine uygulanmaktadır. Ancak başvuru hakkı olan kişiler yalnızca hükümlü ile sınırlı değildir. Hükümlünün kendisi, eşi, kanuni temsilcisi veya hükümlünün açık rızası ile avukatı da yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilmektedir. Ayrıca Cumhuriyet savcısı, CMK m.311 ve m.314 kapsamında hükümlü lehine veya aleyhine yenilenme taleplerinde başvuru hakkına sahiptir.

Yargılamanın yenilenmesi için başvuru makamı, ilgili ceza mahkemesidir. Başvuruda bulunurken dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri, talebin hangi gerekçeye dayandığının açıkça belirtilmesidir.

Hükümlünün ölmesi veya cezasının infaz edilmesi, yargılamanın yenilenmesi başvurusu için engel teşkil etmez (CMK m.313). Hükümlü vefat etmişse, eş, üstsoy, altsoy ve kardeşler yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilmektedir. Hatta bu yakın kişiler de yoksa, Adalet Bakanı tarafından yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulabilmektedir. Böylece, adli hataların düzeltilmesi ve mağduriyetin giderilmesi için etkin bir başvuru imkanı sağlanmaktadır.

B. Zamanaşımı

CMK m.311 ve devamı maddelerine göre genel kural, yargılamanın yenilenmesi başvurusunda çoğu sebep için belirli bir süre sınırı olmamasıdır. Ancak bazı özel durumlarda başvuru için süre şartı bulunmaktadır. AİHM’nin kesinleşmiş kararına dayanarak yargılamanın yenilenmesi talep edilebilimektedir. Bu başvuru kararın kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılmalıdır. Diğer yenilenme sebepleri için belirli bir başvuru süresi öngörülmemiştir.

IV. Yargılamanın Yenilenmesi Talebinin Sonuçları

A. Başvurunun İncelenmesi

Yargılamanın yenilenmesi talebi, hükmü veren mahkemeye veya Yargıtay’a dilekçe ile yapılabilmektedir. CMK m.318/2’ye göre, Yargıtay’ın doğrudan hüküm kurduğu hallerde de başvuru yine hükmü veren mahkemeye yapılmaktadır. Başvuruyu inceleyen mahkeme, önce başvurunun şekil ve esas yönünden kabule değer olup olmadığını değerlendirir.

B. Kabule Değer Bulma ve İnceleme Aşaması

Mahkeme, başvuruyu kabule değer bulursa, talep edilen iddiaların yeterli derecede doğrulanıp doğrulanmadığını ve hükmün sonucunu etkileyip etkilemediğini araştırır. Bu aşamada mahkeme, önceki yargılamada görev almış hakimlerin katılımı olmadan hareket eder (CMK m.23/3). Kabule değer görülen başvuru sonrasında delil toplama aşamasına geçilmektedir.

C. Delillerin Toplanması

Delil toplama aşamasında, mahkeme yeni tanıkları dinleyebilmekte, belgeleri inceleyebilmekte veya gerekli gördüğü diğer delilleri toplayabilmektedir. Bu süreçte CMK m.157 ve m.320’de düzenlenen usul kuralları uygulanır. Delillerin toplanması, mahkemenin karar verebilmesi için zorunludur. Kabule değer gerekçesine dayanan deliller toplanmadan ret kararı verilmesi hukuka aykırıdır.

D. Duruşma ve Esas Hakkında Karar

Deliller toplandıktan sonra dosya yeni esas numarasıyla işin esasına kaydedilmektedir. Mahkeme duruşma açabilmekte veya yeterli delil varsa duruşmasız olarak yargılamayı tamamlayabilmektedir. Yeniden yapılan yargılamada mahkeme, önceki hükmü onayabilmekte veya iptal ederek yeni hüküm kurabilmektedir.

Yargılamanın yenilenmesine karar verildikten sonra yargılama yenilendiğinde mahkeme bu safhada yenileme sebepleriyle bağlı değildir. Önceki hüküm henüz kalkmamış olsa da, ilk defa yargılama yapılıyor
muş gibi hareket edilecektir. Öte yandan mahkeme yargılamanın yenilenmesi başvurusunda ileri sürülen neden ve delillerle bağlı olmadığından gerek gördüğü tüm konularda delil araştırmasına da girişebilmektedir. Buna karşılık, yeni ileri sürülen delillere rağmen, yargılamanın yenilenmesi talebine
konu önceki hükmün onanarak aynı hükmün tekrar verilmesi mümkündür.

Aleyhe değiştirme yasağı (reformatio in peius) uyarınca yargılamanın yenilenmesi istemi, hükümlünün lehine yapılmışsa, yeniden verilen hüküm önceki hükümle belirlenmiş cezadan daha ağır bir cezayı içeremez (CMK m.323/2). Yargılamanın yenilenmesi davasının sonunda verilen yeni hüküm beraat kararı ise, aleyhe yargılamanın yenilenmesi başvurusunda bulunulan hükme dayanılarak alınan para cezalarının iadesine karar verilmektedir. Ayrıca önceki hükümde verilen müsadere kararı da kaldırılmaktadır.

E. İtiraz ve Kanun Yolu

Yargılamanın yenilenmesi başvurusunun ilk iki aşamasına karşı istinaf veya temyiz değil, itiraz yolu açıktır. Duruşma sonrası verilen kararlara ise, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvurulabilmektedir.

Avukat Gökçe Aral

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp