İfade Özgürlüğü

ifade ozgurlugu

I. İfade Özgürlüğü Nedir?

İfade, kişilerin duygu ve düşüncelerini üçüncü kişilere aktarmasıdır. Özgürlük, kişilerin kendi geleceklerini hiçbir baskı altında kalmadan kendilerinin belirleyebilmesidir.[1] İfade özgürlüğü temel insan hakları arasındadır.

İfade özgürlüğü; kişilerin düşüncelerini, kanaatlerini, inanç ve duygularını başka kişilere aktarmakta serbest ve özgür olmasıdır. Ayrıca ifade özgürlüğü, barışçıl yollarla ve başkalarının özgürlüklerine müdahalede bulunulmaksızın kullanılması gereken bir haktır. Bununla beraber kişilerin düşüncelerini açıklamasını, düşüncelerini açıklamaya zorlanmamasını, kişilerin ifadelerinden dolayı suçlanmaması ve kınanmamasını da kapsamına almaktadır.[2]

İfade özgürlüğü, demokratik toplumlardaki en önemli haklardan biri olup diğer haklarla da yakından ilişkilidir. Kişilerin ve toplumların gelişebilmesi, bilgilenebilmesi, gerçeklerin ortaya çıkarılabilmesi için çok büyük önem arz etmektedir.[3] Bireyler fikirlerini yazılı, sözlü, sanatla veya farklı birçok şekilde ifade edebilirler. Tüm bu ifade biçimleri ifade özgürlüğünün koruması altındadır.[4]

İfade özgürlüğü, doktrinde düşünce özgürlüğü ve düşünceyi açıklama özgürlüğü olarak ikiye ayrılmaktadır. Anayasamızda da bu şekildedir. Düşünce özgürlüğü, kişilerin kendi iç dünyalarındaki fikir ve kanaatlerinde tamamen özgür olmasıdır. Bununla beraber dışarıya vurulan ve paylaşılan bir düşünce söz konusu değildir. Bu özgürlüğe müdahale edilemez. Düşünceyi açıklama özgürlüğü, ifade özgürlüğünde de açıkladığımız gibi kişilerin düşünce ve kanaatlerini üçüncü kişilerle paylaşma özgürlüğüdür. [5]

II. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde İfade Özgürlüğü

İfade özgürlüğü, Anayasanın 25’inci maddesinde düşünce ve kanaat hürriyeti, 26’ncı maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti olarak iki maddede düzenlenmiştir.

Anayasanın 25. maddesinde düşünce ve kanaat hürriyeti; “Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.” hükmü ile koruma altına alınmıştır.

Anayasanın 26.maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.” hükmü ile koruma altına alınmıştır.  

Anayasanın 27’nci maddesinde düzenlenen bilim ve sanat hürriyeti, 28’inci maddesinde düzenlenen basın hürriyeti, 29’uncu maddesinde düzenlenen süreli ve süresiz yayın hakkı, 30’uncu maddesinde düzenlenen basın araçlarının korunması, 31’inci maddesinde düzenlenen kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı ve 32’nci maddesinde düzenlenen düzeltme ve cevap hakkı da ifade özgürlüğünün kapsamına dahildir. Söz konusu maddelerin hepsinin amacı ifade özgürlüğünün kapsamında bulunan bu özgürlüklerin anayasal koruma altına alınmasıdır.

İfade özgürlüğü hakkı, birinci kuşak haklar kategorisindedir. Ayrıca kişisel ve siyasal haklardandır. Kişisel ve siyasal haklar, özellikle devlete negatif yükümlülük yüklerler. Bununla beraber bu haklar, devletlerin bireylerin haklarına müdahalesinin minimum düzeyde olması gereken haklardır.[6]

AİHS 10. maddesinde ifade özgürlüğü; “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

AİHS 10’uncu maddesinin ilk fıkrasında ifade özgürlüğünün kapsamı, ikinci fıkrasında ise sınırlandırılması düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrasına göre ifade özgürlüğü; haber alma, bilgi ve fikir aktarma, kanaat özgürlüğü ile iletişim araçlarının özgürce kullanılmasını kapsar.[7]

İfade özgürlüğü aynı zamanda AİHS 9’uncu maddede yer alan din ve vicdan özgürlüğü ile AİHS 11’inci maddede yer alan toplantı ve dernek kurma özgürlüğü açısından da önemlidir. Ayrıca ifade özgürlüğü, bu hakların da temelini oluşturmaktadır ve bu hakların kullanımı da ifade özgürlüğünün kullanılması ile doğrudan bağlantılıdır.[8]

AİHM tarafından AİHS 10’uncu madde hükmü geniş olarak yorumlanmaktadır. Kişilerin ifade özgürlüğüyle birlikte ifade özgürlüklerini kullandıkları iletişim araçları da hakkın kapsamında kabul edilmektedir. Kişilerin kendilerini ifade ettikleri sözler, yazılar, eylemler, dergiler, resimler, sanatsal betimlemeler, pankartlar da ifade özgürlüğünün korumasındadır.[9]

III. İfade Özgürlüğünün Kapsamı ve İçeriği

1. Kanaat Özgürlüğü

Kanaat özgürlüğü, kişinin iç dünyasında istediği gibi düşünmesinin özgür olmasıdır. Kişiler, dış dünyadan almış oldukları bilgiler arasında kendisine en uygun olanı seçerek kanaatlerini oluşturur. [10]

Kanat özgürlüğünde kişilerin düşünceleri ifade özgürlüğü, kişilerin iç dünyalarında seçmiş oldukları dinler ve ahlak değerleri ise din ve vicdan özgürlüğü çerçevesinde korunmaktadır. Ayrıca kanaat özgürlüğü ile kişilerin düşüncelerini açıklamama, düşünceleri sebebiyle kınanmama hakları da koruma altına alınmaktadır. Bununla beraber kişilerin sessiz kalma, susma hakkı da ifade özgürlüğünün kapsamındadır.[11]

Kanaat özgürlüğü, mutlak koruma altındadır ve hiçbir müdahalede bulunulamaz. Kanaat özgürlüğüne yapılacak herhangi bir kısıtlama ihlal olarak sayılmaktadır.[12]

Kanaat özgürlüğü, demokratik toplumların yapıtaşıdır. Kişilerin her türlü bilgiye ulaşabildiği ortamlarda fikirlerine müdahale edilmediği takdirde farklı düşünceler ortaya çıkar ve toplumların gelişmesi bu şekilde gerçekleşir Ayrıca herkesin birbirinin fikirlerine saygı göstermesi ve herkesin fikrinin değerli olması da demokrasinin gelişimi açısından oldukça değerli ve önemlidir.[13]

2. Fikir ve Kanaatleri Açıklama Özgürlüğü

İfade özgürlüğü, kişilerin düşüncelerini açıklama ve yayma özgürlüğünü de bünyesinde barındırmaktadır.  Kişiler, her türlü yolla ve serbestçe düşünce ve kanaatlerini anlatabilir, başkalarına yayabilir ve savunabilirler.[14] Kişiler düşüncelerini açıkladıklarında bunu dış dünyaya aktarmış olurlar ve artık diğer kişiler de bu fikir ve kanaatlerden etkilenebilirler. Bu sayede diğer özgürlüklerini kullanmalarının da yolu açılır ve hoşgörü ortamı sağlanır.[15]

Kişi bakımından ayrım yapılmaksızın herkesin düşünce ve kanaatlerini açıklama özgürlüğü mevcuttur. Ne Anayasada ne de AİHS’de kişi bakımından herhangi bir sınırlama yapılmıştır. Ayrıca her gerçek ve tüzel kişinin ifade özgürlüğü vardır. Bu sebeple kamu görevlileri, hükümlü ve tutuklular da düşüncelerini yayma özgürlüğüne sahiptirler.[16]

Sanatsal ifadeler, siyasal, bilimsel, edebi, tarihsel, ticari, akademik her türlü açıklama ifade özgürlüğünün kapsamındadır. Düşüncelerin herhangi bir öneminin veya değerinin bulunup bulunmaması önemli değildir.[17] Fakat bazı ifadeler ifade özgürlüğü kapsamında korunmamaktadır.

  • Nefret söylemi,
  • Tarihi gerçekleri inkar söylemi,
  • Demokratik rejimi yıkmayı hedefleyen ifadeler,
  • Irkçılık ve hoşgörüsüzlük söylemleri,
  • Şiddete çağrı niteliğindeki ifadeler,
  • Faşizm,
  • Savaş propagandası gibi düşünce açıklamaları ifade özgürlüğünün kapsamına girmemektedir.[18]

AİHM’in Handyside v. Birleşik Krallık kararında da belirttiği üzere düşünce açıklamalarının ifade özgürlüğü kapsamına girmesi için her zaman olumlu olmaları gerekmez. Rahatsız edici olan ve toplumun bazı kesimleri için şok edici veya saldırgan olarak sayılabilecek düşünce açıklamalarının da ifade özgürlüğü kapsamındadır. Çünkü demokrasilerde çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik esastır.[19]

Düşünce açıklaması her türlü yöntem ile yapılabilir. Yazı ile, sözlü olarak, gazete, dergi, televizyon programı, resim, müzik ve kişilerin tarzlarının hepsi ifade özgürlüğünün kapsamındadır.[20] Ayrıca gösteriye katılmak ve bildiri, broşür dağıtmak da 11. madde ile birlikte ifade özgürlüğünün de kapsamındadır.[21]

3. Haber ve Fikir Alma ile Verme Özgürlüğü

Kanaatlerini oluşturabilmek için bireylerin bilgiye serbest bir şekilde ulaşabilmesi gerekir.[22] Haber ve fikir alma özgürlüğü, haber ve bilgilere ulaşılmasının serbest olması ve özgürce araştırılabilmesini gerektirmektedir. Kişilerin düşünceleri ve kanaatleri bu yolla oluşur.[23]

Haber ve fikir alma özgürlüğü kısıtlanırsa kişiler bilgilere ulaşamazlar ve herhangi bir yorumda da bulunamazlar. Bu sebeple ifade özgürlüğünün bu kısmı olmazsa kanaat özgürlüğü ile fikirlerini açıklama özgürlükleri de kısıtlanmış olacaktır.[24]

Haber ve fikir alma özgürlüğü, tüm kaynaklardan bilgileri araştırma hakkını da bünyesinde barındırır. Bireylerin herhangi bir engel olmaksızın açık olan tüm kaynaklardan bilgi alma hakkı vardır.[25] Sanatsal ifade özgürlüğü de haber ve fikir alma ve verme özgürlüğünün kapsamına dahildir.[26] Kişilerin haber ve fikir alması için en önemli araçlar kitle iletişim araçlarıdır. Kitle iletişim araçları ise internet, televizyon, basın ve radyodur. Halkın haber alma hakkı olduğu için basının da haber verme hakkı mevcuttur.[27]

Haber verme hakkı ise basın özgürlüğünü içerisinde barındırmaktadır. Basın özgürlüğü, Anayasanın 28’inci maddesinde düzenlenmiştir. Basının amacı, kamuoyuna haber vermek ve vatandaşlar adına denetim yapmaktadır. Ayrıca basın, vatandaşların hükümeti denetlemesine ve vatandaşların devletin yönetimine, ülkede yaşanan olaylara dair düşünce sahibi olmasını sağlar. Görevi, kamunun ilgilendiği ve tartışma konusu olayların halka iletilmesidir. AİHM, basını bu fonksiyonu nedeniyle bekçi köpeği olarak nitelendirmektedir.[28]

AİHM tarafından basın özgürlüğünün ve çoğulculuğun garanti altına alınması için devletlerin gerekli idari ve yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.[29] AİHM, Lingens/Avusturya kararında basın özgürlüğünün halka siyasal liderlerinin düşünce ve davranışlarını tanıma ve onlar hakkında fikir oluşturma imkanı verdiğini belirtmiştir.[30]

Basın, halkın bilgi alma hakkına aracılık ettiği için kamusal nitelikte bir görev üstlenmektedir. Basın özgürlüğü, bu sebeple ifade özgürlüğü kapsamında bir hukuka uygunluk sebebidir. Basının haber verirken belirli kurallara uyması gerekir. Öncelikle diğer bireylerin kişilik haklarını ihlal etmemelidir. Eğer ki basın tarafından bireylerin kişilik hakları ihlal edilirse belirli parametrelere tabi tutularak bireylerin kişilik hakları ile halkın haber alma özgürlüğü arasında bir denge kurulur. Bu dengenin kurulmasında haberin sahip olduğu nitelikler göz önünde bulundurulur.[31]

İfade özgürlüğünün kapsamından yararlanması için haberin öncelikle gerçek olması gerekmektedir. Ayrıca haberin mutlak gerçeği içermesi değil, görünüşte gerçek olması yeterli olarak görülür. Basın, haber verirken bu haberin gerçekliğini araştırmalı ve gerçekleri çarpıtmadan haber yapmalıdır. Basın tarafından hata yapılır ve yapılan haberin gerçek olmadığı ortaya çıkarsa kaçınılamaz bir yanılma mevcut olmalıdır.[32]

İkinci olarak verilen haberin güncel bir haber niteliğinde olması gerekir. Basın, genellikle güncel olan olayları halka aktararak halkın haber almasını sağlar. Güncellikten kasıt, habere konu olayın ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra veya hemen halka bu olayın anlatılmasıdır. Bir haber güncelliğini yitirince halkın menfaatinin ortadan kalktığı kabul edildiğinden haberin güncel olmasına önem atfedilmektedir. Bazı zamanlarda eskiden yaşanmış olan bir olay yıllar sonra toplum gündemine gelirse bu haber yeniden güncel olarak sayılmaktadır.[33]

Üçüncü şart, haberin kamu yararı olması ve kamusal ilgi barındırmasıdır. Verilen haber ile başka bireylerin kişilik hakkı zedeleniyor ise en önemli ölçüt kamunun yararıdır. Kamu yararı, toplumun yaşanan olayı öğrenmesinin önemli olduğu, toplum açısından habere konu olayın öğrenilmesinin gerekli olduğu durumlarda var sayılmaktadır.[34]

AİHM tarafından kamu yararını ilgilendiren konularda bilgi ve fikirleri açıklamak basının görevi olduğu için gazetecilerin yaptığı haberlere yapılan müdahalelerde, haberde kamu yararı varsa, kamuyu ilgilendiren konularda yapılan müdahalenin açık tartışmayı engellediği belirtilmiştir.[35]

Dördüncü şart, habere konu olay ile haberin yazılışı arasında düşünsel bağ bulunmasıdır. Basın tarafından habere konu olayın halka haber olarak sunulurken yazılış veya sözlü olarak söyleniş şeklinin ve biçiminin haberin üslubunun, biçiminin haber ile bağlantılı olması, kişileri aşağılama veya hakaret etme amacı taşımadan haberin verilmesi gerekmektedir. Tüm bu şartları taşıyan haber, ifade özgürlüğü korumasından yararlanacaktır.[36]

Gazetecilerin haber kaynakları da ifade özgürlüğü kapsamında korunmaktadır. Gazeteciler, haber kaynaklarını, haberi öğrendikleri kişiyi açıklamak zorunda değillerdir. Açıklamaları için kendilerine baskı yapılamaz. Haber verme hakkına bağlı bir hak olarak susma hakları mevcuttur.[37]

Ülkemizde ise haber verme ve haber alma özgürlüğü konusunda ciddi problemler mevcuttur. Gazeteciler üzerinde büyük baskı oluşturularak haber verme özgürlükleri ile halkın haber alma özgürlüğü bahsedilen kriterlere bağlı kalmaksızın sınırlandırılmaktadır. Özellikle muhalif görüşü olan gazeteciler, yaptıkları haberlerden dolayı somut delile dayanmaksızın hiçbir alakaları olmayan yasa dışı örgütlerle ilişkilendirilmektedir. Bununla beraber gazetecilerin yazıları, televizyon programları ve sosyal medya paylaşımları delil olarak sunularak tutuklanmaktadırlar. Bu yöntem ile gazetecilerin özellikle siyasileri eleştirmesi ve onların aleyhine haber yapmaları engellenmeye çalışılmaktadır.[38]

4. Eleştiri Hakkı

Eleştiri, kişilerin bir konuda değer hükmü vermesidir. Birey, eleştiri yaparken yaşanan olayları yorumlar ve yaşanan olaylar ve kişiler hakkında değerlendirmeler yapar. Bireyler; akademik, sanatsal, siyasal veya ticari olarak eleştiri yapma hakkına sahiptir.[39] Eleştiri hakkı, haber verme hakkıyla birlikte kullanılabilir. Gazeteciler, bir haberi yayımlarken habere konu olayı kamuoyuna aktarmakla kalmayıp olaya konu olay ve kişileri eleştirebilirler.[40]

İfade özgürlüğü, iktidarın eleştirilmesi hakkını koruma ihtiyacından doğmuş bir haktır. Bu sebeple eleştiri hakkı ve politik eleştirilere karşı ifade özgürlüğünün korunması çok önemli olup çalışmamın da ana konusunu oluşturmaktadır.  Demokratik toplumlarda eleştiri hakkı büyük önem arz etmekte olup vatandaşlar, kendi seçtikleri iktidarları eleştirme hakkına sahiptirler.[41] İfade özgürlüğü de büyük ölçüde eleştiri özgürlüğünün güvence altına alınmasını hedeflemekte, bununla birlikte ifadenin sert olması da doğal karşılanmaktadır.[42]

AİHM tarafından siyasi ifade özgürlüğüne ve eleştiri hakkına büyük önem verilmektedir. Bununla beraber siyasi tartışma özgürlüğünün tüm demokratik sistemlerin temel ilkesi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca AİHM, hükümetlerin halk ve kitlesel medya tarafından denetlenmesi gerektiğini de belirtmektedir.[43]

Eleştiri hakkının sınırları, ülkemizde oldukça muğlaktır. Hakaret suçu ile eleştiri hakkının arasındaki sınır oldukça muğlak olup mahkemeler tarafından tekrar ve tekrar yorumlanmaktadır. Bununla beraber demokratik toplumlarda eleştiri hakkının sınırlarının oldukça geniş tutularak hakaret suçunun kapsamının daraltılması gerektiği açıktır. Ayrıca bu durum ülkelerin demokratiklik seviyesini açık ve net bir şekilde göstermektedir.[44]

Demokratik toplumlarda vatandaşlar açıkça ve her şekilde kendilerini yönetenleri eleştirme hakkına sahip olmalıdır. Ayrıca yöneticilerin yanlış giden olayları düzeltmeleri ve halka kulak vermeleri açısından eleştiri hakkının halk tarafından kullanılması gerekmektedir. Fakat eleştiri hakkını kullanan vatandaşların cezalandırılması, geri kalan halkın da ifade özgürlüğünü kullanması yönünden caydırıcı etkiye sebep olacağından otokratik devletlerde çoğu zaman bu yola başvurulmaktadır.[45]

Avukat Ece Deniz Vardar

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp →

Dipnotlar

[1] GÖZLER, Kemal, İnsan Hakları Hukuku, 2. Baskı, Bursa 2018, s. 96.

[2] TANÖR, Bülent, Siyasi Düşünce Hürriyeti ve 1961 Türk Anayasası, İstanbul, 1969, s.15.

[3] TÜMAY, Murat, Kişilik Hakları ve Basın Hürriyeti Çatışmasında İfade Hürriyeti Dengesi, Anayasa Yargısı Dergisi, Cilt: 31, Sayı:1, 2015, s.356.

[4] BEYDOĞAN, T. Ayhan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Türk Hukukunda Siyasi İfade Hürriyeti, Liberal Düşünce Topluluğu, Ankara, 2003, s. 10.

[5] KARAN, Ulaş, İfade Özgürlüğü Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru El Kitapları Serisi-2, Avrupa Konseyi, 2018, s.62.

[6] GÖZLER, a.g.e., s.156.

[7] TEZCAN, Durmuş, Avrupa’da Düşünce Özgürlüğü: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 10. Maddesine İlişkin İçtihat, Etki Yayıncılık, 2002, s. 8.

[8] KARAN, a.g.e., s.3.

[9] O’BOYLE, Harris / WARBRICK, David / COLLIN, Micheal, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Hukuku, 3. Baskı, Oxford, Oxford UniversityPress. 2014, s. 614-615.

[10] ERDOĞAN, Mustafa, İfade Özgürlüğü ve Sınırları, İfade Özgürlüğü İlkeler ve Türkiye, ed. Tanıl Bora, İletişim Yayınları, İstanbul, 2007, s.21.

[11] DOĞRU, Osman / NALBANT, Atilla, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklama ve Önemli Kararlar, 2. Cilt, Ankara, 2013, s.183.

[12] MACOVEI, Monica, İfade Özgürlüğü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Kılavuz, İnsan Hakları El Kitapları No.2, s.11.

[13] ERGİN, İlker Yavuz, İfade Özgürlüğü ve Nefret Söylemi, Kayseri, 2015, s.25.

[14] AYM, Emin Aydın Başvurusu, B. No. 2013/2602, 26/01/2014, para.40.

[15] BENEDEK, Wolfgang, İnsan Haklarını Anlamak: İnsan Hakları El Kitabı, Avrupa İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Eğitim ve Araştırma Merkezi, s.408.

[16] KARAN, a.g.e., s.4.

[17] KARAN, a.g.e., s.6.

[18] DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.185.

[19] AİHM, Handyside/Birleşik Krallık, Başvuru No:5493/72, 07/12/1976, para.49.

[20] ALEXANDER, Larry, İfade Özgürlüğü Hakkı Var mı? (Çevirenler: H. Çetinkaya, A. Çakıroğlu), İzmir, 2006, s.24.

[21] DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.183.

[22] ZARPLI, Çağdaş, İfade Özgürlüğü: İçeriği ve Sınırları, Kütahya, 2008, s.48.

[23] SUNAY, Reyhan, İfade Hürriyetinin Muhtevası ve Sınırları, Liberal Düşünce Topluluğu, Ankara 2001, s.49.

[24] ZARPLI, a.g.e., s.49.

[25] KARAN, a.g.e., s.70.

[26] DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.183.

[27] DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.183.

[28] DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.207.

[29] DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 183.

[30] AİHM, Lingens/Avusturya, B. No: 9815/82, 08/07/1986, para.42.

[31] AKSOY, Eylem Retornaz ve diğer. Özel Ceza Hukuku – Cilt III – Hürriyete, Şerefe, Özel Hayata, Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar (TCK m. 106-140). On İki Levha Yayıncılık, 2018, s.444.

[32]AKSOY, a.g.e., s.446.

[33] AKSOY, a.g.e., s.446.

[34] AKSOY, a.g.e., s.447.

[35] MACOVEI, a.g.e., s.19.

[36] AKSOY, a.g.e., s.448.

[37] DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s.210.

[38] AKDENİZ, Yaman / ALTIPARMAK, Kerem, Türkiye’de Can Çekişen İfade Özgürlüğü: OHAL’de Yazarlar, Yayıncılar ve Akademisyenlerle İlgili Hak İhlalleri, İstanbul, 2018, s.10.

[39]AYDIN, Öykü Didem. Üç Demokraside Düşünce Özgürlüğü ve Ceza Hukuku 1: Amerika Birleşik Devletleri, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2004, s.77.

[40] AKSOY, a.g.e., s.443.

[41] AKDENİZ/ALTIPARMAK, a.g.e., s.16.

[42] KARAN, a.g.e., s.59.

[43] KARAN, a.g.e., s.8.

[44] ARTUK, Mehmet Emin / GÖKCEN, Ahmet / YENİDÜNYA, Caner, Ceza Hukuku Genel Hükümler I, Cilt:3, Ankara, 2009, s.438.

[45] ARTUK, Mehmet Emin/ GÖKCEN, Ahmet / YENİDÜNYA, Caner, Ceza Hukuku Genel Hükümler I, Cilt:3, Ankara, 2009, s.433.

Ece Deniz Vardar hukukun bir çok alanında müvekkillerine profesyonel avukatlık hizmeti sunmaktadır. BAL Avukatlık Bürosu'nun geniş çaplı hukuk hizmetlerinde aktif rol almaktadır.