
I. Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma
Türk Ticaret Kanunu’nun 638’inci maddesinde; “Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklinde ortaklıktan çıkma düzenlenmektedir.
Limited şirketlerde ortaklıktan çıkma, ortağın kendi iradesi ile şirketten ayrılmasıdır. Çıkma ile ortağın ortaklık sıfatı sona ermektedir. Çıkma hakkı, ortağın sözleşmeye veya haklı sebebin varlığı durumunda kanuna dayalı olarak ortaklık ilişkisini sona erdirme hakkıdır.
Türk Ticaret Kanununda üç tür çıkma hali düzenlenmektedir. Bunlar;
- Şirket sözleşmesinde ortağa tanınan çıkma hakkı,
- Haklı sebebin varlığı halinde mahkeme kararıyla çıkma hakkı,
- Çıkmaya katılma yoluyla çıkma hakkıdır.
Şirketten çıkma hakkı ile hem şirket hem de ortak korunmaktadır. Ortaklık ilişkisinin çekilmez hale gelmesi durumunda şirket feshedilmeden ortağın çıkması sağlanmaktadır. Çıkma hakkını kullanan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve yükümlülükleri sona ermektedir. Ve şirketle arasında olan tüm ilişki kesilmektedir.
II. Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma Şekilleri
1. Şirket Sözleşmesine Göre Çıkma
Limited şirket ortağına, şirket sözleşmesi ile çıkma hakkı tanınabilmektedir. Fakat tanınması zorunlu değildir. Kuruluş esnasında şirket sözleşmesi ile, şirket birleşmeleri halinde birleşme sözleşmesinde veya daha sonra sözleşme değişikliği ile çıkma hakkı tanınabilmektedir. Şirket sözleşmesi ile ortağa çıkma hakkı tanınmadıysa sadece haklı sebebe dayanarak mahkeme yoluyla çıkabilecektir.
Kuruluş sırasında sözleşmede bulunmayan çıkma hakkı, aksi şirket sözleşmesinde öngörülmediyse esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararı ile şirket sözleşmesi değiştirilerek tanınabilmektedir.
Şirket sözleşmesi ile tanınan çıkma hakkı şartsız olabilmektedir. Fakat çıkma hakkı, belirli şartlara da bağlanabilecektir. Şartlara bağlanması durumunda bu şartlar gerçekleşmeden ortaklıktan çıkma mümkün olmamaktadır.
Ortaklara sözleşme ile çıkma hakkının tanındıysa, ortak tarafından şirketin müdürlerine bildirimde bulunarak bu hak kullanılmaktadır. Şirket tarafından çıkmanın kabul edilmesine gerek yoktur. Bildirimde bulunulmasıyla ortaklıktan çıkılmış olur. Fakat ortaklıktan çıkma şarta bağlandıysa şirket tarafından bu şartların oluşup oluşmadığı kontrol edilecektir.
Eğer ki ortak ve şirket arasında şartların oluşup oluşmadığı ve çıkmanın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda fikir ayrılığı yaşanırsa ortak veya şirket tarafından tespit davası açılması gerekmektedir. Bu tespit davası ile çıkmanın gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmektedir. Mahkemenin kararı açıklayıcı nitelikte olacaktır. Ayrıca geriye etkili olacak, ortağın çıktığına karar verilmesi durumunda bildirimin yapıldığı an, çıkma anı olarak kabul edilecektir.
Ortaklarla ilgili sebepler, şirketle ilgili sebepler veya ticari hayatla hiçbir ilgisi olmayan tamamen kişisel sebepler
çıkma sebebi olarak kabul edilebilmektedir. Çıkma için sözleşmede şekil veya süre şartı da koyulabilmektedir. Şirket sözleşmesinde çıkma bildiriminin;
- Sözlü olarak veya noter aracılığıyla yapılacağı,
- Çıkma hakkının dava yolu ile kullanılacağı,
- Çıkmanın genel kurul onayına bağlanması,
- İhbar süresi öngörülmesi,
- Çıkma hakkının belirli bir süre içerisinde kullanılması,
- Çıkmanın belirli bir süre için yasaklanmasıyla ilgili düzenlemeler yapılabilmektedir.
Ayrıca çıkmanın sadece diğer ortakların veya limited şirketin kendisinin çıkan ortağın payını almasına bağlanabilmektedir. Çıkma beyanının ispat açısından noter vasıtası ile yapılması daha doğru olacaktır. Şirket sözleşmesinde çıkma zamanı, ihbar öneli gibi düzenlemelere bağlanmışsa çıkma hukuki sonuçlarını şirket sözleşmesine göre doğuracaktır.
Tüm bunların yanı sıra birleşme sözleşmesinde, birleşmeye katılmayı istemeyen ortaklar için seçimlik çıkma hakkı tanınabilmektedir. Bu sayede birleşmeyi kendi menfaatine aykırı gören ortak, birleşme işlemi ve sonucuna katlanmaktan kurtulabilmektedir.
2. Mahkeme Kararı İle Çıkma ve Haklı Sebep Kavramı
A) Ortaklıktan Çıkma Davası
Limited şirket ortaklarından her biri haklı sebeplerin varlığı halinde mahkeme kararı ile ortaklıktan çıkma hakkına sahiptir. Bu hak, sınırlandırılamaz veya vazgeçilmez bir haktır. Şirket sözleşmesine ortakların bu hakkının kullanılamayacağına dair herhangi bir hüküm eklenememektedir.
Dürüstlük kuralı gereğince ortaklık ilişkisi çekilmez hale gelmişse ve ilişkiyi sürdürmesi ortaktan beklenemeyecek durumdaysa haklı sebebin varlığı kabul edilmektedir. Haklı sebebin var olduğunu düşünen her ortak haklı sebeple çıkma davası açabilecektir.
Dava açan ortağın haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerekmektedir. Haklı sebebin gerçekleştiğine dair delilleri kendisinin mahkemeye sunması gerekmektedir. Mahkemenin çıkma yönünde verdiği kararın kesinleşme tarihinde ortak şirketten çıkmış kabul edilmektedir. Kesinleşen çıkma kararının ise üçüncü kişiler yönünden hüküm ifade edebilmesi için ticaret siciline bildirici nitelikli bir kayıt ilanı verilmesi gerekmektedir.
Ortak, dava açmadan önce şirkete başvurarak çıkma talebinde bulunma hakkına sahiptir. Fakat dava açması için başvurması zorunlu değildir.
Haklı sebeple çıkma davasında davacı, çıkmak isteyen ortaktır. Davalı ise ortaklığından çıkılmak istenen limited şirkettir. Görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunludur. Arabuluculuk limited şirket ortaklığından haklı sebeple çıkma davasında dava şartı olup arabuluculuğa başvurmadan dava açarsanız davanız usulden reddedilecektir.
Yargıtaya göre haklı sebeple çıkma davası, son çare olmalıdır. Mahkemece başka çözüm yollarının olup olmadığı da araştırıldıktan sonra çıkmaya karar verilmelidir. Davanın açılması için belirli bir süre öngörülmemiştir. Fakat haklı sebebin gerçekleşmesinden uzun zaman sonra açılırsa kötü niyetle açıldığına karar verilerek reddedilebilecektir.
Haklı sebeple çıkma davasında mahkeme dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına yahut davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilmektedir. Mahkeme tarafından çıkmaya karar verilmesi durumunda çıkan ortağın ayrılma akçesinin ödenmesini talep etme hakkı da doğacaktır. İhtiyati tedbir kararıyla ortağın bu alacağı güvence altına alınacaktır.
B) Haklı Sebep Kavramı
Haklı sebep, ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren ve ortaklığın sürdürülmesinin beklenemeyeceği durumları ifade etmektedir. Yargıtay kararlarında haklı sebep, ortak ile şirket arasındaki ilişkiden, ortaklar arasındaki ilişkilerden veya doğrudan şirketin durumundan kaynaklanabileceği belirtilmektedir.
Ayrıca şirket sözleşmesinde hangi hallerin haklı sebep sayılacağına ilişkin düzenleme yapılabilmektedir. Fakat bu durum, haklı sebeplerin sadece sözleşmede belirtilenlerle sınırlı olduğu anlamına gelmeyecektir.
Haklı sebepler, objektif veya sübjektif nitelikte olabilmektedir. Objektif sebepler, ortakların iradesi dışında gelişen sebeplerdir. Sübjektif sebepler, haklı sebebin oluşmasına kendi kusuruyla neden olmayan, ortağın dava yoluyla çıkma hakkını kullanmasını sağlayan ve ortağın kişiliğinden kaynaklanan sebeplerdir. Objektif nitelikteki sebeplere dayanarak dava açan ortağın kusurlu olup olmadığına bakılmamaktadır. Fakat sübjektif nedenlerden dolayı çıkma davası açılması durumunda ortağın kusurlu olup olmadığı önemlidir.
Kural olarak, ortağın tamamen kusurlu olmasına gerek bulunmamaktadır. Fakat ortak, ağır kusurla haklı sebebin oluşmasını sağladıysa çıkma hakkını kullanamayacaktır. 1
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2018/1000 Esas, 2019/1600 Karar Sayılı ve 19/12/2019 Tarihli kararında; sadece ortakların bir araya gelmemesi ve aktif olarak çalışmaması, şirketin sürekli zarar etmesi ve davalı şirketin kuruluş gayesinden sapmış ve gayesini gerçekleştiremeyecek duruma gelmiş olması ve vergi mükellefliğinin resen terk ettirilmesi hususları şirket ortaklığından çıkma için tek başına haklı sebep oluşturmayacağına karar verilmiştir.
Ayrıca ortağın infisah sebebi gerçekleşen limited şirketten çıkması da Yargıtay tarafından kabul edilmemektedir. 2 Diğer ortaklarla yaşanan şahsi ve hukuki sorunlar, şirket işlerinde deneyimsizlik de haklı kabul edilmemektedir. 3
Ortağın, şirket merkezinin bulunduğu şehirden başka bir şehirde yaşaması veya şirkette kâr payı dağıtılmaması ortaklıktan çıkma bakımından tek başına haklı sebep kabul edilmemektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/9114 Esas, 2016/6883 Karar Sayılı ve 22.06.2016 Tarihli Kararı)
Haklı sebeplere örnek olarak;
- Ortaklar arasında yönetim ile ilgili konularda çıkan sürekli anlaşmazlıklar,
- Şirketin işleyişi, yönetimi ve faaliyetleri hakkında bilgi vermemenin süreklilik kazanması,
- Ortakların şirketten dışlanması,
- Şirket yöneticilerinin kişisel menfaatleri yönünde hareket edip şirketi borca batık hale sürüklemesi ve şirkete ihanet etmesi, 4
- Limited ortaklık defterlerinin yasaya ve şirket sözleşmesi hükümlerine aykırı tutulması,
- Kanun, sözleşme ve genel kurul kararlarının yerine getirilememesi veya sürekli olarak ihlâl edilmesi,
- Ortağın sürekli bedeni veya akli hastalığı, yaşının ilerlemesi,
- Ortağın iflası ve şirketteki yükümlülüklerini yerine getiremeyecek duruma düşmesi,
- Ortağın acil ve kişisel para ihtiyacı,
- Ortağın başka bir ülkeye taşınması sayılabilecektir.
3. Çıkmaya Katılma
Türk Ticaret Kanunu’nun 639’uncu maddesinde; “Ortaklardan biri şirket sözleşmesindeki hükme dayanarak çıkma istediği veya haklı sebeplerden dolayı çıkma davası açtığı takdirde, müdür veya müdürler gecikmeksizin diğer ortakları bundan haberdar ederler. Diğer ortaklardan her biri, haberin kendisine ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde; a) Şirket sözleşmesinde öngörülen haklı sebep kendisi yönünden de geçerliyse, kendisinin de çıkmaya katılacağını müdürlere bildirmek, b) Açacağı bir dava ile haklı sebepler dolayısıyla çıkma davasına katılmak, hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilerek çıkmaya katılma düzenlenmektedir.
Çıkmaya katılmanın amacı, çıkma hakkının dürüstlük kuralına aykırı veya şantaj olarak kullanılmasını ve ortağın şirkete ait öz kaynaklardan tek başına yararlanmasını önleyerek, çıkan ortakların sermaye payları ile orantılı olarak eşit işleme tabi tutulmalarını sağlamaktır.
Çıkmaya katılma hakkı da sınırlandırılamaz veya şarta bağlanamaz. İlk şart, geçerli bir çıkma talebinin olmasıdır. Çıkma talebi müdürlere ulaştıktan sonra müdürler, çıkma talebini geri kalan ortaklara iletmektedir.
Kendilerine çıkma talebi iletildikten sonra diğer ortaklardan her biri, bildirimin kendisine ulaştığı tarihten itibaren bir ay içinde şirket sözleşmesinde öngörülen haklı sebebin kendisi açısından da geçerli olduğunu ileri sürerek çıkmaya katılma talebinde bulunduğunu müdürlere bildirme veya açacağı dava ile haklı sebeple çıkma davasına katılma hakkına sahiptir.
Bu durumda haklı sebepler benzer ve bağlantı varsa davalar birleştirilmektedir. Davalar birleştirildikten sonra tarafların ileri sürdüğü talepler ayrı ayrı değerlendirilerek mahkeme tarafından karar verilmektedir. Haklı sebepler birbirinden çok farklıysa ayrı ayrı davalar olarak görülmelidir.
Tüm ortaklar, çıkmaya katılma talebinde bulunabilmektedir. Bu durumda şirketin feshi söz konusu olacaktır. Şirket sözleşmesinden kaynaklanan çıkma talebi varsa, tüm ortaklar talep ettiğinde genel kurul tarafından şirketin feshine karar verilmelidir. Ancak haklı sebeple çıkma davasının açılmasından sonra çıkmaya katılma talebinde bulunulursa, mahkeme her ortak için haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğini inceleyecektir.
III. Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkmanın Sonuçları
1. İç ve Dış İlişkiye Etkisi
Ortaklıktan çıkma ile ortak ve şirket arasındaki ilişki sona ermektedir. Ortağın, paylarının bir kısmı için çıkması mümkün olmadığından ilişki tamamen sona erer. Fakat ortak, iç ilişkide şirkete karşı olan tüm yükümlülüklerinden kurtulmamaktadır. Bazı yükümlülükleri ortaklık sıfatı sona erdikten sonra da devam etmektedir. Sermaye borcu ve ferilerinden sorumluluğu ile geri verilmiş sermaye ve haksız yere ödenen kar ve faizin iadesi yükümlülükleri devam etmektedir.
Fakat ortağın sadakat yükümlüğü, rekabet yasağına uyma, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri çıkma ile sona ermektedir. Ortaklık sıfatının sona ermesinden önce doğmuş olan ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri için sorumluluğu devam etmektedir. Sır saklama yükümlülüğü de devam eder.
Ortağın şirketten çıkması durumunda Ticaret Sicil Gazetesine tescil edilen hususlarda değişiklik meydana gelmektedir. Bu değişikliğin de tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir. Çıkmanın iyi niyetli üçüncü kişilere karşı sonuçlarını doğurması için tescil ve ilan edilmesi gerekmektedir.
Bununla beraber ortak, çıkmasından sonra doğan kamu borcundan sorumlu değildir. Çıkmasından önceki kamu borçlarından ise sorumlu olacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2023/9268 Esas, 2023/10358 Karar Sayılı ve 26.10.2023 Tarihli Kararı)
Ortak çıkmadan sonra şirkete karşı üçüncü kişi konumunda olmaktadır. Fakat sermaye borcunu yerine getirmeyen ortağa şirket alacaklıları tarafından haciz ihbarnamesi gönderilebilmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2014/12-1078 Esas, 2016/600 Karar Sayılı ve 11.05.2016 Tarihli Kararı)
2. Ayrılma Akçesi
Türk Ticaret Kanunu’nun 641’inci maddesinde; “Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek
değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler.” hükmüne yer verilerek ayrılma akçesi düzenlenmektedir.
Ortaklıktan çıktığında ortak, payı üzerindeki mülkiyet hakkını kaybetmektedir. Bunun karşılığında ortağa şirket malvarlığından ödenmesi gereken değere ayrılma akçesi adı verilmektedir. Ayrılma akçesi, şirket tarafından ayrılan ortağa ödenen ve ortağın sahip olduğu payların ayrılma tarihindeki değerini karşılayan bedel olarak tanımlanmaktadır.
Ayrılma akçesi, şirket sözleşmesi ile kaldırılamamaktadır. Fakat şirket sözleşmesi ile ayrılma akçesi belirlenebilmektedir. Şirket sözleşmesinde çıkma hakkının tanınması, kullanılmasının şartları ve ödenecek olan ayrılma akçesinin türü ve
tutarı belirlenebilmektedir. Bununla beraber belirlenen ayrılma akçesi keyfi, adalete ters ve müsadereye yakın olamamaktadır.
Ayrılma akçesini limited şirket ödemelidir. Şirketin diğer ortaklarından ayrılma akçesi talep edilememektedir. Ayrıca ortağın çıkma sebebi veya kusurunun olup olmaması ayrılma akçesinin miktarı açısından bir önem arz etmemektedir.
Ayrılma akçesi, yaşan şirketin gerçek değeri üzerinden hesaplanarak ödenmektedir. Yaşayan şirket değeri şirketin satılması durumunda alınacak bedel üzerinden hesaplanmaktadır. Bu değer;
- Şirketin tüm aktif ve pasifleri,
- Gelecek dönemde elde edeceği kazançlar ve karşılaşabileceği riskler,
- Açık ve gizli yedekleri,
- Depo malları,
- Müşteri çevresi,
- Bulunduğu bölge,
- Sahip olduğu şöhret dikkate alınarak hesaplanmaktadır.
Ayrılma akçesi ve şirketin gerçek değeri konusunda ortak ve şirket anlaşamayabilir. Bu durumda çıkan ortak, mahkemeye başvurarak gerçek değerin tespitini talep edebilmektedir. Mahkeme gerçek değeri, şirketin işletme konusunda uzman bilirkişilere inceleme yaptırarak tespit etmektedir. Bu davada görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Yetkili mahkeme, şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Bununla beraber haklı nedenle çıkma davası açılırken aynı zamanda ayrılma akçesinin de tespit edilmesi mahkemeden talep edilebilmektedir.
Çıkmanın gerçekleştiği tarih dikkate alınarak hesaplanmaktadır. Ayrılma akçesinin dava ile talep edilmesi durumunda karar tarihine en yakın tarihteki şirket malvarlığı dikkate alınarak hesaplanacaktır. 5
Ayrılma akçesi, kural olarak çıkma anında muaccel olmaktadır. Fakat kanunda ne zaman muaccel olacağı açık açık düzenlenmektedir. Türk Ticaret Kanunun 642’nci maddesi emredici nitelikte olup sözleşmeyle değiştirilemez. Ayrılma akçesi;
a) Şirket kullanılabilir bir öz kaynak üzerinde tasarruf ediyorsa,
b) Ayrılan kişinin esas sermaye payları devredilebiliyorsa,
c) Esas sermaye, ilgili hükümlere göre azaltılmışsa ayrılma ile muaccel olmaktadır.
Ayrılan ortağın ayrılma akçesinin ödenmeyen kısmı, şirkete karşı, bütün alacaklılardan sonra gelen bir alacak oluşturur. Bu husus yıllık raporda kullanılabilir öz kaynak tutarının tespiti ile muaccel hâle gelir.
Ayrılma akçesi faizsiz bir alacaktır. Bu sebeple anapara faizi işletilememektedir. Bununla beraber ayrılma akçesinin muaccel olan kısma ilişkin şirketin temerrüde düşürülmesi halinde şirket, temerrüt tarihinden fiili ödeme tarihine kadar geçecek süre için ayrılma akçesinin faizini ödemekle yükümlüdür..
Akçe, kural olarak nakit şeklinde ödenmektedir. Ancak, şirket sözleşmesinde ayrılma akçesinin ayın olarak ödeneceğine ilişkin düzenleme yapılabilmektedir. Ayrılma akçesini şirketten talep etmek için zamanaşımı ise muaccel olmasından itibaren on yıldır.
Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawfirm.com
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/2292 Esas ve 08/06/2015 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2010/1194 Esas, 2011/10256 Karar Sayılı ve 12.09.2011 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2007/6170 Esas, 2009/821 Karar Sayılı ve 27.01.2009 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/9114 Esas, 2016/6883 Karar Sayılı ve 22.06.2016 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/4748 Esas, 2015/11693 Karar Sayılı ve 09.11.2015 Tarihli Kararı ↩︎