I. Saklı Pay
Kanunen öngörülen ve mirasbırakanın tasarruf edemeyeceği, bazı mirasçıların sahip olduğu talebe saklı pay denir. Saklı payın dışında kalan tereke üzerindeki diğer kısıma ise tasarruf oranı denilmektedir. Bu kısım üzerinde mirasbırakan serbestçe tasarrufta bulunabilmektedir.
Saklı pay, saklı paylı mirasçılara herhangi bir sınırlama olmadan intikal eder. Buna göre;
- Saklı pay üzerinde üçüncü kişi lehine saklı payı ihlal edecek bir edimin ifası istenemez.
- Saklı payın kazanılması herhangi bir şarta bağlanamaz.
- Saklı pay, artmirasçı atama yolu ile yükümlülük altına sokulamaz.
- Saklı payı ihlal edecek derecede saklı paylı mirasçıya bir şeyi yapma veya yapmama yükümlülüğü getirilemez.
- Saklı payın hayat boyu yönetimi öngörülemez.
Yukarıda saklı paya dokunulamayacağından ve saklı pay üzerinde tasarrufta bululamayacağından söz etmiştik. Ancak bunun bir istisnası vardır. Bu da mirasçılıktan çıkarmadır. Mirasbırakan, mirasçılıktan çıkarma yolu ile saklı paylı mirasçısını, saklı payın tamamından veya bir kısmından mahrum edebilmektedir.
II. Saklı Paylı Mirasçılar ve Saklı Pay Oranları
Mirasbırakanın saklı paylı mirasçıları, altsoyu, ana babası ve sağ kalan eşidir. Ancak dikkat edilmelidir ki mirabırakanın kardeşleri saklı paylı mirasçı değillerdir.
Altsoyun saklı pay oranı, kendine düşen yasal miras payının 1/2’sidir. Ana baba için saklı pay oranı ise yasal miras paylarının 1/4’üdür. Sağ kalan eşin saklı pay oranı ise birlikte mirasçı olduğu zümreye göre farklı düzenlenmiştir.
Sağ kalan eş, birinci zümre ile birlikte mirasçı oluyorsa saklı pay oranı 1/4’tür. İkinci zümre ile birlikte ile mirasçı oluyorsa saklı pay oranı 1/2’dir. Eş, üçüncü zümre ile birlikte ve onların çocukları ile birlikte mirasçı oluyorsa saklı pay oranları 9/16’dır. Eş üçüncü zümrenin torunları ile birlikte mirasçı oluyorsa saklı pay oranı 3/4’tür. Eğer eş tek başına mirasçı ise saklı pay oranı 3/4’tür.
III. Tasarruf Oranı ve Terekenin Hesaplanması
Mirasbırakanın tasarruf oranı terekeden saklı payların çıkarılması ile hesaplanmaktadır. Tasarruf oranın hesaplanabilmesi için önce terekenin hesaplanması gerekir. Tereke; mirasbırakanın ölüm tarihine göre bırakmış olduğu tüm kıymetler ile mirasta denkleştirmeye konu iadeye tabi olarak yaptığı sağlararası, mirasçıların terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlü oldukları kazandırmalar terekenin aktifini, mirasbırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri, mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri, muvazaalı ödemelerde alınan karşılıklar, yine eğitim ve öğrenimini tamamlamamış olan veya sakatlıkları bulunan çocuklara yapılacak hakkaniyete uygun ödemeler vb. gibi terekenin pasifini oluşturur.
Varsayılan terekenin hesaplanması; mirasbırakanın ölüm günündeki terekenin toplam parasal değerinden, mirasbırakanın ölüm günündeki borçları ve ölümünden sonra ölüme bağlı olarak ortaya çıkan borçları çıkarılarak, buna karşılık tenkise tabi sağlararası karşılıksız kazandırmalar, sigorta alacakları, denkleştirmeye tabi bağışlar eklenerek bulunur.
Bu yazımızın konusunu terekeye eklenecek değerlerden olan denkleştirmeye tabi kazandırmalar ve tenkise tabi sağlararası kazandırmalar oluşturmaktadır.
IV. Miras Hukukunda Denkleştirme
Mirasta denkleştirme, mirasbırakanın sağlığında yasal mirasçısına miras payına mahsuben yaptığı karşılıksız kazandırmaların mevcutsa aynen, değilse değerinin miras ortaklığına geri verilmesi ya da miras payına mahsup edilmesidir.
Denkleştirmeye tâbi kazandırma almış olan yasal mirasçı, diğer yasal mirasçılara karşı bu kazandırmayı iadeyle yükümlüdür. Böylece, mirasbırakandan sağlararası karşılıksız kazandırma almış olan mirasçı ile kazandırma almamış olan mirasçılar arasında eşitliği ve hakkaniyeti tesis etmek amaçlanmıştır. Denkleştirmeye tabi bir kazandırmadan söz edebilmek için, bu kazandırmanın mirasbırakan tarafından sağlığında, yasal mirasçısına miras payına mahsuben yapılmış olması gerekir. Bir kazandırmanın miras payına mahsuben yapılıp yapılmadığı mirasbırakanın iradesine göre belirlenmketedir. Mirasbırakanın bu hususta herhangi bir beyanı yoksa TMK m. 669’daki karineler devreye girecektir.
Denkleştirmenin söz konusu olabilmesi için kazandırma karşılıksız olmalıdır. Kazandırma sağlararası bir işlemle yapılmış olmalıdır. Karşılıksız kazandırma mirasbırakanın malvarlığından yapılmış olmalıdır. Karşılıksız kazandırmanın yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapılması gereklidir.
A. Denkleştirmenin Tarafları
Belirtmek gerekir ki mirasta denkleştirme, yasal mirasçılar arasında sağlararası kazandırmalarla bozulan eşitliğin sağlanmasını amaçlayan bir kurumdur. Bu nedenle tek bir mirasçı olması halinde artık denkleştirmeye gidilmeyecektir.
Denkleştirmenin gündeme gelebilmesi için birden fazla yasal mirasçı olmalı ve bunlardan biri mirasbırakanın sağlığında miras payına mahsuben karşılıksız kazandırma almış olmalı ve karşı tarafta da miras payı zedelenmiş, başka bir yasal mirasçı konumundaki en az bir denkleştirme alacaklısı bulunmalıdır.
Mirasbırakandan denkleştirmeye tabi bir kazandırma almış olan yasal mirasçıların denkleştirme borçlusudur. Kazandırma almayan diğer yasal mirasçıların da denkleştirme alacaklısı oldukları kabul edilmektedir.
Mirasçılardan biri mirasbırakandan önce ölüm, ıskat, mirası ret gibi sebeplerle mirasçılık sıfatını kaybederse, aldığı kazandırmadan dolayı denkleştirme borcu, paylarında meydan gelen artış oranında onun mirasçılarına geçer.
B. Denkleştirme Davası
Denkleştirme talebi iki tür dava ile ileri sürülebilmektedir. İlki denkleştirme yükümlülüğünün olup olmadığı veya ne miktarda olduğunun belirlenmesine yönelik bir tespit davasıdır. Denkleştirme hakkına sahip olanlar mirasın açılmasından itibaren paylaşılmasına kadar denkleştirmeye tabi kazandırmanın tespitini isteyebilirler.
İkinci dava denkleştirme konusu şeyin verilmesini isteme, mirasçılık sıfatından doğan alacak hakkına dayanan bir taleptir. Eda davası niteliğindedir. Taraflar arasında, kazandırmanın denkleştirmeye tabi olup olmadığı veya denkleştirmeye tabi olduğu miktar konusunda uyuşmazlık olmasına rağmen mirasın paylaşılmasından önce bir tespit davası açılmamış ise artık mirasın paylaşılması aşaması içinde açılacak denkleştirme davasında, hem denkleştirme borcunun mevcudiyetinin ve miktarının tespiti, hem de bu borcun yerine getirilmesi talep edilir.
C. Denkleştirme Davasında İspat
1. Altsoya Yönelik Denkleştirme Talebinde İspat Yükü
TMK m. 669’e göre mirasbırakanın çeyiz, kuruluş sermayesi vermek, bir malvarlığını devretmek yahut borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar aksi mirasbırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça denkleştirmeye tabidir. Bu tür kazandırmalar açısından mirasbırakanın hiçbir açıklama yapmamış olması durumunda miras payına mahsuben yapıldığı yönünde yasal karine vardır. Yasal karinenin aksini savunan kişinin bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Yasal mirasçılar arasında uyuşmazlık olması durumunda söz konusu kazandırmanın denkleştirme dışı tutulduğunu davalı ispat eder. Miras bırakanın iradesinin denkleştirmeye tabi olup olmadığının ispatı şekle tabi değildir. Her türlü delille ispat edilebilmektedir.
2. Altsoy Dışındaki Yasal Mirasçılara Yönelik Denkleştirme Talebinde İspat Yükü
Altsoy haricindeki yasal mirasçıların mirasbırakandan aldığı karşılıksız kazandırmaları Türk Medeni Kanunu’nun 669’uncu maddesinin birinci fıkrasına göre denkleştirilmesi talep edilmektedir. Bu fıkraya göre denkleştirme yükümlülüğü, mirasbırakanın bunu iradi şekilde öngörmesine bağlıdır. İspat yükümlülüğü, denkleştirmeyi talep eden mirasçıdadır. Mirasçı bu kazandırmayı miras payına mahsuben verildiğini her türlü delille kanıtlayabilecektir.
Mirasbırakan eşine yaptığı karşılıksız kazandırmanın da denkleştirmeye tabi olduğunu kararlaştırabilmektedir. Bu durumda diğer mirasçılar genel ispat kuralına göre bu kazandırmanın denkleştirmeye tabi olduğunu ispatlayabilmektedir.
D. Denkleştirme Değeri
Türk Medeni Kanunu’nun 673’üncü maddesine göre denkleştirme, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre yapılmaktadır. Yarar ve zarar ile gelir ve giderler hakkında mirasçılar arasında sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.
Yargıtay uygulamalarına göre denkleştirmeye tabi kazandırmanın konusu belli bir miktar para ise bu durumda denkleştirme gününde ulaştığı alım değeri dikkate alınacaktır. Para dışında taşınır veya taşınmaz mal veya bir hak ise bunların denkleştirme günündeki objektif değerleri denkleştirmeye esas alınacaktır.
Eğer denkleştirme konusu şey, mirasın paylaşılmasından önce üçüncü bir kişiye devredildiyse bu durumda denkleştirme değeri olarak, kazandırma konusu şeyin denkleştirme anındaki objektif piyasa değeri esas alınır. Kazandırma konusu şey, mirasın paylaşılmasından önce denkleştirme borçlusunun elinden rızası dışında çıktıysa ve yasal mirasçı da sigorta, tazminat, kamulaştırma bedeli gibi bir menfaat aldıysa bu bedeller denkleştirmeye tabi olacaktır. Fakat kazandırma konusu şey, mirasın paylaşılmasından önce denkleştirme borçlusunun elinden rızası dışında çıktıysa ve yasal mirasçı da herhangi bir menfaat almadıysa bu durumda kendisinin denkleştirme borcu sona erecektir.
Türk Medeni Kanunu’nun 673’üncü maddesinin ikinci fıkrasında, kazandırma konusu şeyde oluşan yarar ve zarar ile gelir ve giderler hakkında mirasçılar arasında sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanacağı belirtilmektedir. Yani TBK’daki sebepsiz zenginleşme hükümlerine atıf yapılmaktadır. Denkleştirme borçlusu iyiniyetliyse, yani denkleştirme yükümlülüğünün varlığını bilmiyor ya da bilmesi gerekmiyorsa iyiniyetli sebepsiz zenginleşen gibi sorumlu tutulacak ve denkleştirme borcunun kapsamı yalnızca kazandırma konusu şeyden denkleştirme anında elinde kalanla sınırlı olacaktır. Fakat denkleştirme borçlusu kötüniyetliyse, yani denkleştirme yükümlülüğünün varlığını biliyor ya da bilmesi gerekiyorsa kötüniyetli sebepsiz zenginleşen gibi sorumlu olacak ve denkleştirme konusu malda meydana gelen zararlardan sorumlu tutularak kazandırmanın tümü elinden çıksa bile kazandırmayı elde ettiği mirasın açıldığı tarihteki değer üzerinden denkleştirmeyle yükümlü olacaktır. TBK’daki sebepsiz zenginleşme hükümlerinde belirtildiği gibi, burada da denkleştirme borçlusu tarafından kazandırma konusu şeye yapılan zorunlu ve yararlı giderler, denkleştirme borcu bakımından hesaba katılacaktır.
E. Zamanaşımı
Kanunumuzda mirasta denkleştirmede zamanaşımına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak bununla birlikte Yargıtay içtihatlarına göre, mirasta denkleştirme istemi mirasın paylaşılması tamamlanana kadar gerçekleştirilebilmektedir. Başka bir anlatımla mirasta denkleştirme istemi miras paylaşılmadığı sürece zamanaşımına uğramaz. Mirasın taksimi halinde taksimin yapılmasından itibaren on yıllık zamanaşımı süresi içinde mirasta denkleştirmenin istenmesi gerekir.
F. Denkleştirme Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Denkleştirme talebi doğrultusunda açılan davada görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.
V. Tenkis Davası
Saklı paylı mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı paylarını ihlal eden kazandırmalarının indirilmesini talep edebilirler. Saklı paylı mirasçıların mirasbırakanın tasarruf oranını aşan kazandırmalarının indirilmesini mahkemeden dava yoluyla istemelerine ”tenkis davası” denmektedir.
Tenkis davası açılabilmesi için bazı şartlar bulunmaktadır. Türk Medeni kanunu’nun 560’ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre, ”Saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar, mirasbırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarrufların tenkisini dava edebilirler.” Buna göre, tenkis davasının iki şartı bulunmaktadır. Şartlardan ilki, mirasbıraskanın ölüme bağlı tasarrufları veya bazı sağlararası kazandırmaları ile tasarruf oranını aşmasıdır. İkinci olarak, mirasçının saklı pay hakkının ihlal edilmesi gerekir.
A. Tenkiste Sıra
Saklı paylı mirasçının saklı payına kavuşabilmesi için hangi kazandırmaların hangi sıra ile tenkisinin isteneceği önem taşımaktadır. Türk Medeni kanunu’nun 570’inci maddesinde tenkisin hangi sırayla yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre tenkiste önce ölüme bağlı tasarruflardan indirime gidilmektedir. Mevcut tasarruflar mirasçıların saklı paylarını karşılamaya yetmiyorsa, mirasbırakanın sağlığında yaptığı belli bazı tasarrufların tenkisine gidilmektedir. Sağlararası tasarruflarda tenkis, tarih sırasına göre yapılmaktadır. En son tarihli tasarruftan başlayarak tenkis edilmektedir. Yetmemesi halinde geçmiş tarihlilere sırayla gidilmektedir. Esas alınan tarih bakımından da elden bağışlamanın verildiği tarih değil, taahhüt edilen tarih esas alınır. Türk Medeni Kanunu’nun 563’üncü maddesine göre ise bütün ölüme bağlı tasarruflar orantılı olarak tenkis edilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 570’inci maddesine göre kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilmektedir.
B. Tenkise Tabi Kazandırmalar
Mirasbırakanın yaptığı ölüme bağlı tasarruf saklı payı olmayan kişilere yapılmışsa kazandırmaların tümü, saklı payın hesaplanmasında terekeye katılacaktır. Mirasbırakanın yaptığı tasarruflar, saklı paylı mirasçılar lehine yapılmışsa, tenkise tabi miktar, saklı payı aşan kısımdır.
Kazandırmanın konusunu oluşturan eşya paylaştırmaya elverişli değilse bu durumda vasiyet alacaklısı seçimlik hakka sahiptir. Buna göre vasiyet alacaklısı, dilerse tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini isteyebilir. Bununla birlikte dilerse tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebilir.
Mirasbırakan sağlararası bir kazandırmada bulunmuşsa ve bu kazandırmaya ilişkin olarak tenkis davası açılmışsa ancak yapılan kazandırma kişinin mal varlığında mevcut değilse, kazandırma yapılan kişinin iyi niyetli veya kötü niyetli olmasına göre değerlendirilmektedir. Kişi iyiniyetli ise, sadece mirasın geçmesi anında kazandırmadan elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür. Elinde bir şey kalmamışsa, iade yükümlülüğü de yoktur. Ancak kişi kötü niyetli ise kendisine yapılan kazandırma saklı pay tamamlanıncaya kadar indirilmektedir.
Kanunda tenkise konu sağlararası kazandırmalardan biri mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesidir. Diğer bir sağlararası kazandırma da, miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalardır.
Bununla birlikte mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar da tenkise tabidir. Ayrıca mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılma amacıyla yaptığı kazandırmalar da tenkise tabi kazandırmalardandır. Böylece, mirasbırakanın ölümünden önceki bir yıl içinde yaptığı bağışlamalar, saklı payı etkisiz kılma amacı taşısın veya taşımasın tenkise tabidir. Buna karşılık bir yıldan daha eski bağışların tenkisi için saklı pay kurallarını etkisiz kılma şartı öngörülmüştür.
C. Tenkis Davasında Davacı
Tenkis davasını açabilen kişiler, saklı paylı mirasçılardır. Saklı paylı mirasçılar, mirasbırakanın altsoyu, anne-babası ve eşidir. Tenkis davası açılabilmesi için o kimsenin, mirasbırakanın ölümü anında mirasçılık sıfatına sahip olması gerekir. Buna göre, bir kimse saklı paylı mirasçı olsa bile kendisinden önce gelen mirasçı nedeniyle mirasa iştirak edemiyorsa, bu kimse tenkis davası açamaz.
Bununla birlikte saklı paylı mirasçının mirastan feragat, men, yoksunluk veya mirasın reddi hallerinden biri ile mirasçılık sıfatının sona ermesi halinde, tenkis davası açma hakkı yoktur.
Tenkis davasının her bir saklı paylı mirasçı için diğerlerinden bağımsız olarak tek başına açılması mümkündür. Zira saklı paylı mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı söz konusu değildir.
Mahkemece tasarruf oranı hesapları tüm saklı paylar göz önüne alınarak yapılsa da, tenkis davası sonucunda sadece davayı açan saklı paylı mirasçı saklı payına kavuşabilecektir. Çünkü mahkemenin verdiği tenkis kararı, sadece taraflar arasında geçerlidir. Tenkis talep etmeyen diğer saklı paylı mirasçılar için sonuç doğurmaz.
Tenkis davası açma hakkı mirasçılara geçebilmektedir. Saklı paylı mirasçı mirasın açılması anında sağ olmasına rağmen, tenkis davasını açmadan önce ölmüşse, mirasçıları tenkis davası açabilmektedir. Davayı açacak olan mirasçıların, ilk mirasbırakanın saklı paylı mirasçısı olmasına gerek yoktur.
Tenkis davası açma hakkı kural olarak saklı paylı mirasçıya aittir. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun 562’nci maddesi hükmü bir istisnaya yer vermiştir. Bu hükme göre, ”Mirasbırakan, tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı, iflâsı hâlinde iflâs dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflâs idaresi veya bu alacaklılar, alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler. Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler.”
D. Tenkis Davasında Davalı
Tenkis davasında davalılar, mirasbırakanın saklı payları ihlal eden tenkise tabi kazandırmaların lehine yapıldığı kişilerdir. Bu kişiler saklı payı ihlal edilen mirasçı dışındaki mirasçılar olabileceği gibi üçüncü kişiler de olabilmektedir. Tenkise konu kazandırmanın yapıldığı kişi, bu kazandırmayı önceden üçüncü bir kişiye devretmişse, davanın üçüncü kişiye karşı açılıp açılamayacağına ilişkin Yargıtay’ın İçtihadı Birleştirme Kararına göre mirasbırakan tarafından lehine kazandırma yapılan kişinin tenkisten kaçınmak için kazandırmayı devretme amacı varsa ve üçüncü kişi bu durumu bilerek malı devralıyorsa davanın devralan üçüncü kişiye karşı da açılabileceği belirtilmiştir.
E. Tenkis Davası Açma Süresi
Türk Medeni Kanunu’nun 571’inci maddesinde tenkis davasının açılabileceği süreler düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, ”Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.”
F. Tenkis Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Tenkis davası, malvarlığına ilişkin bir dava olduğu için asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Yetkili mahkeme ise mirasbırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.
Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawfirm.com