
I. Genel Olarak
Mal ve hizmet tedariki sözleşmelerinde borçlunun temerrüdü ve bunun sonuçları Türk Ticaret Kanunu’nun 1530’uncu maddesinin iki ila sekizinci fıkraları arasında düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 1530’uncu maddesi ve Avrupa Birliği’nin 2011/7 sayılı yönergesi ile amaçlanan; Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin büyük işletmelere tedarik ettikleri mal veya hizmetlerin karşılığında, büyük işletmelerin ödemesi gereken bedelleri zamanında ödememeleri halinde Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin korunmasıdır. Bununla beraber her iki tarafın büyük işletme olması durumunda da hükmün uygulanması mümkündür.
Anılan düzenlemede borçlunun temerrüdü için Türk Borçlar Kanunu’ndaki borçlu temerrüdünden farklı şartlar öngörülmüştür.
II. TTK 1530 Faizinin Uygulanabileceği Haller
Türk Ticaret kanunu’nun 1530’uncu maddesinin uygulama alanı maddenin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Buna
göre hükmün uygulama alanı “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerle” sınırlıdır. Bu nedenle hükmün uygulama alanı bulabilmesi için iş, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olmalı ve yapılan sözleşme mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılmalıdır.
1. Taraflar Bakımından
Madde hükmünde tacir kavramı değil, ticari işletme kavramının esas alınmıştır.Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Buna göre ticari işletmeyi işleten kişi, tacir sıfatını taşımasa bile, bu işletmenin taraf olduğu bir sözleme, diğer koşulların da bulunması kaydıyla 1530. maddenin kapsamına girer. Bununla beraber her iki tarafın tacir olması halinde de söz konusu iş ticari işletmeyle ilgili olduğu takdirde bu madde uygulama alanı bulacaktır. Ancak tacirlerin ticari işletmeleri ilgili olmayan şahsi iş ve işlemleri bu kapsamda değerlendirilmez.
2. Konu Bakımından
Söz konusu maddenin uygulanabilmesi için borcun para borcu olması ve bu para borcunun mal ve hizmet tedarikinden kaynaklanması gerekmektedir. Para borcu dışındaki borçların, özellikle de malın teslimi veya hizmetin ifası borcunda temerrüt hakkında, Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulama alanı bulur.
Mal veya hizmet tedariki amacıyla yapılan hukuki işlemlerden doğan para borçlarına örnek olarak satış, kira ve eser sözlemelerinde alıcının, kiracının veya iş sahibinin bedel borcu; acentelik, simsarlık ve komisyonculuk sözlemelerinde komisyon bedeli; leasing sözleşmesinde leasing taksitleri gösterilebilir.1
Bu hükmün uygulanabilmesi için para borcunun Türk Lirası niteliğinde olması gerekmez. Yabancı para borçlarında da bu hüküm uygulanabilmektedir.
Para borcu için kıymetli evrak verilmiş olması halinde de bu madde uygulanabilecektir. Mal teslimi yapmı bir satıcıya, satı bedeli için bir çek verilmesi halinde, bunun ödemesindeki temerrüt halinde 1530. maddedeki yüksek faizin uygulanmaması için haklı bir gerekçe bulmak Türk Hukukundaki düzenleme için kolay değildir. Mesela sözleşmede ödemenin otuz gün vadeli bir bonoyla yapılacağı, bononun iki gün sonra teslim edileceği kararlaştırılmış, fakat mal teslim edilmesine rağmen alıcı bonoyu teslim etmemişse, para alacaklısı satıcı, otuz gün sonra borçlunun temerrüdüne ilikin hükümlere göre, para borçlusu alıcıdan 1530. maddeye göre yüksek faiz talep edebilir. Bu konuda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır.2
III. TTK 1530 Kapsamında Borçlunun Temerrüdü
Borçlunun TTK 1530’uncu madde kapsamında temerrüde düşmesinin ilk koşulu borcun ifasının mümkün olmasıdır. Ayrıca borcun muaccel olması ve buna rağmen borcun ifa edilmemiş olması da gerekir. Buna ek olarak genel hükümlere göre Türk Borçlar kanunukapsamında borçlunun temerrüde düşürülmesi için ihtar gönderilmesi veya vade belirlenmesi gereklidir. Ancak TTK 1530’uncu maddeyle getirlen yenilik ve bu maddenin ayırıcı özelliği borçlunun temerrüde düşürülmesi için ihtar gönderilmesine gerek olmamasıdır.
TTk 1530 kapsamında borçlu hiçbir ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer ve ve alacaklı önceden kararlaştırılmamaış olsa bile faize hak kazanır. Borçlunun temerrüde düşme anının ve alacaklının faize hak kazanma anının tesip edebilmek için sözleşmede ödeme günün kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı incelenmelidir. Her iki ihtimal de farklı sonuçlar doğuracaktır.
III. İhtarsız Temerrüdün Şartları
1. Ödeme Günü veya Süresinin Kararlaştırılması Halinde Temerrüt
Türk Ticaret Kanunu’nun 1530’uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre borçlu sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer. Buna göre belirlenen ödeme günü veya süresinde borç ödenmezse borçlu herhangi bir ihtar gönderilmeksizin temerrüde düşmüş olur.
Sözleşmede belirli bir gün veya süre kararlaştırıldığı durumlarda ise beşinci fıkra uyarınca azami bir süre öngörülmüştür. Buna göre sözleşmede öngörülen ödeme süresi, faturanın veya eş değer ödeme talebinin veya mal veya hizmetin alındığı veya mal veya hizmetin gözden geçirme ve kabul usulünün tamamlandığı tarihten itibaren en fazla altmış gün olabilir. Ancak tarafların karşılıklı olarak anlaşması ve alacaklı aleyhine ağır bir sonuç doğurmaması koşuluyla bu süre altmış günden daha uzun bir süre olarak kararlaştırılabilir. Ancak alacaklının küçük yahut orta ölçekli işletme (KOBİ) veya tarımsal ya da hayvansal üretici olduğu veya borçlunun büyük ölçekli işletme sıfatını taşıdığı hâllerde, ödeme süresi, altmış günü aşamaz. Sözleşmede söz konusu hükümlere aykırı bir düzenlemenin eklenmesi halinde ise bu düzenleme geçersiz sayılır.
2. Ödeme Günü veya Süresinin Kararlaştırılmadığı Hallerde Temerrüt
Sözleşmede ödeme günü veya süresi belirtilmemişse veya belirtilen süre beşinci fıkraya aykırı ise borçlu fatura veya eşdeğer ödeme talebini almasından otuz gün sonra temerrüde düşer ve alacaklı faize hak kazanır. Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda borçlu temerrüde düşer. Eğer borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda borçlu temerrüde düşer. Sürenin başlangıcıyla ilgli kanunda öngörülen son ihtimal malın kabulü veya gözden geçirilmesi için bir prosedür öngörüldüğü ihtimalidir. Söz konusu düzenlemeye göre borçlu, fatura veya eşdeğer ödeme talebini, kabul veya gözden geçirmenin gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten önce almışsa, kabul veya muayenenin gerçekleştiği tarihten itibaren otuz günlük sürenin sonunda temerrüde düşer. Alacaklı aleyhine ağır bir haksızlık oluşturmadığı takdirde otuz günden daha uzun bir süre kararlaştırılabilir.
IV. Ticaret Kanunu’nun 1530. Maddesi Gereğince Temerrüt Faizi
Türk Ticaret kanunu’nun 8’inci maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebileceği öngörülmüştür. Temerrüt faiz oranı sözleşmede belilenmediği hallerde ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olarak TCMB tarafından bir faiz oranı belirlenir. TTK 1530 madde kapsamında taraflar faiz oranını serbestçe belirleyebilirler. Ancak gecikme faizi ödenmeyeceğini veya ağır derecede haksız sayılabilecek kadar az faiz ödeneceğini, alacaklının geç ödeme dolayısıyla uğrayacağı zarardan borçlunun sorumlu olmayacağını veya sınırlı bir şekilde sorumlu tutulabileceğini öngören sözleşme hükümleri geçersizdir. Şartların oluşması halinde temerrüt halinde sözleşmede kararlaştırılmamış olsa bile alacaklı faize hak kazanır.
Ticari işletmeler arasında yapılan mal ve hizmet tedariki sözleşmelerinde faiz oranı belirlenmediği takdirde uygulanacak faiz oranı TCMB tarafından her yıl ocak ayında ilan edilir. TCMB tarafından belirlenecek oran 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’da ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi oranından en az yüzde 8 fazla olması gerekmektedir. 2024 yılı için TTK 1530 faiz oranı TCMB tarafından yüzde 48 olarak belirlenmiştir.
V. Alacağın Tahsili Masrafları
Borçlunun temerrüdü üzerine alacaklı, alacağın tahsili için giriştiği masrafların tazminini talep edebilir. Ancak bu masrafların ispatında zorluklar yaşanbileceği için götürü bir miktar belirlenmesi uygun görülmüştür. Buna göre kanunda borçlunun temerrüt faizi ödemesi gereken hallerde, alacaklının alacağın tahsili için girişeceği masraflara mahsuben, alacaklının zararı doğmasa bile, ihtara gerek olmaksızın borçludan götürü bir ücret belirlenmesi öngörülmüştür. Bu tutarın miktarının ne olacağı, Merkez Bankasınca ilan her yıl ocak ayında ilan edilecektir. TCMB tarafından 2024 yılı için ilan edilen alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarı 1.310-TL’dir.
VI. Borçlunun Kusuru
İhtarsız temerrüt faizi talep edebilmek için borçlunun kusurunun olup olmaması gerektiği kanunun lafzından açıkça anlaşılamamaktadır. Öğretide bu konuyla ilgili tartışmalar bulunmakla beraber ağır basan görüş borçlunun geç ödemede kusuru bulunmasa dahi alacaklının ihtarsız temerrüt faizine hak kazanacağıdır. Buna göre madde metninde geçen “borçlunun gecikmeden sorumlu tutulamadığı haller
hariç” şeklindeki ifade “borçlunun davranışının objektif borca aykırı bir davranış niteliği taşımadığı haller hariç” şeklinde yorumlanmalı ve borçlunun kusuru olmasa bile faziden sorumlu tutulacağı kabul edilmelidir. Yani Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri uyarınca temerrüdün ihtar dışındaki şartlarının gerçekleşmesi olarak anlamak gerekir.
Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawfirm.com