
I. Navlun Sözleşmesi
Navlun Sözleşmesi, taşıyanın bir eşyayı navlun karşılığında denizde taşımayı üstlendiği sözleşmedir. Deniz ticaretine mahsus bir sözleşme türüdür. Navlun, taşıyıcı tarafından, gemisinde taşınacak yük için istenen ücrettir.
İvazlı ve tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşmede taşıyan taraf taşıma taahhüdünde bulunmaktadır. Taşıtanın ise navlun ödeme borcu vardır. Navlun bedeli, navlun sözleşmesinde taraflarca belirlenmektedir. Fakat navlun bedeli kararlaştırılmamışsa yükleme zamanı ve yerinde mutad olan navlun ödenmektedir.
Navlun sözleşmesinde taşıyanın asli borcu, taşıma taahhüdünde bulunduğu yüklerin varma limanına sorunsuz bir şekilde ulaştırılmasıdır. Bu sözleşmenin unsurları;
- Gemi ile deniz yoluyla taşıma yapılması,
- Eşya taşınması,
- Eşyanın zilyetliğinin taşıyana devredilmesidir.
Navlun sözleşmesinin yapılması için herhangi bir şekil şartı yoktur. Fakat ispatı için yazılı olması arandığından navlun sözleşmesinin yazılı olarak yazılması gerekmektedir.
II. Taşıyan
Taşıyan, bir eşyayı navlun karşılığında deniz yoluyla taşımayı üstlenen kişidir. Navlun sözleşmesinin tarafıdır. Fiili taşıyan ise taşıyandan farklı bir kişi olmaktadır. Fiili taşıyan; bir geminin maliki, kiracısı veya işleteni olarak, taşımanın tamamını veya bir kısmını fiilen gerçekleştiren kişidir.
Taşıyan, ücret/navlun karşılığında eşyanın bir yerden diğerine taşınmasını ve teslimini üstlenerek esasında bir iş görme taahhüdünde bulunmaktadır.
Taşıyan, taşıma işinin bizzat gerçekleştiren değildir. Taşımayı taahhüt edendir. Taşıtana karşı deniz yoluyla yük taşıma taahhüdünde bulunan, ancak bu taahhüdünü bizzat yerine getirmeyen kişiye alt
taşıyan denmektedir. Bu durumda taşıma işini fiilen yerine getiren kişi asıl taşıyan/fiili taşıyandır.
III. Taşıyanın Yükümlülükleri
Taşıyanın borcu, yükü zarara uğratmadan bir yerden diğerine taşımaktır. Yüke özen göstermesi gerekmektedir. Ayrıca taşıyan gemiyi denize, yola ve yüke elverişli bir halde bulundurma borcu altındadır. Gemi, sefere elverişli olmalıdır.
Gemide elverişsizliğe neden olan eksiklikleri tespit etmesi ve eksiklikleri gidermesi gerekmektedir.
Taşıyan, tedbirli ve dikkatli bir taşıyanın göstermesi gereken özeni göstermek zorundadır. Yükün zayi olması veya hasara uğramasını engellemeli, yükü zamanında teslim etmelidir. Teslim aldığı andan itibaren yükleri ilgilisine teslim edinceye kadar yükleri korumakla yükümlüdür. Bunun yanı sıra taşıyan, eşyayı sözleşmede öngörülen zamanda teslim etmekle yükümlüdür.
IV. Taşıyanın Sorumluluğu
Taşıyan, borcunu navlun sözleşmesinde öngörüldüğü şekilde veya hiç ifa etmediği takdirde kusursuzluğunu ispatlamadıkça taşıtanın bundan dolayı uğradığı zararlardan sorumludur. Sözleşme
kaynaklı sorumluluğun şartları;
- Sözleşmenin ihlal edilmesi,
- Bir zararın ortaya çıkması,
- İhlal fiili ile zarar arasında uygun illiyet bağının kurulması,
- Kusurudur.
Kusuru tespit edilirken tedbirli bir taşıyanın göstermesi gereken dikkat ve özen gösterme yükümlüğüne göre karar verilmektedir. Taşıyanın sorumluluğu;
- Yüküm zıya olması,
- Yükün hasara uğraması,
- Geç teslim hallerinde ortaya çıkabilmektedir.
Taşıyanın yük ziya ve hasardan doğan sorumluluğunda eşyanın zıya uğraması, taşıyanın teslim aldığı yükü teslim edememesidir. Yükün fiziki olarak asli niteliğini kaybetmesi, değerini tümüyle yitirmesi veya sürekli olarak ya da belirsiz bir süre için taşıyanın elinden çıkmış olması ya da yükün tamamen yok olması zıya olduğu anlamına gelmektedir. Eşyanın hasara uğraması, yükün maddi varlığının kötüleşmesi veya bozulması sonucu değerinin azalmasıdır.
Navlun sözleşmesinde açıkça yüküm teslim zamanı kararlaştırılabilmektedir. Eğer ki kararlaştırılmamışsa olayın özellikleri dikkate alınarak tedbirli bir taşıyandan teslimin makul olarak istenebileceği sürede yükü teslim etmesi gerekmektedir. Taşıyanın gecikmeden sorumluluğuna gidilebilmesi için teslim tarihinden itibaren 60 gün içerisinde gönderilen taşıyana gecikme nedeniyle yazılı bir bildirimde bulunmalıdır. Yoksa taşıyanın tazminat ödemesi gerekmemektedir.
Gecikme nedeniyle herhangi bir zarar meydana gelmediyse taşıyanın
sorumluluğu şu şekilde tayin edilecektir. Gecikme geminin sefere elverişsiz olmasından
kaynaklanmışsa TTK m. 1141, eşyanın başka bir gemiye yüklenmesinden doğmuş ise
TTK m. 1150, teknik idare kusuru olarak kabul edilen bir olaydan meydana gelmişse TTK m. 1180, navlun sözleşmesinin ifasına başlanılmadan önce oluşan bir olaydan
kaynaklanmışsa genel hükümlere göre taşıyanın sorumluluğu yoluna gidilecektir.
Genel kural, yükün geminin ambarlarında taşınmasıdır. Güvertede taşınmamalı veya küpeşteye asılmamalıdır. Ancak yükleten ile arasında anlaşma varsa veya ticari teamül buna cevaz veriyorsa ya da
mevzuat açısından bir zorunluluk varsa taşıyan yükü güvertede taşıyabilmektedir. Aksi halde zıya veya hasar durumunda taşıyan sözleşmeyi ihlal etmiş ve kusuru var sayılmaktadır.
Taşıyanın sorumluluğunun sınırlandırılmasının hesaplanmasında iki yöntem bulunmaktadır. İlk yöntem esnek yöntemdir. Zarara uğramış malın değeri esas alınmakta ve tazminat eşyanın piyasa fiyatına göre belirlenmektedir. İkinci yöntem mutlak bir değer ile olan sınırlamadır. Taşıyanın sorumluluğu koli veya ünite başına veya zarara uğramış eşyanın gayri safi ağırlığına göre tazminat miktarı belirlenmektedir.
Sorumluluğun sınırlandırılmasında Türk Ticaret Kanununda mutlak hesaplama yöntemi kabul edilmektedir. Taşıyanın sorumluluk sınırı hangi sınır daha yüksek ise o şartın uygulanması koşuluyla, koli veya ünite başına 666,67 Özel Çekme Hakkına (ÖÇH/SDR189) ya da eşyanın brüt ağırlığının her bir kilogramı için 2 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile belirlenmektedir. Türk Ticaret Kanunu, esnek hesaplama yöntemiyle taşıyanın ödemesi gereken toplam tazminat miktarını ayrıca belirlemiştir. Bu da zayi olan eşyanın değerinden ibarettir. Eşyanın değeri ise; eşyanın gemiden boşaltıldığı veya boşaltılması gereken yerdeki ve tarihteki varsa borsa fiyatı, yoksa cari piyasa fiyatına göre belirlenmektedir. Hangisiyle yapılan hesaplama daha düşükse bu bedel sorumluluğun sınırıdır.
Eşyanın geç tesliminden kaynaklanan zararlardan taşıyanın sorumluluğun üst sınırı ise navlun sözleşmesinde kararlaştırılan toplam navlun miktarını geçmemek şartıyla eşyanın geç teslimi halinde oluşan zararda sorumluluk gecikmeye maruz kalmış eşya için hesaplanan navlunun iki buçuk katıdır. Fakat taraflar, eşyanın gecikme ile teslim edilmesi sebebiyle oluşan zararlar için kanunda belirtilen bu hadlerden daha yüksek bir üst sınırı sözleşme ile kararlaştırabilmektedir.
V. Taşıyanın Sorumluluğu Olmayan Haller
Taşıyanın normal şartlar altında sorumluluktan kurtulması için kusurunun olmadığını ve gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini ispatlaması gerekmektedir. Mutlak sorumsuzluğu ise ayrı olarak düzenlenmektedir. Mutlak sorumsuzluk, taşıyanın şahsi kusuru olmadıkça yükte meydana gelen zararlardan muaf tutulmasıdır. Taşıyan, kendisinin veya adamlarının kastından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri gelen zarardan sorumlu değildir. Taşıyanın veya adamlarının kastının veya ihmalinin bu zarara sebebiyet vermediğini ispat yükü, taşıyana aittir.
Türk Ticaret Kanununa göre mutlak sorumsuzluk halleri;
- Teknik kusur,
- Yangın,
- Denizde kurtarma,
- Yükletenin eşyanın cinsini veya değerini kasten gerçeğe aykırı
bildirmesi hali, - Rotadan haklı sapmadır.
Zarar, geminin sevkine veya başkaca teknik yönetimine ilişkin bir hareketin veya yangının sonucu olduğu takdirde, taşıyan yalnız kendi kusurundan sorumludur. Yangının gemi adamları veya taşıyanın adamlarının sevk ve idare kusurlarından veya başkaca teknik kusur olarak nitelendirilebilecek kusurlarından kaynaklanması halinde hem sevk ve idare kusurundan hem de yangından kaynaklanan
mutlak sorumsuzluk hali gündeme gelmektedir. Yangın, yolculuk başlangıcındaki bir elverişsizlikten kaynaklanmışsa taşıyan zararlardan sorumludur.
Taşıyan, müşterek avarya hali hariç, denizde can ve eşya kurtarmadan veya kurtarma teşebbüsünden ileri gelen zararlardan sorumlu değildir. Teşebbüs, sadece eşya kurtarmaya yönelikse, aynı zamanda makul bir hareket tarzı oluşturması gerekmektedir.
Yolculuğun izlenen rota üzerinde sürdürülmesini umulmayan bir hal engellerse, kaptan durumun gereklerine ve imkanlar çerçevesinde uygulamaya zorunlu olduğu talimata göre, yolculuğa, başka bir rota üzerinde devam edebileceği gibi kısa veya uzun bir süre için ara verebilmekte veya kalkma limanına geri dönebilmektedir.
Taşıyanın karine olarak kusursuz kabul edildiği haller;
- Denizin veya geminin işletilmesine elverişli diğer suların tehlike ve kazaları,
- Harp olayları, karışıklık ve ayaklanmalar, kamu düşmanlarının hareketleri, yetkili makamların emirleri veya karantina sınırlamaları,
- Mahkemelerin el koyma kararları,
- Grev, lokavt veya diğer çalışma engelleri,
- Yükleten, taşıtan ve eşyanın maliki ile bunların temsilcilerinin ve adamlarının fiil veya ihmalleri,
- Hacim veya tartı itibarıyla kendiliğinden eksilme veya eşyanın gizli ayıpları ya da eşyanın kendisine özgü doğal cins ve niteliği,
- Ambalajın yetersizliği,
- İşaretlerin yetersizliğidir.
Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawfirm.com