WhatsApp

Taşınmaz Rehninin Konkordatodaki Durumu

Taşınmaz Rehninin Konkordatodaki Durumu

I. Genel Bakış

7101 sayılı “İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile iflasın ertelenmesi kurumu kaldırılmış, konkordato kurumunda önemli değişiklikler yapılmıştır. Yapılan değişikliklerle konkordato kurumunun işlevsel hale getirilmesi amaçlanmıştır. Ancak yine de uygulamaya gelince halihazırda bazı eksikliklerin olduğu ve ortaya çıkmış doktrin ve yargı içtihatlarıyla görüş ayrılıkları meydana gelmiştir. Konkordato en önemli etkilerini alacaklıların hakları üzerinde göstermektedir. Alacaklıların hakları konkordato süreci içerisinde bazı sınırlamalara tabi tutulmaktadır. Bu makalede alacaklıların haklarına getirilmiş olan sınırlamaların bir istisnası oluşturan İcra ve İflas Kanunu’nun 295’inci maddesindeki rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip hususu kapsamında taşınmaz rehninin konkordatodaki durumu incelenmiştir.

II. Giriş

Konkordato, vadesi gelmesine rağmen borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlunun, borçlarında tenzilat yapılması veya vade verilmesi yoluyla borçlarını ödeyebilmesi için başvurabileceği hukuki bir imkandır. Konkordato talebi asliye ticaret mahkemesine yapılmaktadır. Mahkeme, şartları varsa öncelikle geçici mühlet kararı; bu geçici mühlet içinde konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olduğunu anlarsa kesin mühlete kararı verir. Kesin mühletin ise alacaklılar bakımından bazı sonuçları bulunmaktadır. Bu sonuçlardan birisi de mühlet içinde borçluya karşı takip yapılması yasağıdır.

Bu yasağın istisnasını ise rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipler oluşturmaktadır. Mühlet içinde borçluya takip yapılmasına ilişkin yasak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip bakımından geçerli değildir. Çünkü İcra ve İflas Kanunu’nun 295. maddesinin birinci fıkrasına göre, mühlet içinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilmekte ve mühlet kararından önce başlamış olan takiplere devam edilebilmekte. Ancak bu takip sebebiyle rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı mümkün değildir. Makalenin konusu, İcra ve İflas Kanunu’nun 295. maddesinde düzenlenen satış yasağının taşınmaz rehni bakımından incelenmesidir.

III. Konkordato Mühletinde Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takip

Kural olarak konkordato talep eden borçlu için mühlet içerisinde takip yasağı mevcuttur (İİK m. 294/1). Kanun koyucu konkordato talep eden aleyhine takip başlatılamayacağını düzenlemiş olsa da bu kurala bazı istisnalar getirmiştir. Kanunda yazılı bu istisnalar İİK m. 206’da yer verilen imtiyazlı alacaklar ve rehinli alacaklardır (İİK m. 294/2). Birtakım kısıtlamalar hariç rehinli alacaklar adi alacaklılara olan üstünlüklerini konkordato sürecinde de sürdürmektedir. Bu kısıtlamalar muhafaza ve satış işlemi yasağıdır.

Kesin mühletin rehinli alacaklılar bakımından sonuçlarını düzenleyen İİK m. 295 hükmünde rehinli alacaklılar takip yasağının dışında tutulmuş; rehinli alacaklıların takip başlatabilecekleri ve önceki takiplere devam edebilecekleri kabul edilmiştir. Ancak anılan takipler nedeniyle muhafaza tedbiri alınamayacağı ve rehinli malın satılamayacağı hususları da belirtilmiştir.1 İİK m. 308/c’de de, konkordatonun rehinli alacaklar için bağlayıcı olmadığı düzenlenmiştir. Böylece rehinle güvence altına alınan alacaklar, konkordato projesine göre değil, tam olarak ödenecektir.

Kanun koyucu bir yandan rehinli alacaklının takip başlatmasına muvafakat göstermiş ancak rehinli malın muhafaza altına alınmasına veya satılmasına rıza göstermemiştir. Bu hükümle kanun koyucu konkordatonun başarısı için destekleyici bir yaklaşım sergilediğini gözler önüne sermektedir. Bu hükümle güdülen amaç, borçlunun mühlet sırasında rehinli takiplerle dahi sıkıntıya sokulmamasını öngörmektir.2

İİK m. 295/1’de düzenlenen takip yasağını keyfi olarak esnetmemek gerekir. Şöyle ki; konkordato mühleti sürecinde alacak rehinle teminat altına alınmış olup, aynı zamanda kambiyo senetlerine de -çek, poliçe veya emre muharrer senet- bağlanmış olabilmektedir. Konkordatoda, kesin mühlet sürecinde hangi takip yolunun uygulanabileceği İİK m. 295/1’de açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla, bu süreçte alacağın rehinle teminat altına alınmış olmasının yanı sıra, kambiyo senetlerine bağlı kılınmış olsa bile alacaklının rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması gerekecektir. Kambiyo senetlerine özgü takip yoluna mühlet içerisinde başvuramaz.3 Zira kanun metninde yalnızca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde takip yasağı esnetilmiş, kambiyo senetlerine özgü takip yoluna ilişkin ise istisna kapsamında olduğuna dair bir düzenleme getirilmemiştir.

A. 295’inci Maddenin Zaman Bakımından Uygulanabilirlik Sınırı

Rehinli malın mühlet içinde paraya çevrilmesi yasağı, her ne kadar kesin mühletin sonuçları başlığı altında düzenlenmiş ise de, söz konusu yasak geçici mühlet kararının verilmesi ile başlar. Zira İcra ve İflâs Kanunu’nun 288. maddesinin birinci fıkrasına göre, geçici mühlet ile kesin mühlete ilişkin sonuçlar doğar. Dolayısıyla rehinli malın paraya çevrilmesi, kesin mühlette olduğu gibi geçici mühlet içinde de yasaktır. Geçici mühlet içinde konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olduğu anlaşılırsa kesin mühlet kararı verilmektedir. Rehinli malın satılması yasağı kesin mühlet süresi içinde devam eder. Kesin mühlet süresi bir yıldır. Bazı durumlarda bu süre altı aya kadar uzatılabilmektedir. Ayrıca konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilmektedir. Dolayısıyla kesin mühletin etkileri devam ettiği müddetçe rehinli malın paraya çevrilmesi yasaktır.4

Rehinli alacaklılarla ilgili satış yasağının sona erdiği tarih ise, konkordatonun tasdikidir. Buna göre konkordatonun tasdikine karar verilmesi halinde kesin mühletin etkileri ortadan kalkacağından dolayı, rehinli malların satış yasağının da sona ermesi gerekecektir. İİK m. 306/1, İİK m. 307/1 ve İİK m. 295/1 ile değerlendirilerek bulunacaktır. Konkordatonun tasdiki için gerekli şartların oluşması sonucunda, mahkeme İİK m. 306/1’e göre, konkordatonun tasdikine karar verecektir. Konkordatonun tasdik kararının verilmesiyle birlikte kesin mühlet etkilerinin de kalkacağından dolayı, rehinli malların satış yasağının da sona ermesi gerekecektir. Fakat İİK m. 307/1 uyarınca rehinli malın satışı bir yıl daha ertelenebilecektir. Maddeye göre oluşması erteleme için gereken şartlar; rehinle temin edilen alacağın konkordato talebinden önce doğmuş olması, rehinle temin edilen alacağın konkordato talep tarihine kadar ödenmemiş faizinin bulunmaması, borçlunun rehinli malın, işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunu ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığının tehlikeye düşeceğini yaklaşık olarak ispat etmiş olmasıdır.

Buna ek olarak konkordato projesinin tasdik kararı kesinleşince yürürlüğe gireceğine karar verilerek mühletin etkileri uzatılabilmektedir. (İİK m. 308/c, f.1)

B. Rehinli Alacağa İşleyen Faiz

İİK m.294/3’te konkordato mühleti sürecinde alacaklar bakımından faizlerin etkisinin nasıl olacağı düzenlenmektedir. Bu maddeye göre, “her türlü alacağa” karşı faizler kesin mühletten itibaren duracaktır. Bu durumun istisnası ise, rehinli alacaklardır. Rehinli alacaklıların, alacakları için mühlet sürecinde faiz işlemeye devam edecektir.

Borçlunun borcunu güvence altına almak için üçüncü kişiler tarafından rehin temin edilmişse, bu durumda faiz işlemeye devam etmeyecektir. Zira faizin işlemeye devam etmesi için bizzat borçlu tarafından rehin edilmesi gerekmektedir.5 Çünkü konkordatonun amacı borçlunun malvarlığı üzerinde iyileşme sağlamaktır.

IV. Rehinli Alacağın Mülkiyetine Göre Konkordatoya Tabi Olup Olmadığı Hususu

İİK m. 295’te “rehinle temin edilmiş alacak”tan bahsedilmiş, ancak hükmün uygulama alanına girecek olan rehinli alacaklıdan ne anlaşılması gerektiği açıklanmamıştır.

Rehin, asıl borçlunun borçlusu tarafından kendi malvarlığı veya onun borcunu güvence altına almak için üçüncü bir kişinin malvarlığı ya da üçüncü kişinin borcu için kendi malvarlığı üzerinde kurulu olabilmektedir. Üçüncü kişinin malvarlığı üzerinde rehin kurulmasıyla güvence altına alınan bir alacak söz konusu ise, konkordato açısından bu alacağın rehinli alacak mı, adi alacak mı olduğunun tespit edilmesi gerekir. Yani konkordato nisabının hesabında rehinli alacaklıların alacak bildirimi, borçlunun malvarlığı üzerinde kurulan rehinler, üçüncü kişilerin malvarlığı üzerinde kurulan rehinler ve borçlunun malvarlığı üzerinde üçüncü kişi lehine kurulan rehinler olarak incelenmelidir.

A. Konkordato Alacaklısı Lehine Mülkiyeti Üçüncü Kişide Bulunan Rehinli Alacakların Durumu

Rehin genellikle, teminat altına alınan alacağın borçlusu tarafından verilmektedir. Bu durumda borçlu, hem şahsi alacak hakkının hem de ayni hakkın borçlusu olur. Ancak her zaman borçlunun borcuna ilişkin olarak verilen rehnin bizzat borçlunun kendisi tarafından verilmesi gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Zira TMK m. 881 f. 2 hükmü uyarınca konkordato borçlusunun borcuna ilişkin olarak üçüncü bir kişinin malı üzerinde alacaklı lehine rehin hakkı kurulması mümkündür.6

Bu gibi durumlarda üçüncü kişi malı üzerinde rehin tesis edilmesi halinde bu alacağın rehinli alacak mı yoksa adli alacak mı olarak konkordatoda değerlendirilmesi gerektiği husunda doktrindeki farklı görüşleri incelemek gerekmektedir.

1. Üçüncü Kişinin Malı Üzerinde Rehin Tesis Edilmesi Halinde Söz Konusu Alacağı Konkordatoda Adi Alacak Olarak Kabul Eden Görüşler

Doktrinde bu görüşü savunan yazarlara7 göre, üçüncü kişi tarafından verilen rehin, borçlunun malvarlığına ilişkin değildir. Bu nedenle, rehinli alacaklı borçluya karşı teminatsız bir alacaklı gibi davranamaz. Alacak teminat altındadır; ancak bu teminat borçluya ait olmadığından, alacaklının konkordato sürecinde alacağını koruma ihtiyacı daha azdır ve nisap hesabına katılmaları gerekmez.

Bu görüşe göre, üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınmış bir alacak; borçlunun malvarlığına ilişkin bir güvence oluşturmadığı için, borçlunun konkordato projesinden etkilenmeyeceği için ve konkordato sonucunda rehnin paraya çevrilmesi borçlunun tasarrufundan bağımsız olduğu için, nisap hesabına dahil edilmemelidir.

Üçüncü kişi tarafından verilen rehinle teminat altına alınan bir alacak söz konusu olduğunda, rehinli alacaklı alacağının tamamını adi alacak olarak konkordatoya yazdırabilmektedir. Bu durumda, alacaklı, rehinli mal satıldığında alacağını tamamen tahsil edemezse, açık kalan kısmı konkordato projesindeki koşullara göre tahsil edecektir.

2. Üçüncü Kişinin Malı Üzerinde Rehin Tesis Edilmesi Halinde Söz Konusu Alacağı Konkordatoda Rehinli Alacak Olarak Kabul Eden Görüşler

Üçüncü kişinin malı üzerinde tesis edilen rehnin konkordato nisabında rehinli alacak olarak dahil edilmesi gerektiğini savunan görüşe göre madde metninde hükmün uygulama alanı bakımından herhangi bir ayrım yapılmamıştır. Ayrıca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte borçlu ve üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu sebeple üçüncü kişi malı üzerinde rehin tesis edilmesi halinde de 295’inci madde hükmü kapsamında alacağın rehinli alacak olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

3. Yargıtay’ın Görüşü

Yargıtay’ın bazı kararlarında bu alacakların adi alacak olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtirken, diğer kararlar rehinli alacak olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Üçüncü kişiyle borçlu arasında mecburi takip arkadaşlığı gerekçesine dayanan Yargıtay 12. Hukuk Dairesi8 rehin konusu malın satışı için söz konusu olan yasağı yalnızca mülkiyeti borçlunun olan rehinli mallar bakımından değil, mülkiyeti üçüncü kişinin olan rehinli mallar bakımından da kabul etmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu8 da 2019 tarihli bir kararında aynı sonuca ulaşmıştır.

2020 yılından sonraki kararlarında ise Yargıtay içtihat değişikliğine gitmiş ve üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınmış alacakları adi alacak olarak kabul etmiştir.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1792 Esas, 2021/100 Karar sayılı ve 15/09/2021 tarihli kararında9… Tüm bu gerekçeler nazara alındığında 3. kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların konkordato da adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi konkordato kurumunun işlerliği, alacaklının teminat dışı kalan alacağı, ipotek veren 3. kişinin rücû ilişkisi açısından gereklidir. 7101 sayılı Kanun öncesi Yargıtay uygulamalarının değiştirilmesini, gerektirir kanuni bir düzenlemede bulunmamaktadır. Bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi borçlu ve rehin veren 3.kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekeceğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.” hükmüne yer vermiştir.

10Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/772 Esas, 2022/240 Karar sayılı ve 03/03/2022 tarihli kararında “… Borçlu hakkında verilen mühletten rehin veren üçüncü kişinin de yararlanacağı kabul edilirse, rehinli alacaklının üçüncü kişiden teminat istemesinin hiçbir anlamı kalmayacaktır. Üçüncü kişinin verdiği rehinde, rehinli alacaklının konkordato borçlusundan olan alacağı konkordato hükümlerine tabidir. Bu sebeple, rehinli alacaklıya alacağının tamamını konkordatoya yazdırma ve oy kullanma hakkı verilmesi zorunludur.” gerekçesine yer verilerek üçüncü kişinin verdiği rehin üzerindeki alacak adi alacak olarak kabul edilmiş ve bu sebeple alacaklının alacağını konkordatoya yazdırarak oy kullanma hakkına sahip olduğu ifade edilmiştir.

B. Üçüncü Kişi Borçlunun Alacaklısı Lehine Mülkiyeti Borçluda Bulunan Rehinli Malların Durumu

Konkordato borçlusunun, konkordato talebinden evvel, malını üçüncü kişi lehine rehin gösterdiği hallerde, İİK m. 295/I’de düzenlenen yasağın işlerlik kazanıp kazanmayacağıyla ilgili öğretide farklı görüşler mevcuttur.

İİK m. 295’te belirtilen rehinli mallar, mülkiyeti konkordato borçlusuna ait olan rehinli mallardır. Zira, anılan hükmün ikinci fıkrasında rehinli malların konkordato projesinde kullanılmaması istisnai bir durum olarak düzenlenmiş; olağan olanın bu malların konkordato borçlusu tarafından kullanılması olduğu kabul edilmiştir. Bunun bir sonucu olarak rehinli malların malikinin konkordato borçlusu olduğu kabul edilebilmektedir. Konkordatonun amacı göz önüne alındığında konkordato borçlusunun, üçüncü kişiler lehine verdiği rehinler bakımından da kendi borcu için verdiği rehinler gibi koruma kapsamında olması gerekir. Doktrinde Kurt Konca/Selçuk konkordato borçlusunun üçüncü kişi lehine malı üzerinde rehin kurduğu hallerde, bu malın konkordato projesinde kullanılabilme ihtimalinin yüksek olması sebebiyle ilk olarak İİK m. 295/I uyarınca, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceği; ancak, konkordato borçlusunun malvarlığını korumak amacıyla rehinli malın paraya çevrilemeyeceği yani rehinli alacak olarak kabul edildiği görüşündedir.11

Bu tür alacaklılar, yalnızca ayni hak sahibidir. Şahsi borç ilişkisi kurulmadığı sürece komisere alacak bildirmezler ve konkordato kapsamında alacaklı sayılmazlar.12

V. 295’inci Maddenin İstisnaları ve Rehinli Malın Mühlet İçinde Paraya Çevrilmesi

İİK m. 295/II uyarınca,“rehinli malın konkordato projesine göre işletme tarafından kullanılması öngörülmüyor veya kıymeti düşecek ya da muhafazası masraflı olacak ise 297’nci maddenin ikinci fıkrasındaki usule göre satışına izin verilebilir. Satış gelirinden rehinli alacaklıya rehin bedeli kadar ödeme yapılır”. Rehinli malın paraya çevrilmesi için kanun koyucu tarafından öngörülen şartlar birbirinin alternatifi olup, bunlardan bir ya da birkaçının varlığı halinde rehinli malın paraya çevrilmesine izin verilebilmektedir.

A. Borçlunun Satış İçin İzin İstemesi ve Kanun Yolu

Mühlet içerisinde rehinli malın satılabilmesi için asliye ticaret mahkemesinin izin vermesi gerekir. Mahkeme re’sen satışa ilişkin bir değerlendirme yapmaz. Ancak talep varsa satışa karar verebilmektedir. Talepte bulunabilecek olan kişiler ise rehinli malın satışında menfaati olan alacaklı ve borçludur. Dikkat edilmelidir ki 295’inci maddede satış için izin isteyebilecekler açıkça sayılmamıştır. Ancak 297’nci maddede borçlunun mahkemeden izin almak suretiyle gerçekleştirebileceği işlemler sayılmakta ve usule göre rehinli malın satışına izin verilebileceği belirtilmektedir. Atıf yapılan hükümdeyse, borçlunun mahkemenin izni dışında yapamayacağı işlemler sayılmaktadır. İİK m. 297/II’nin düzenlenişi itibariyle izin talebinde bulunacak olan borçludur. Ancak satış talebi lehine olan, satıştan elde edilecek gelirle alacağı ödenecek olan rehinli alacaklının satış talep edebilmesi de mümkündür.

Kural olarak borçlunun satış talebinde bulunabilmesi için, alacaklının takip başlatmış olması gerekir. Takip başlatılmadan mahkemeden satış izni verilmesi talebinde bulunması halinde talep hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilecektir. Zira takip hukukunda, rehinli malın takip başlatılmaksızın alacaklı veya borçlunun talebiyle paraya çevrilmesini sağlayacak bir düzenleme bulunmamaktadır.13

Ancak 295’inci madde kapsamında gerekli şartların oluşması halinde istisnai olarak takip başlatmadan mahkemece rehinli malın satışına izin verilebilecektir.

Mahkeme, satış talebine izin vermeden önce konkordato komiserinin görüşünü alacaktır. Anayasa Mahkemesinin 4/4/2024 Tarihli ve Esas 2024/10, Karar 2024/97 Sayılı Kararı14 öncesi komiserin görüşüyle birlikte alacaklılar kurulunun muvafakati de gerekmekteydi. Ancak bahsi geçen kararla “alacaklılar kurulunun muvafakati” ibareleri iptal edilmiştir. Anayasa mahkemesinin iptal kararının gerekçesi konkordatoda alacaklılar ile borçlunun menfaatleri arasında kurulması gereken dengenin alacaklılar lehine borçlu aleyhine sonuçlara yol açabileceğidir. Menfaat dengesini sağlamak amacıyla söz konusu ibareler iptal edilmiştir.

Ancak yine de, komiserin görüşüne rağmen, mahkeme izin talebini reddedebilmektedir. Bununla beraber mahkemenin görüş almadan verdiği kararlar İİK m. 297/II’ye aykırıdır.

Mahkeme inceleme neticesinde, satışa izin ya da talebin reddine karar verebilmektedir. Mahkeme tarafından verilen bu yönde kararlar nihai karar niteliğindedir. Bu sebeple söz konusu kararlar genel hükümler kapsamında kanun yolu incelemesine tabidir.

B. Satış Usulü

Mahkemenin satışa izin vermesinden sonra, ilgili taraf takip yapılan icra müdürlüğünden satış talep etmelidir. Mahkemeye başvurunun amacı izin almak iken icra dairesine ise bu izin kararını icra ettirmektir. Çünkü mahkeme tarafından verilen karar satış kararı değil, satışa izin kararıdır.

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde taşınmaz rehninin satışının ödeme emrinin veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içerisinde istenmesi gerekir. Borçlu hakkında mühlet kararı verilmeden evvel rehinli alacaklının takip başlatması ve satış aşamasına gelmesi mümkündür. Bu halde, satış isteme süresinin işlemeye başlamasından sonra borçlu hakkında konkordato mühleti verilmesiyle satış isteme süresi duracaktır. Bununla birlikte, mahkemenin satışa izin vermesi halinde, mühletle durmuş olan satış isteme süresi kaldığı yerden işlemeye devam eder. Rehinli malların paraya çevrilmesi kural olarak, açık artırma suretiyle satış yapılmasıdır. Bununla birlikte, İİK m.119’daki istisnai hallerin varlığı halinde, taşınır malların satışının pazarlık usulüyle yapılması mümkündür.

Rehinli malın satışı yapılırken, ihale bedelinin tespitinde, satış talep eden rehinli alacaklıya rüçhanı olan başka bir rehinli alacaklı varsa, bu alacaklının alacağı dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda rehinli malın ihale edilebilmesi için, teklif edilen bedelin malın değerinin yüzde ellisinin yanı sıra, rehinli alacaklıya göre rüçhanlı alacaklının alacağını da karşılaması gerekmektedir. Buna karşılık, satış talebinde bulunan rehinli alacaklıya rüçhanı olan bir alacaklı mevcut değilse, malın değerinin yüzde ellisi ile satış ve paylaştırma giderlerinin karşılanmış olması yeterli olacaktır. Rehinli malların paraya çevrilmesine ilişkin icra dairesi işlemlerine karşı, icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesinde şikayet yoluna başvurulacaktır. Görevli mahkeme asliye ticaret değil mahkemesi değil, icra hukuk mahkemesidir.15

C. Kıymet Takdiri

İİK m. 298/2.fıkrası uyarınca, komiser tarafından rehinli malların kıymetinin ne kadar olacağı belirlenip, bunun sonucunda; komiser belirlediği değeri rehinli alacaklılara ve borçluya alacaklılar toplantısından önce bildirmesi gerekmektedir. Maddenin amacı; rehinli alacaklının, rehnin kıymetini karşılamayan kısmı için adi alacak statüsüne tabi olup olmamasının belirlenmesi olacaktır. İİK m. 308/c üçüncü fıkrası uyarınca “rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan kısımdaki” alacakları için konkordato hükümlerine tabi olmayacaklardır. İİK m. 298/2.fıkrasına göre, rehinli malların kıymet takdirinin yapılması ile, rehinli alacaklının rehinli malının kıymetini karşılamayan kısmı için adi alacaklı olup; İİK m. 302/5 uyarınca da konkordatoya tabi olarak nisaba dahil edilmeleri gerekecektir.16

Rehinli malların kıymet takdiri ile ilgili ikinci durum, İİK m. 298/4.fıkrası olacaktır. İİK m. 298/4.fıkrasına göre; “Rehinli taşınmaz malların bu madde kapsamındaki kıymet takdiri, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı ile yetkilendirilen kişilere yaptırılabilir.” Bu maddeye göre, rehinli taşınmaz malların kıymet takdirinin gayrimenkul uzmanı lisanslı kişiler tarafından yapılması gerekecektir.

Rehinli mallarda kıymet takdiri sonucunda, şikayetin nasıl yapılacağı İİK m. 298/3. fıkrasında düzenlenmiştir. Rehinli mallara yapılan kıymet takdirini ilgililer asliye ticaret mahkemesine şikayet edebileceklerdir. İlgililer, asliye ticaret mahkemesine rehinli malın kıymet takdiri ile ilgili, şikayetlerini yedi gün içinde yapacaklardır. Mahkeme, ilgilinin şikayeti sonucunda rehinli malın değerinin artması halinde, borçludan alacaklının masraflarını ödemesini talep edecektir. Maddede düzenlenen yedi günlük süreyi, İİK m. 16’a göre genel şikayet süresi olarak değerlendirilecektir. Ancak şikayetin yapılacağı yetkili merci ise İİK m. 16’a göre icra mahkemesi olarak değerlendirilmemektedir.17

VI. Rehinle Karşılanmayan Alacakların Durumu

Rehin konusu mal veya hakkın değerinin alacağın tamamını karşılamadığı hallerde, karşılanmayan alacak kesimi konkordatoya tabidir. Rehin hakkı, rehin alacaklısına rehinli mal değerinde güvence sağlar. Rehinli mal veya hakkın değerinin karşılamadığı alacak kesimi, bu bağlamda adi alacaktır ve konkordatoya tabidir. Karşılanmayan bu alacak ödeme projesinin öngördüğü sistem içinde ödenmektedir.18

MK m.851’e göre “Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir. Alacağın miktarının belli olmaması halinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir.” Güvence altına alınan alacağın kesin bir miktar olarak tapu kütüğüne yazılması halinde anapara ipoteği; taşınmazın güvence teşkil edeceği azami miktarın tapu kütüğüne yazılması halinde ise üst sınır ipoteği söz konusu olur. Bu ayrım taşınmaz paraya çevrildiği zaman güvence konusu alacağın kapsamının belirlenmesinde önem taşır. Anapara ipoteğinde tapu kütüğünde yazılı miktarın üstüne çıkılsa bile, yan alacaklar da güvencenin kapsamındadır. Bu nedenle taşınmazın değeri anapara ve yan alacakları karşılıyorsa konkordatoya tabi bir alacak bulunmaz. Ancak taşınmazın değeri anapara ve yan alacakları karşılamıyorsa, karşılanmayan alacak kesimi konkordatoya tabidir. Üst sınır ipoteğinde rehin, tapu kütüğünde yazılı miktarı aşan alacakları kapsamaz. İpoteğin kapsadığı üst sınırı aşan alacak adi alacak olarak konkordatoya tabidir.19

Avukat Gökçe Aral

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp

Dipnotlar
  1. Gökçen, Onurcan. “Konkordatoda Rehinli Ve Finansal Kiralamaya Konu Mal Ve Alacakların Hukuki Durumu”. İstanbul, Altınbaş Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019, s. 40. ↩︎
  2. Altay, Sümer/Eskiocak, Ali. Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku 3. Baskı, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2017, s. 209. ↩︎
  3. Kavak, Dilar. “Konkordatonun Rehinli Alacaklara Etkisi”. Ankara, Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2022, s. 161. ↩︎
  4. Köroğlu, Anıl. “Rehinli Malın Konkordato Mühleti İçinde Paraya Çevrilmesi Yasağı (İİK m 295)” İstanbul Hukuk Mecmuası, S. 78(1), 2020, s. 145. ↩︎
  5. Öztek, Selçuk/Budak, Ali Cem/Tunç Yücel, Müjgan/Kale, Serdar/Yeşilova, Bilgehan. Yeni Konkordato Hukuku, Ankara 2019, s. 218. ↩︎
  6. Türkoğlu, Tolga. “Adi Konkordatoda Kesin Mühlet Ve Hukuki Sonuçları”. İstanbul, Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019, s. 135. ↩︎
  7. ÖZTEK, Selçuk/BUDAK, Ali Cem/TUNÇ YÜCEL, Müjgan/KALE, Serdar/YEŞİLOVA, Bilgehan, Yeni Konkordato Hukuku, Ed:Selçuk ÖZTEK, Ankara 2019, s. 374. Aynı yönde görüş için bkz. Pekcanıtez/Erdönmez, “Üçüncü Kişinin Verdiği Rehinle Teminat Altına Alınan Alacak Konkordato Nisabının Hesabına Dahil Edilmeli Midir?”, Başlık III.A.2. 2021. ( https://blog.lexpera.com.tr/ucuncu-kisinin-verdigi-rehinle-teminat-altina-alinan-alacak-konkordato-nisabinin-hesabina-dahil-edilmeli-midir/ erişim tarihi 31/05/2025). Aynı yönde görüş için bkz. Tunç Yücel, Müjgan. “Üçüncü Kişinin Malı Üzerindeki Rehinle Temin Edilen Alacağın Konkordatodaki Durumu”, Başlık VIII, 2021. (https://blog.lexpera.com.tr/ucuncu-kisinin-mali-uzerindeki-rehinle-temin-edilen-alacagin-konkordatodaki-durumu/#fnref27 erişim tarihi 31/05/2025). Aynı yönde görüş için bkz. Levent Börü – Şafak Parlak Börü – Emine Bilgiç Eroğlu, “Adi Konkordato Hükümleri Uyarınca Üçüncü Kişi Rehniyle Güvenceye Alınmış Alacağın Hukuki Durumu Üzerine Değerlendirmeler”, Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XIII, S. 1, 2023, s. 561. ↩︎
  8. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.07.2019 tarihli ve E. 2017/12-760, K. 2019/838 sayılı kararı (erişim tarihi 08/05/2025). ↩︎
  9. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1792 Esas, 2021/100 Karar sayılı ve 15/09/2021 tarihli kararı. (https://karararama.yargitay.gov.tr/) Benzer yöndeki kararlar için bakınız: (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16.02.2021 tarihli ve E. 2021/1389, K. 2021/275 sayılı kararı. ↩︎
  10. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2021/772 Esas, 2022/240 Karar sayılı ve 03/03/2022 tarihli kararı (https://karararama.yargitay.gov.tr/). ↩︎
  11. Kurt Konca, Nesibe/ Selçuk, Seyhan. “Adi Konkordatoda Rehinli Malın Satış Yasağı ve İstisnaları”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Yıl 9, Sayı 18, Aralık 2021, s. 169. ↩︎
  12. Kuru, Baki. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, s. 1055. ↩︎
  13. Kurt Konca/Selçuk. s. 176. ↩︎
  14. https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/Dosyalar/Kararlar/KararPDF/2024-97-nrm.pdf ↩︎
  15. Kurt Konca/Selçuk. s. 181. ↩︎
  16. Kavak. s. 38. ↩︎
  17. Kavak. s. 39. ↩︎
  18. Duran, Rukiye. “Konkordato Mühleti Ve Alacaklılar Bakımından Sonuçları”. Ankara, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019, s. 148. ↩︎
  19. Duran. s. 148. ↩︎