WhatsApp

Adi Ortaklık Sözleşmesi

Adi Ortaklık Sözleşmesi

I. Adi Ortaklık Sözleşmesi Nedir?

Türk Borçlar Kanunu’nun 620’nci maddesinde; “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin, emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” şeklinde adi ortaklık sözleşmesi tanımlanmaktadır.

Adi ortaklık sözleşmesinin kurulması herhangi bir şekle tabi değildir. Bununla beraber bir birleşme sözleşmesidir. Bir ortaklık, kanunla düzenlenen diğer ortaklıklara ait ayırt edici özelliklere sahip değilse adi ortaklık olduğu kabul edilmektedir. Adi ortaklık sözleşmesi, Türk Ticaret Kanununda değil Türk Borçlar Kanununda düzenlenmektedir.

Ortaklıkta bir tüzel kişilik oluşmamaktır. Bu sebeple ortaklık faaliyetleri kapsamındaki hukuki işlemlerde adi ortaklık taraf değildir. Hukuku işlemin tarafı ortakların tümü olmaktadır. Ortaklık aynı zamanda vergi mükellefi de olamamaktadır. Ortakların tümü vergi mükellefi olmaktadır. Ticaret unvanına sahip olmamakta ve Ticaret Siciline tescil edilmemektedir.

II. Adi Ortaklık Sözleşmesinin Şekli ve Unsurları

Ortaklık sözleşmesinin kurulması herhangi bir şekil şartına bağlı değildir. Fakat yazılı olarak yapılması ispat açısından kolaylık sağlamaktadır. Bu sebeple yazılı olarak yapılmasını öneriyoruz.

Devri kanunen şekle bağlı olan mal ve hakların katılım payı olarak getirilebilmektedir. Bu durumda katılım ayının en azından bu kısmının şekle bağlı olarak devredilmesi gerekmektedir. Ortaklardan biri katılım payı olarak taşınmaz getirirse bu durumda tapuda resmi şekilde yapılması şarttır.

Tüzel kişiliği olan ticari şirketler tarafından ticari işletme işletmek için adi ortaklık kurulabilmektedir. Bu durumda da adi ortaklık sözleşmesinin yazılı olması ve notere onaylatılması zorunludur.

Sözleşmenin unsurları;

  • Kişi,
  • Müşterek amaç,
  • Müşterek amaç uğruna birlikte çaba,
  • Katılım payı,
  • Sözleşme bağıdır.

Adi ortaklığın kurulması için en az iki kişinin varlığı zorunludur. Bu sebeple en az iki kişinin varlığı, ilk unsurudur. Müşterek amaç, her bir ortağın ortaklığın amacını kendi amacıymış gibi görmesidir. Ortaklığın belirli bir amaç doğrultusunda kurulması ve ortakların tamamının bu amaç uğrunda çaba sarf etmeleri gerekmektedir.

Katılım payı, müşterek amaca ulaşılması için her ortağın üstlenmesi gereken katkıdır. Her ortağın ortaklığa katılım payı getirmesi gerekmektedir. Her ortağın katılım payları birleşerek, ortakların elbirliğiyle mülkiyet şeklinde sahip oldukları ortaklık malvarlığı oluşmaktadır.

III. Adi Ortaklıkta Ortakların Hak ve Yükümlülükleri

Türk Borçlar Kanunu’nun 621’inci maddesinde; “Her ortak, para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak, ortaklığa bir katılım payı koymakla yükümlüdür.” hükmüne yer verilerek ortakların katılım payı koyma yükümlülüğü düzenlenmektedir.

Ortakların getirdiği katılım paylarının eşit olması gerekmektedir. Fakat ortaklar kendi aralarında yapacağı sözleşme ile aksini kararlaştırabilmektedir. Her ortağın katılım payı taahhüdü diğer ortaklara karşı verilmektedir.

Ortaklar, niteliği gereği ortaklığa ait olan bütün kazançları aralarında paylaşmakla ve ortaklık zarar ederse borçlara ve zarara katılmakla yükümlüdürler. Ortakların borçlardan sorumluluğu da aralarında aksi kararlaştırılmadıkça eşit olacaktır. Ortaklardan her biri ortaklık işleri için yaptığı giderleri, üstlendiği borçları ve uğradığı zararları diğer ortaklardan talep edebilecektir. Her yıl düzenlenen bilançoyla ortakların kazanç ve zarar hesabını çıkarılacaktır. Bununla beraber ortaklara kazanç payları ödenecek veya zarar payları tahsil edilecektir.

Adi ortaklıkta tüm kararlar kural olarak bütün ortakların oybirliğiyle alınmaktadır. Ortakların hepsinin eşit oy hakkı mevcuttur. Bununla beraber ortaklık sözleşmesinde kararların oy çokluğuyla alınacağı veya katılım payı oranına göre oy hakkı olacağı kararlaştırılabilmektedir. Ortaklık kararı alınması gereken durumlar; ortaklık sözleşmesinde değişiklik yapılmasına ilişkin kararlar ve olağan işlerin dışında kalan kararlar ve ortaklık sözleşmesi ile karar alınması gerektiği kararlaştırılan durumlardır.

Ortakların sadakat yükümlülüğü, genel kurulu katılma ve oy kullanma yükümlülükleri mevcuttur. Ortaklar, kendilerinin veya üçüncü kişilerin menfaatine olarak, ortaklığın amacını engelleyici veya zarar verici işleri yapamamaktadır. Rekabet yasağı mevcuttur.

Her ortağın özen yükümlülüğü de mevcuttur. Ortaklar, ortaklık işlerinde kendi işlerinde olduğu kadar çaba ve özen göstermekle yükümlüdür. Her ortağın ortaklığın işleyişi hakkında bilgi alma, defter ve kayıtlarını inceleme, bunlardan örnek alma ve mali durumu hakkında özet çıkarma hakkı vardır. Adi ortaklıkta ortakların sınırsız, müteselsil ve birinci dereceden sorumluluğu mevcuttur. Bu nedenle denetleme hakkı, kısıtlanamamakta ve engellememektedir.

IV. Adi Ortaklıkta Yönetim ve Temsil

Adi ortaklıkta temsil durumunda tüzel kişilik mevcut olmadığından ortaklık değil ortaklar temsil edilmektedir. Kendi adına ve ortaklık hesabına bir üçüncü kişi ile işlemde bulunan ortak, bu kişiye karşı bizzat kendisi alacaklı ve borçlu olmaktadır. Ortaklar, temsile ilişkin hükümler çerçevesinde sorumlu olmaktadır.

Yönetim yetkisi olan ortağın ise ortakları temsil yetkisi mevcuttur. Fakat temsil yetkisine sahip ortağın
yapacağı önemli tasarruf işlemlerine ilişkin yetki kendisine bütün ortakların oybirliğiyle verilmelidir. Bununla beraber yetki belgesinde temsile ilişkin hususun belirtilmesi gerekmektedir. Ortaklardan biri işlemi kendi adına, ortaklık hesabına yaparsa dolaylı temsil mevcuttur. Hem kendi hem ortaklık hesabına yaparsa doğrudan temsil olacaktır.

Adi ortaklıkta ortaklığın yönetimi, ortaklar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi, ortaklığın olağan ve olağan dışı işlerinin yürütülmesidir. Türk Borçlar Kanununun 325’inci maddesinde; “Yönetim, sözleşme veya kararla yalnızca bir veya birden çok ortağa ya da üçüncü bir kişiye bırakılmış olmadıkça, bütün ortaklar ortaklığı yönetme hakkına sahiptir.” hükmüne yer verilmiştir.

Ortaklık, ortakların tümü veya birkaçı tarafından yönetiliyorsa her biri ortaklık adına işlem yapabilmektedir.
Ancak ortaklığı yönetmeye yetkili olan her ortak, tamamlanmasından önce işleme itiraz ederek bu işlemin yapılmasını engelleyebilmektedir. Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması ve ortaklığın olağan dışı işlerinin yürütülmesi için, bütün ortakların oybirliği gereklidir.

Olağan işlerin idaresini ortaklar, bir ortağa veya üçüncü kişiye bırakabilmektedir. Yönetici idareci ortak, kendi işlerinde gösterdiği çaba ve özeni göstermelidir. Yönetimin birine bırakılmasına dair karar alınmadıysa olağan işlerin idaresi bütün ortaklara ait olmaktadır. Ortaklığın olağan işleri;
  • Ortaklık defterinin tutulması,
  • Memur ve müstahdemlerin tayin ve azli,
  • Ortaklığa ait yazışmaların yürütülmesi,
  • Satış ve fabrikasyon işlemlerin yapılması gibi işlerdir.

Olağan dışı işlerde ise tüm ortakların oybirliği ile karar vermesi gerekmektedir. Olağandışı işler;

  • Ortaklığa genel yetkili bir temsilci atanması
  • Dava açma,
  • İflas,
  • Konkordato talep etme,
  • Kambiyo taahhüdünde bulunma,
  • Bağışlama,
  • Kefil olma,
  • Ticari mümessil tayin etmek,
  • Üretim araçlarını elinden çıkarmak veya rehnetmek,
  • Ticari işletme rehni kurmak,
  • Taşınmazı devretme işlemleridir.

Ortaklık sözleşmesiyle ortaklardan birine verilen yönetim yetkisi, haklı bir sebep olmaksızın, diğer ortaklarca kaldırılamamakta ve sınırlanamamaktadır. Haklı sebep, yönetici ortağın görevini aşırı ölçüde ihmal etmesi veya iyi yönetim için gerekli olan yeteneği kaybetmesidir.

Ortaklığı idare edenlerin her yıl en az bir defa hesap vermesi ve bu hesap sonucunda elde edilen bir kazanç varsa bunu ortaklara paylaştırması gerekmektedir. Yönetici ortaklar ile diğer ortaklar arasındaki ilişkilerde vekalet sözleşmesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır.

V. Adi Ortaklığa Yeni Ortak Alınması ile Pay Devri

Türk Borçlar Kanunu’nun 632’nci maddesinde; “Ortaklığa, yeni bir ortak alınması, bütün ortakların rızasına bağlıdır. Ortaklardan biri tek taraflı olarak bir üçüncü kişiyi ortaklıktaki payına ortak eder veya payını ona devrederse, bu üçüncü kişi ortak sıfatını kazanamaz.” hükmüne yer verilmektedir.

Ortaklığa yeni ortak alınması, adi ortaklık sözleşmesine yeni bir kişinin dahil olmasıdır. Yeni ortağın katılmasıyla kurulan sözleşmeye katılma sözleşme denilmektedir. Bu sözleşme de herhangi bir şekle tabi
değildir. Yeni katılan ortağın da katılma payı getirmesi zorunludur. Yeni ortak da ortaklığın bütün malvarlığı üzerinde el birliğiyle malik olmaktadır. Ortaklığın tüm borçlarından da sorumlu olmaktadır.

Ortakların kısmen veya tamamen ortaklık payını üçüncü bir kişiye devretme hakkı vardır. Payın devri için ortak ile devralan arasında yazılı bir devir sözleşmesi yapılmalıdır. Ayrıca ortaklıktaki diğer bütün ortakların oybirliği ile pay devrine onay vermesi gerekmektedir.

VI. Adi Ortaklıkta Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma

Ortaklıktan çıkma ve çıkarılma nedenleri;

  • Bir ortağın fesih bildiriminde bulunması,
  • Kısıtlanması,
  • İflası,
  • Tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi
  • Ölmesidir.

Yukarıdaki koşullardan birinin gerçekleşmesi durumunda ortaklığın diğer ortaklar ile devam edeceğine ilişkin bir hüküm bulunursa, bir ortak ortaklıktan çıkabilecek veya çıkarılabilecektir.

Çıkma, ortağın ortaklık ilişkisinden kendi tek taraflı iradesiyle ayrılmasıdır. Herhangi bir dava açmadan ortak, ortaklıktan çıkabilmektedir. Çıkma beyanının tüm ortaklara bildirilmesi gerekmektedir. Çıkma bildiriminin diğer ortaklara ulaşmasından sonra, ortaklar arasında bu bildirimin geçerli veya geçersiz olduğu hususunda bir anlaşmazlık ortaya çıkabilmektedir. Bu durumda mahkemeye başvurularak bir tespit hükmü ile çıkmanın sözleşmeye uygun olarak kullanılıp kullanılamadığı belirlenebilecektir.

Çıkarılma, ortağın iradesi dışında ortaklık sıfatının elinden alınması, ortaklıktan atılmasıdır. Ortak, diğer ortaklar tarafından yapılacak yazılı bir bildirimle ortaklıktan çıkarılabilmektedir. Çıkarılmanın mutlaka yazılı olarak yapılması gerekmektedir.

Bir ortağın ortaklıktan çıkması veya çıkarılması durumunda payı, diğer ortaklara payları oranında kendiliğinden geçmektedir. Ortaklar, çıkan veya çıkarılan ortağa ayrılma payını ödemelidir. Ayrılma payı, tasfiye payı ile aynı miktardadır. Çıkma ve çıkarılma sonucunda ortak, temsil ve idare yetkisini yitirmektedir. Sonraki işlemlerden dolayı sorumluluğu olmamaktadır.

Ayrılma payını ödeme, ortaklık sıfatı sona eren ortağa, o hesap yılı sonu itibariyle yapılmaktadır. Ayrılan ortak, ayrılmadan önce başlamış işlerin hak ve borçlarına katılmaktadır.

VII. Adi Ortaklık Sözleşmesinin Sona Ermesi

Sona erme sebepleri;

  • Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi,
  • Amacın gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi,
  • Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesi,
  • Sözleşmede ortaklığın devam edeceğine ilişkin bir hüküm yoksa, bir ortağın kısıtlanması, iflası veya tasfiyedeki payının cebri icra yoluyla paraya çevrilmesi,
  • Bütün ortakların oybirliğiyle karar vermesi,
  • Ortaklık için kararlaştırılan sürenin bitmesi,
  • Ortaklık sözleşmesinde feshi bildirme hakkı saklı tutulmuş veya ortaklık belirsiz bir süre için ya da ortaklardan birinin ömrü boyunca kurulmuşsa, bir ortağın 6 ay önceden fesih bildiriminde bulunması,
  • Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıdır.

Adi ortaklığın sona erme nedenleri ikiye ayrılabilmektedir. İlk olarak adi ortaklığın kendiliğinden, kanunda yer alan bir olayın vuku bulmasıyla ve herhangi bir iradeye ihtiyaç olmaksızın sona erebilmektedir. İkinci olarak da mahkeme kararı veya ortakların iradesi ile ortaklık sona erebilecektir.

Adi ortaklığın kanunda veya sözleşmede düzenlenen sona erme nedenlerinden biri meydana geldikten sonra, ortaklar ortaklık ilişkine devam edebilirler. Oybirliğiyle karar alırlarsa ortaklık ilişkisi devam edecektir.

Adi ortaklıkta, ortaklar alacakları bir karar ile ortaklık ilişkisini kendi iradeleri ile sona erdirebilmektedirler. Bu kararın oybirliği ile alınması gerekmektedir. Ortaklığın fesih bildirimi suretiyle sona erdirilebilmesi, ortaklık sözleşmesi ile ortağa tek taraflı olarak ortaklığı fesih bildirimi yoluyla sona erdirme hakkının tanınması durumunda söz konusu olabilmektedir.

Ayrıca belirli ve belirsiz süreli sözleşmelerde ortaklardan birine fesih bildirimi yoluyla ortaklığı sona erdirme hakkı tanınabilmektedir. Bunun yanı sıra ortaklığın belirsiz süreli bir ortaklık olması ve ortaklık sözleşmesinin ortaklardan birinin veya birkaçının hayatı boyunca geçerli olmak üzere yapılması durumunda da feshi bildirimi ile sona erdirilebilmektedir. Fesih bildirimi, fesih bildiriminde bulunan ortak tarafından fesihten altı ay önce diğer tüm ortaklara karşı yazılı olarak yapılmalıdır.

Tüm bunların yanı sıra ortaklar arasındaki ilişkinin devam etmesini haklı göstermeyecek bazı durumlar ortaya çıkarsa, ortaklar ortaklığın feshini mahkemeden isteyebilmektedir. Davanın tüm ortaklara karşı açılması gerekmektedir. Fesih davası ile birlikte tasfiyeye de mahkeme tarafından karar verilmektedir. Bununla beraber tasfiye görevlisi de atanmaktadır.

Kanunen veya sözleşmede öngörülen infisah veya fesih nedenlerinden hiçbiri gerçekleşmeden ortaklardan birisi adi ortaklık ilişkisini sona erdirirse, haksız fesih söz konusu olacaktır. Haksız fesih geçersiz olduğundan, ortaklık sona ermeyecektir.

VIII. Adi Ortaklığın Tasfiyesi

Adi ortaklığın sona ermesinden sonra tasfiye işlemine başlanacaktır. Tasfiyenin sona ermesiyle adi ortaklık tamamen ortadan kalkacaktır. Tasfiye ile ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülmekte, borçlar
ödenmekte, katılım payı değerleri ortaklara iade edilmekte ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kazanç ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılmaktadır.

Tasfiye aşamasında yeni ve kazandırıcı işlemler kural olarak yapılamamaktadır. Ortaklar tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağını ortaklık sözleşmesinde kararlaştırabilmektedir. Ortaklık sona erince buna ilişkin bir anlaşma da yapabilmektedirler. Ortaklar tasfiye işlerini elbirliği ile yapabilir veya tasfiye görevlisi atayabilirler. Tasfiye sırasında da ortakların üçüncü kişilere karşı ortakların müteselsil, sınırsız ve birinci derecedeki sorumluluğunun devam etmektedir.

Adi ortaklığın tasfiyesinin aşamaları;
  1. Ortaklığın malvarlığı tespit edilmektedir.
  2. Kullanım hakkı getirilen katılım payları iade edilmektedir.
  3. Ortaklığın alacakları tahsil edilmektedir.
  4. Malvarlığı paraya çevrilmektedir.
  5. Paraya çevrilen malvarlığından alacaklılara borçları ödenmektedir.
  6. Ortakların verdikleri avans ve masraflar ödenmektedir.
  7. Kalan malvarlığından ortakların katılım payları ödenmektedir.
  8. Kalan malvarlığı katılım paylarını ödemeye yetmezse ortaya çıkan zarar paylaştırılmaktadır.
  9. Kalan malvarlığı olursa tasfiye kazancı olarak ortaklara dağıtılmaktadır.

Avukat Ece Deniz Vardar

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp →