- I. Avukatın Müvekkiline Karşı Hukuki Sorumluluğu
- 1. Genel Olarak Hukuki Sorumluluk
- 2. Sadakat Yükümlülüğünün İhlali
- 3. Özen Yükümlülüğünün İhlali
- 4. Edimi Şahsen Yerine Getirme Yükümlülüğünün İhlali
- 5. Aydınlatma Yükümlülüğünün İhlali
- 6. Dosya Tutma Yükümlülüğünün İhlali
- 7. Hesap Verme Yükümlülüğünün İhlali
- 8. Sır Saklama Yükümlülüğünün İhlali
- 9. Vekaletten Uygun Olmayan Zamanda Çekilmekten Kaçınma Yükümlülüğünün İhlali
- II. Avukatın Müvekkiline Karşı Cezai Sorumluluğu
- III. Avukatın Mesleki Sorumluluğu
Avukatın müvekkile karşı sorumluluklarını üç başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar hukuki sorumluluk, cezai sorumluluk ve melseki sorumluk (disiplin sorumluluğu) olarak karşımıza çıkar.
I. Avukatın Müvekkiline Karşı Hukuki Sorumluluğu
1. Genel Olarak Hukuki Sorumluluk
Avukatın vekalet görevinden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmemesinden kaynaklı hukuki sorumluluğu bulunmaktadır. ‘’Avukat-müvekkil ilişkisi çerçevesinde avukata düşen yükümlülüklerin ihlali, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurları gerçekleştiğinde, avukatın müvekkiline karşı hukuki sorumluluğu bulunduğundan zararı tazmin borcu söz konusudur. Kusurun bulunmadığını ispat yükümlülüğü avukattadır.’’
Avukat görevini gereği gibi yerine getirseydi müvekkilinin malvarlığının göstereceği durumla şimdiki durumun arasındaki fark müspet zarardır. Malvarlığı kayıpları, yoksun kalınan kar, kaçırılan kazanç, müvekkilin yaptığı ek masraflar ve yoksun kalınan kullanma müspet zararın içindedir.
Müvekkilin uğradığı zarara sebep olan avukat sayısı birden fazlaysa müteselsil sorumlulukları söz konusu olacaktır. Avukatın herhangi bir aşamada hatası olur ama davanın kaybı mahkemenin hatalı kararının sonucu olursa, avukatın sorumluluğu olmaz. Zarar görenin kusuru ya da üçüncü kişinin kusuru illiyet bağını keser.
Uğranılan zararın giderimine dair olan tazminat talebi Avukatlık Kanunu 40. maddeye göre ‘’bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve herhalde zararı doğuran olaydan itibaren 5 yıl geçmekle düşer.’’
2. Sadakat Yükümlülüğünün İhlali
Sadakat yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, müvekkilin avukata olan güveninin boşa çıkmasından doğan zararın tazminini gerektirir. Yükümlülüğü ihlal, müvekkilin zarara uğramasına sebep olmuşsa, müvekkil hukuk mahkemesinde tazminat davası açabilmektedir. Eğer böyle bir durum söz konusu olursa sözleşmeden doğan tazminat istemiyle haksız fiilden kaynaklanan istem yarışır.
3. Özen Yükümlülüğünün İhlali
Avukat, özen yükümlülüğünü ihlal ederse; hukuki sorumluluğu doğar. Özen yükümlülüğünü ihlal edip etmediği belirlenirken yeterli zamanı olup olmadığına bakılmaktadır.. ‘’Avukat kendini o anda yeterli hissetmezse duruşmaya ara verilmesini talep ederek o konuda bilgi oluşturma olanağı yaratmaya çalışmalıdır.’’
Özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sonucu müvekkil gerektiği gibi ifa etmemekten doğan tazminat isteyebilmektedir. Yükümlülüğün yerine getirilmediğini ispat etmesi gereken müvekkildir. Sadece müvekkilin istediği sonucun ortaya çıkmaması özen yükümlülüğünün ihlali demek değildir.
Avukatın sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için müvekkilin zarara uğramış olması ve zararla yükümlülük ihlali arasında nedensellik bağın bulunması gereklidir. Avukatın kusurunun olması gerekir. ‘’Müvekkil, avukatın sözleşmesel bir yükümlülüğe aykırı bir davranışla kendisini zarara uğrattığını ispatlamalıdır. Avukat ise kusursuzluğunu ispatlayarak sorumluluktan kurtulacaktır.’’
Avukatlık Kanunu ve TBB Meslek Kuralları’ndaki hükümler, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, TBK’nın 506.maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Yani, avukat için ‘ağırlaştırılmış özen yükümlülüğü’ mevcuttur. Avukatın özen borcu objektif sorumluluk olup sübjektif nedenler avukatın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Bir avukatın mazeretsiz olarak duruşmaya katılmaması, bunun sonucunda da dosyanın müracaata bırakılması, üstelik bir süre sonra aynı olayın tekrar etmesi “özen borcu’’ konusundaki yükümlülüğün yerine getirilmediğinin açıkça gösterir. Bu konuda “işlerin yoğunluğu’’, ”adliyenin geniş ve mesafeli olması’’, ”duruşma saatlerin çakışması’’ gibi sübjektif nedenlerin dikkate alınması söz konusu değildir.
Avukat meslek bilgisine göre açılması gereken davaları doğru ve yerinde açmak yükümlülüğündedir. Bu kapsamda yaptığı icra takibinde dayanak belgelerin İİK 68. maddesinde sayılan belgelerden olup olmadığını bilmesi gerekir. Borçlunun itirazı üzerine doğrudan itirazın iptali davası açması gerekirken itirazın kaldırılmasını icra hakimliğinden istemesi yanlıştır ve bu avukatın hukuki sorumluluğunu doğuran bir durumdur.
4. Edimi Şahsen Yerine Getirme Yükümlülüğünün İhlali
Avukatlık Kanunu’na göre, tevkil eden avukatın, tevkil yetkisini kullanırken ve talimat verirken gereken özeni gösterdiğini ispat ederek sorumluluktan kurtulma imkanı yoktur. Tevkil olunan avukat da işin özenle, kusursuz biçimde görülmesi ile yükümlüdür. Aralarındaki ilişki tam teselsüldür. Avukatlık Kanunu’nun 171.madde hükmü, 12.maddedeki işlerden biri sebebiyle önceden üstlendiği vekalet görevlerini başkasına devretmek zorunda kalan avukat bakımından uygulama alanı bulmamaktadır.
‘’Müvekkilin ilişkisi vekil ve alt vekilin ilişkisinden kaynaklandığından, müvekkil alt vekilden vekilin alt vekilden talep edeceğinden daha fazla bir şey talep edemez.’’ Tevkil yetkisi olmayan avukat, eğer tevkil ederse o zaman güven ilişkisine zarar vererek yükümlülüklerini zaten ihlal etmiş olduğundan kaynaklanan zararı gidermekle yükümlüdür. Burada tevkil olunan avukatın kusurlu veya kusursuz olması önem arz etmemektedir çünkü zaten tevkil eden avukat buna yetkisi yokken bu yetkiyi ona vererek ihlali gerçekleştirmiş bulunmaktadır.
5. Aydınlatma Yükümlülüğünün İhlali
Aydınlatma yükümlülüğü kapsamında hukuki sorumlulukta; davanın olumlu sonuçlanması mümkün değilse, müvekkilinin onay vermesi bile avukatın sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Ortak kusurun ileri sürülebilmesi ise, müvekkilin daha önce davanın umutsuzluğu konusunda aydınlatılması gerektirmektedir. Önemli ve müvekkilinin yararına olan bir sulh teklifini reddeden avukat disiplin cezasını alabilmektedir.
Ümitsiz bir dava açıp yürüten avukat, reddetmesi gerektiği halde bunu yapmayarak davayı açarsa, kendisine buna dair talimat verildiğine dayanması mümkün değildir. Müvekkili davanın umutsuz olduğuna dair aydınlatması gerektiği için ayrıca dava masraflarını da ödemesi gerekebilmektedir. Çünkü müvekkili aydınlatmadan kazanamayacağı davayı açması onun sorumluluğu ve kusurudur.
6. Dosya Tutma Yükümlülüğünün İhlali
Dosya tutarken avukat ihmalkar davranır ve çeşitli belgeleri kaybeder, tahrip eder veya düzgün bir biçimde ve bu durum bir zarar doğmasına sebep olursa avukat, zararı karşılamakla yükümlüdür.
7. Hesap Verme Yükümlülüğünün İhlali
Hesap verme yükümlülüğünü ihlal eden avukattan müvekkil bu yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyebilmektedir. Ayrıca vekalet işinden ötürü elde ettiği ve iade etmesi gereken değerleri veya parayı getirisi ile kendisine vermesini ve vekalet görevinin gereği gibi ifa olunmamasından kaynaklanan zararının giderimini de talep edebilmekte ve alabilmektedir.
8. Sır Saklama Yükümlülüğünün İhlali
Sır saklama yükümlülüğünü ihlal, maddi ve manevi olarak müvekkil bakımından zararın ortaya çıkması, sırrın açıklanması ile arasında nedensellik bağı bulunması gibi şartlarla avukatın hukuki sorumluluğu ortaya çıkar. Karşı tarafla anlaşarak, uyuşarak veya başka hilelere başvurarak vekillik görevini yürüten ve davaya zarar veren veya aynı davada karşı tarafa yardım eden avukat cezalandırılmaktadır.
Sır saklama yükümlülüğünü ihlal eden avukatı müvekkil azlettiğinde haklı nedenle fesih olarak sayılmaktadır. Bu durumda tabi ki avukat ücretini talep edemez. Çünkü avukatlık güven ilişkisine dayanır ve bu ilişki bozulmuştur.
9. Vekaletten Uygun Olmayan Zamanda Çekilmekten Kaçınma Yükümlülüğünün İhlali
Avukat, uygun olmayan zamanda haklı bir sebep göstermeden vekaletten çekinirse tazminat yükümlülüğü doğar. Ücret isteyemez ve peşin aldığını da iade etmesi gerekir. Avukatlık Kanunu 174.maddeye göre haksız azil/istifa hallerinde tam ücret tazminat olarak istenebilmektedir.
II. Avukatın Müvekkiline Karşı Cezai Sorumluluğu
Avukatın bazı yükümlülükleri ihlal ettiğinde cezai sorumluluğu da doğabilmektedir. Cezai sorumluluğunun doğabileceği ve sorumlu tutulabileceği suçlar; görevi kötüye kullanma, zimmet, rüşvet, görevi kötüye kullanma ve ihmal suçu, göreve ilişkin sırrın açıklanması suçu, kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçudur.
Avukatlık Kanunu 58. Maddesine göre; avukat hakkında ceza soruşturulmasına başlanabilmesi için soruşturma şartı, Adalet Bakanlığından soruşturma izni alınmasıdır. Soruşturma izni öncesi dönemde, hakkında suç işlediği şüphesi bulunan avukatın ifadesine başvurulamaz, tutuklanamaz, hakim tarafından sorguya çekilemez, üzeri, konutu, aracı veya işyeri aranamaz.
1. Güveni Kötüye Kullanma Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 155’inci maddesinin 1’inci fıkrasında “Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkâr eden kişi…” şeklinde, suçun nitelikli hali ise aynı maddenin 2’nci fıkrasında “Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da, hangi sebeple doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde…” şeklinde düzenlenmiştir.
Güveni kötüye kullanma suçunda mal güven ilişkisi dolayısıyla karşıdaki kişiye verilmektedir. Eğer fiil, avukatın görevin niteliği gereği kamu görevlisi sayıldığı durumlarda meydana gelmişse zimmet suçu, aksi durumda ise güveni kötüye kullanma suçu oluşur.
Güveni kötüye kullanma suçunun basit hali işlendiği takdirde avukata verilecek ceza altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası, nitelikli halinde ise bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasıdır.
2. Zimmet Suçu
Zimmet suçu Türk Ceza Kanunu’nun 247’nci maddesinde “Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi cezalandırılır’’ şeklinde tanımlanmıştır. Avukatın kamu görevlisi sayıldığı durumlarda bu suçu işlemesi mümkündür. ‘’Kamu avukatları görevlerinin niteliği itibarıyla kamu görevlisidir. Bu durumda avukat tarafından zimmete geçirilen mallar kuruma ve dolayısıyla topluma mal olmuştur ve suçun mağduru da tüm toplumdur.’’
Hesap verme sorumluluğunun ihlali ve vekilin vekalet görevini ifa için müvekkilden aldığı şeyi satması da Ceza Kanunu madde 247 açısından zimmet suçunu oluşturabilmektedir. Fakat bunlar öğretide tartışmalı hususlardır. Zimmet suçu mu görevi görevi kötüye kullanma suçu mu olduğu konusunda ihtilaf söz konusudur. Fakat Yargıtay içtihadı genellikle bu durumlarda zimmet suçu oluştuğunu kabul etmektedir.
3. Rüşvet Suçu
Rüşvet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 252’nci maddesinde düzenlenmiştir. Avukatın kamu görevlisi sayıldığı durumlarda rüşvet suçunun faili olması da mümkündür. Rüşvet suçu hem rüşveti alan hem de rüşveti veren açısından oluştuğundan avukat iki yönden de rüşvet suçunun faili olabilmektedir. Rüşvet suçu işlendiği takdirde avukata verilecek ceza altı dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıdır.
4. Görevi Kötüye Kullanma ve İhmal Suçu
Ceza Kanunu 257. maddesinde tanımlanan suç, görevi kötüye kullanma suçudur.257. Maddeye göre; ‘’Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’
Avukatların uygulamada en sık karıştığı suçlar “görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçları” dır. Avukatlık Kanunu’nun 62’nci maddesinde “Bu Kanun ve diğer kanunlar gereğince avukat sıfatı ile veya Türkiye Barolar Birliğinin yahut baroların organlarında görevli olarak kendisine verilmiş bulunan görev ve yetkiyi kötüye kullanan avukat, Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesi hükümlerine göre cezalandırılır” hükmü vardır. ‘’Avukatlar, Avukatlık Kanunu’nun 62.maddesi’nin atfı nedeniyle gerek avukat sıfatı ile gördüğü işlerden ve gerekse Baro ve TBB organlarındaki görevlerinden dolayı görevi kötüye kullanma ve görevi ihmal suçlarının faili olabilmektedirler.’’
Avukatın eyleminin Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesi kapsamına girebilmesi için öncelikle avukatlık sıfatı gereği üstlendiği bir görev veya kullandığı bir yetki olması ve yapılan işin görevi gereği olması gerekmektedir. Yargıtay da avukatların görevi dışında olan faaliyetleriyle ilgili görevi kötüye kullanma suçunun gerçekleşmediğini belirtmiştir. Ayrıca bu suçun gerçekleşebilmesi için avukatın normlara veya müvekkilin verdiği talimatlara aykırı davranması ve görevi ile ilgili yetkileri veriliş amacı dışında başka bir amaç için kullanması gerekmektedir
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, mağduriyet kavramının sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp, bireysel hakların ihlali sonucunu doğuran her türlü davranış olduğu görüşündedir.
Avukatın özen borcuna aykırı davranması, bazı zamanlarda ve durumlarda görevi kötüye kullanma suçunu da teşkil edebilmektedir.
5. Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 258. Maddesine göre;‘’Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, birinci fıkrada yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilir.’’
Avukat, görevi nedeniyle verilen ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklaması, yayınlaması veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştırması durumunda cezalandırılmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 258’inci maddesinde kamu görevlisinin açıklaması veya yayınlaması yaptırıma bağlanan tüm bilgiler, bir belge, karar, emir veya tebligattan kaynaklanan sırlara ilişkindir.
Avukatın sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı, ceza hukuku bakımından Ceza Kanunu’nun 258.maddesindeki göreve ilişkin sırrın açıklanması suçunun kapsamında yer alabilmektedir.
6. Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmeme Suçu
Türk Ceza Kanunu’nun 279. Maddesine göre;‘’Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.’’
Kanunun bu maddesinin avukatlara uygulanıp uygulanmayacağı öğretide tartışmalıdır. Bir taraftan Ceza Muhakemesi Kanunu ile tanıklıktan çekinme hakkı tanınan, diğer taraftan da gerek meslek kuralları, gerekse Türk Ceza Kanunu’nun 258’inci maddesi ile sır saklama yükümlülüğü olan avukatın ihbar yükümlülüğü altında olmasında çelişki söz konusu olmaktadır.
III. Avukatın Mesleki Sorumluluğu
1. Genel Olarak Mesleki Sorumluluk
“Meslek kuralları” mesleğin düzen ve geleneklerini korumak yerleştirmek ve yasaların avukatlara yüklediği görevlerin onurlu bir şekilde yerine getirmesini sağlamak amacıyla oluşturulmuştur. ‘’Avukatlık mesleğini yapanlar avukatlık yasası ve yönetmeliği ile birlikte meslek kurallarını da iyi bilmek ve özümsemekle yükümlüdür.’’
Avukatlar, yargılama unsuru olarak görevini yerine getirmektedir. Barolar meslek kuruluşlarıdır ve avukatları denetlerler. Barolar, avukatların faaliyetleri nedeniyle disiplin cezaları vererek bu denetimlerini yaparlar. ‘’Fakat avukatın eylemi meslek anlayışı ve onurunu zedelemediği sürece avukata disiplin cezası verilemez.’’ Avukatlık Kanunu madde 23’e göre stajyer avukat da meslek kurallarına uymak zorundadır.
Disiplin yargılamasına konu eylemler;
- Avukatlık onuruna ve saygınlığına uymayan eylemler,
- Mesleki düzen ve gerekliliklere uymayan eylemler,
- Avukatın uyması gereken kural ve yükümlülüklere uymaması,
- Avukatlık mesleğinin gerektirdiği dürüstlük kurallarına uygun davranmama,
- Avukatlık mesleğiyle birleşmeyen işler yapma,
- Reklam yasağına uymama olabilmektedir.
Avukatlık, özen mesleği olduğu için meslek icra edilirken yapılacak yanlış, meslek saygınlığının ve mesleğe güvenilirliğin yıpranmasına sebebiyet vermektedir. Avukatlık Kanunu 34.maddeye aykırılık söz konusu olur ve disiplin cezası verilmesini gerektirir. Ayrıca hesap verme yükümlülüğünün ihlali de disiplin sorumluluğunu da gerektirir.
2. Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları ve İlgili Disiplin Kurulu Kararları
Türkiye Barolar Birliği, meslek kurallarını düzenlemiştir. Meslek kurallarının dördüncü bölümünde 34 ile 47. Maddeler arasında yer alan ‘’iş sahipleriyle ilişkiler’’ kısmında avukat-müvekkil ilişkilerinde avukatın uyması gereken meslek kuralları söz konusudur. Bu kurallar;
34. maddede; ‘’Avukat, müvekkiline davanın sonucu ile ilgili hukuki görüşünü açıklayabilir. Fakat bunun bir teminat olmadığını özellikle belirtir.’’ hükmü bulunmaktadır.
35.maddede; ‘’Avukat aynı davada, birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul etmez. ‘’ hükmü bulunmaktadır.
36. maddede; ‘’Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat, yararı çatışan öbür tarafın vekaletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz. Ortak büroda çalışan avukatlar da, yararları çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdırlar.’’ hükmü bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararında; ‘’ Şikâyetli avukatın eylemi, bu meslek kuralına açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Avukat işlerini özenle ve Kamunun vicdanını rahatsız etmeden yürütmek durumdadır. Şikâyetli avukat müvekkili aleyhine icra takibi yaparak güven ilişkisini ihlal etmiştir. Bu nedenle itirazın reddi ile kınama cezasının onanması gerekmiştir.’’şeklinde hüküm vermiştir.
Menfaatleri çatışan kişilerin işlerini yürüten avukat müvekkilinin menfaatlerine zarar vermiş olur. Müvekkilin uğradığı zararlardan sorumlu olduğu gibi ayrıca disiplin cezası alması yerindedir.
37. maddede; ‘’Avukat meslek sırrı ile bağlıdır.
a. Tanıklıktan çekinmede de bu ölçüyü esas tutar. Avukat, davasını almadığı kimselerin başvurması nedeniyle öğrendiği bilgileri de sır sayar. Avukatlık sırrının tutulması süresizdir, meslekten ayrılmak bu yükümü kaldırmaz.
b. Avukat, yardımcılarının, stajyerlerinin ve çalıştırdığı kimselerin de meslek sırrına aykırı davranışlarını engelleyecek tedbirler alır. ‘’ hükmü bulunmaktadır.
38. maddede; ‘’Avukat, kendisine teklif edilen işi gerekçe göstermeden de reddedebilir. Takdirine esas olan nedenleri açıklamak zorunda bırakılamaz. Avukat, zamanının ve yeteneklerinin erişemediği bir işi kabul etmez. Avukat, davayı almaktan ve kovuşturmaktan çekinme hakkını müvekkiline zarar vermeyecek biçimde kullanmaya dikkat edecektir. ‘’ hükmü bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararında; ‘’ Şikâyetli avukatın, ceza alan müvekkili aleyhine olan kararı temyiz etmediği dosya kapsamı ile sabittir. Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu olduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulu kararı hukuken isabetli olmakla, itirazın reddi ile kararın onanması (kınama cezası) gerekmiştir.’’şeklinde hüküm vermiştir. Kararda şikayetli avukat temyiz zamanını geçirerek müvekkilin menfaatlerine zarar vermiştir. Kovuşturmaktan kaçınma hakkını müvekkiline zarar verecek şekilde kullandığı için disiplin cezası alması gerekmiştir.
39. maddede; ‘’İş sahibi anlaşmayı yaptığı avukattan sonra ikinci bir avukata da vekalet vermek isterse, ikinci avukat işi kabul etmeden önce, ilk vekalet verilen avukata yazıyla bilgi vermelidir.’’hükmü bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararında’’Şikâyetli avukatın şikâyetçi avukatın vekil sıfatı ile takip ettiği işi, şikâyetçiye yazılı bilgi vermeden kabul ettiği gibi, vekil olarak tayin edildiği tarih ile şikâyetçi avukatın azledildiği tarih aynı olmakla birlikte vekâletname ve azilnamenin ardışık yevmiye numaralı olması, ayrıca azilnamenin dosyaya bizzat şikâyetli avukat tarafından sunulması karşısında şikâyetli avukatın disiplin suçu işlediği sabittir. ‘’şeklinde hüküm vermiştir. Bu kararın sonucunda şikayetli avukata kınama cezası verilmiştir. Avukat, davaya vekaletname sunmadan önce başka bir avukatın görevli olup olmadığını incelemekle, eğer başka bir avukatın vekaletnamesi davada varsa ona haber vermekle yükümlüdür.
40. maddede; ‘’Avukat kesin olarak zorunlu bulunmadıkça, müvekkili adına basına açıklamada bulunamaz. Açıklamalarda, adalete etkili olmak amacı güdülemez.’’hükmü bulunmaktadır.
41. maddede; ‘’Avukat baktığı davada, görevini savsayarak ya da kötüye kullanarak, müvekkili zararına kendisine bir yarar sağlayamaz.’’hükmü bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararında ‘’Her ne kadar şikayetçi tarafından şikâyetten vazgeçilmiş ve şikâyetli avukat hakkında Adalet Bakanlığı tarafından kovuşturma izni verilmemişse de şikâyet dilekçesi ve ekli evraklar incelendiğinde şikâyetli avukatın, müvekkilinin bilgisizliğinden yararlanarak bankadaki paranın kendisine verilmesini sağladığı, dava masrafı konusunda müvekkiline yanlış bilgi verdiği, emaneten aldığı parayı zamanında ödemediği açıkça görülmektedir. Şikayetli avukatın bu eylemleri, Avukatlık Yasası’nın 34. maddesine ve TBB Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddesine açıkça aykırı olduğundan itirazın kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmiştir.’’şeklinde hüküm vermiştir.
Avukat bu kararda müvekkiline yanlış bilgi verip kendine verilen parayı zamanında ödememiş ve kendine yarar sağlayıp müvekkili zarara uğratmıştır. Avukatlık müvekkilin zararına değil yararına davranmayı gerektiren bir meslek olduğundan meslek kuralları da ona göre düzenlenmiştir.
42. maddede; ‘’Avukat, işle ilgili giderleri karşılamak üzere, avans isteyebilir. Avansın işin gereğini çok aşmamasına, avanstan yapılan harcamaların müvekkile zaman zaman bildirilmesine ve işin sonunda avanstan kalan paranın müvekkile geri verilmesine dikkat edilir.’’hükmü bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararında; ‘’Şikâyetli avukatın, şikâyetçi adına tapu iptal ve tescil davası açmak üzere vekilliğini üstlendiği ve masraf aldığı halde söz konusu davayı açmadığı gibi şikâyetçiden aldığı paranın cüz’i bir kısmını iade edip, kalanını şikâyetçiye vermediği, şikâyetli avukatın bu eylemi nedeniyle görevi kötüye kullanmak suçundan dolayı hakkında açılan kamu davası neticesinde eylemi sabit görülerek cezalandırılmasına karar verildiği dosya kapsamı ile sabittir. ‘’şeklinde hüküm vermiştir.
Avukat vekaletini üstlendiği ve masraf aldığı kişinin işlerini takip etmekle yükümlüdür. Masrafı aldıktan sonra işlemleri başlatmamak ve parayı da geri vermemek hem sorumsuzluktur hem de meslek kurallarıyla asla bağdaşmamaktadır.
43. maddede; ‘’Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir. Müvekkille ilgili bir hesap varsa, uygun sürelerde durum yazıyla bildirilir.‘’ hükmü bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararında; ‘’Dosya kapsamı ile şikâyetli avukatın, şikâyetçi adına tahsil ettiği paranın bir kısmını şikâyetçiye ödemeyerek uhdesinde tuttuğu, şikâyetli söz konusu bedeli şikâyetçi şirketten olan kıdem ve ihbar tazminatları alacaklarına mahsuben elinde tuttuğunu savunduğu sabittir. Şikâyetli avukatın hapis hakkını yasaya uygun şekilde kullanmadığı, şikâyetlinin kıdem-ihbar tazminatları alacakları için Avukatlık Kanunu çerçevesinde hapis hakkını kullanmasının Kanuna ve Meslek Kuralları’na aykırı olduğu tespit edilmiştir.’’şeklinde hüküm vermiştir.
Avukat müvekkile ait olan parayı uygun zamanda vermeli, el koymamalıdır. Hapis hakkınıysa kanundaki şartlara uygun biçimde gerçekleştirmesi gerekir.
44. maddede; ‘’Avukat, müvekkilinden meslektaşlarına yönelecek sataşmaları önlemeye çalışır; gerekirse vekillikten çekilebilir. ‘’hükmü bulunmaktadır.
45. maddede; ‘’Avukat “hapis hakkı”nı alacağı ile oranlı olarak kullanabilir.’’hükmü bulunmaktadır. Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu kararında; ‘’Şikâyetli avukatın tahsil ettiği toplam 60.000,00 TL alacak hakkında TBB Meslek Kuralları’nın 43. maddesi gereği hesap vermediği, takipten tahsil ettiği paradan bir kısmını 5 ay sonra ödediği, avukatlık ücret sözleşmesi olmamasına ve bu nedenle avukatlık asgari ücret tarifesine göre ücret alması gerekmesine karşın %20 oranında parayı uhdesinde tuttuğu, her ne kadar hapis hakkını kullandığını savunmakta ise de bu hakkı kullandığını yazı ile bildirmeyerek ve hesaplaşmadan kullandığı, dosya kapsamından ve şikâyetli avukatın beyanlarından anlaşılmaktadır. Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin hukuksal değerlendirme isabetli olmamakla … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulü ile Avukatlık Yasası 34, 124, 166 ile TBB Meslek Kurallarının 3, 4, 43, 45. maddeleri gereği disiplin cezası tayini gereklidir.’’şeklinde hüküm kurmuştur.
46.maddede; ‘’Adli müzaheretle görülen işler, başkaca işlere gösterilen özenle yürütülür. ‘’ hükmü bulunmaktadır.
47. maddede; ‘’Ücret davası açacak avukat, önce Baro Yönetim Kurulu’na bilgi verir. Bu konuda Baro Yönetim Kurulu’nun görüşünü bildirme yetkisi vardır.’’hükmü bulunmaktadır.
3. Disiplin Cezaları
Avukatlık Kanunu 134’üncü maddesinde; avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, meslekî çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında disiplin cezaları uygulanacağı ifade edilmiştir. Avukat eğer yükümlülüklerinin bazılarını ihlal ederse disiplin cezası alabilmektedir.
Disiplin cezaları beş tanedir. Bunlar; uyarma cezası, kınama cezası, para cezası, işten çıkarma, meslekten çıkarmadır. Avukatlık Kanunu 157. Madde uyarınca; ‘’Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’nun uyarma, kınama, para cezalarına ilişkin kararları kesindir. Adalet Bakanlığı’nın onayına tabi olmadan kesinleşirler. İşten çıkarma ve meslekten çıkarma cezalarının kesinleşmeleri için Adalet Bakanlığı’nın onayına sunulması gerekir.
A. Uyarma Cezası
Avukatlık Kanunu’nun 135.maddesine göre; Uyarma, avukatın mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin kendisine bildirilmesidir. ‘’Uyarma cezası, avukatın mesleğin icrasında “daha dikkatli davranması gerektiği”nin ihtarıdır.’’
B. Kınama Cezası
Avukatlık Kanunu’nun 135.maddesine göre; Kınama, mesleğinde ve davranışlarında kusurlu sayıldığının avukata bildirilmesidir. ‘’Avukatın mesleki yükümlülüklere uygun olmayan eylem ve davranışlarında “kusurlu sayıldığı”nın avukata bildirilmesidir.’’ Yüklenen görevin özen, doğruluk ve onur içinde yapılmaması en az kınama cezasını gerektirir.
C. Para Cezası
Para Cezası; on bin liradan yüz elli bin liraya kadar olabilmektedir.
D. İşten Çıkarma
Avukatlık Kanunu’nun 135.maddesine göre; İşten çıkarma, avukatın veya avukatlık ortaklığının üç aydan az üç yıldan fazla olmamak üzere mesleki faaliyetlerinin yasaklanmasıdır.
E. Meslekten Çıkarma
Avukatlık Kanunu’nun 135.maddesine göre; Meslekten çıkarma, avukatlık ruhsatnamesinin geri alınarak avukatın adının baro levhasından silinmesi ve avukatlık unvanının kaldırılmasıdır. Avukatlık ortaklığı için de baro avukatlık ortaklığı sicilinden silinmesidir.
Avukat suç sayılan eylem ve davranışı sonucu ceza mahkemesinde yargılanıp hakkında; taksirli suçlar hariç olmak ve kesinleşmiş bir kararla 2 yıldan fazla hapis cezası veya devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar, casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, kaçakçılık suçlarından birinden hüküm giyerse avukat hakkında yapılacak disiplin soruşturması sonucunda zorunlu olarak meslekten çıkarma cezası verilmelidir.
Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawfirm.com