I. Genel
İcra ve İflas Kanunu’nun 67’nci maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilamsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini sağlamak amacı ile açılan davadır. 1 İlamsız takip başlatan alacaklının karşısında borçlunun itiraz etmesi üzerine duran takibe devam etmek ve alacağını tahsil etmek için alacaklı itirazın iptali davası açabilmektedir. İtirazın iptali davası hukuki nitelik olarak bir eda davasıdır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için bazı koşullar bulunmaktadır.
- Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır.
- Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
- Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir.
II. İtirazın İptali Davasında Usul
1. Davanın Tarafları
İtirazın iptali davasında davacı takip alacaklısı, davalı ise ödeme emrine itiraz eden takip borçlusudur.
2. Davacının Talepleri
İtirazın iptali davasında davacı alacaklının talebi borçlunun itirazının iptaline karar verilmesidir. Bu talepte bulunurken borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın aslında mevcut olduğunu bildirir. Bundan başka ayrıca borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep eder. Bu yönde bir talebi yoksa mahkeme kendiliğinde icra inkar tazminatına hükmetmeyecektir.
Ancak dikkat edilmelidir ki itirazın iptali davasında davacı alacaklının, davalı borçlunun takip konusu alacağı ödemeye mahkum edilmesini talep etmesine lüzum yoktur. Çünkü itirazın iptali davasında amaç, borçlunun itirazıyla duran takibi yeniden harekete geçirmektir. Ayrıca borçlunun alacağı ödemeye mahkum edilmesi gerekmez. Bunun bir sonucu olarak; alacaklının itirazın iptali davası açtığı sırada, borçlunun şikayet üzerine takibin icra mahkemesince iptal edilmesi halinde, itirazın iptali davası konusuz hale gelecektir. Davaya devam edilmeyip, reddine karar verilmesi gerekmektedir.
3. Yetkili Mahkeme
İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesidir. Ancak icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmış olması gerekmektedir.
İcra takibinde borçlu yetkiye itiraz etmiş ise, açılan itirazın iptali davasında yetki itirazı olmasa bile öncelikle icra takinin yetkili dairede açılıp açılmadığını inceler. Öncelikle itirazın iptal davasını gören mahkemenin yetkisini tespit etmek için mahkeme, icra takibine yapılan yetki itirazını inceler. Bu itirazı bir sounca bağlar. İcra dairesi yetkiliyse işin esasına girilecektir. Takibin yapıldığı icra dairesi yetkisiz ise borcun esasına ilişkin bir inceleme yapılmaz. Dava reddedilir.
Bununla beraber, borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olması, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edemeyeceği anlamına gelmez. Borçlu bu davada yetki itirazını ilk itiraz olarak ileri sürebilecektir.
4. Görevli Mahkeme
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra (01/10/2011) açılan itirazın iptali davaları için görevli mahkeme alacağın miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesidir.
Kira ilişkisinden doğan alacaklar için görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
Türk Ticaret Kanunu’nu gereği ticari davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir.
Takip konusu özel mahkemenin görevine giren bir alacaksa itirazın iptali davası o özel mahkemede görülür.
5. Davanın Açılma Süresi
İtirazın iptali davası, 1 yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Borçlunun itirazının kendisine veya vekiline tebliğ edilmesinden itibaren 1 yıl içinde alacaklının itirazın iptali davası açması gerekmektedir. Söz konusu sürenin geçtiği borçlu tarafından ileri sürülebileceği gibi mahkeme tarafından da kendiliğinden incelenmesi gerekmektedir.
Alacaklı bir yıl içinde itirazın iptali davası açmazsa, icra takibi düşer. Ancak genel hükümlere göre alacak davası açma hakkı saklıdır. Alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece alacak davası açma hakkı mevcuttur. Ancak dava sonucunda verilen kararla ilamsız icra takibine devam edemez. Yeni bir ilamlı takip başlatması gerekmektedir.
6. İtirazın İptali Davasında Harç
İtirazın iptali davası nispi harca tabidir. İtirazın iptali davasında harca esas değer icra takibinde takipte kesinleşen miktar üzerinden yatırılır. Faiz, icra inkar tazminatı ve diğer giderler hesaba katılmaz.
7. İtirazın İptali Davasında Hüküm
Mahkeme, itirazın iptali davası sonucunda kabul ve ret olmak üzere iki şekilde karar verir. Ayrıca kısmen kabul kısmne ret kararı vermesi de mümkündür.
7. a. Davanın Kabulü
İtirazın İptali Kararı:
Mahkeme, yaptığı inceleme sonucunda borçlunun borcu olduğu kanaatine varırsa, borçlunun itirazının iptaline karar verir. Eğer alacaklı öncesinde talep etmişse inca inkar tazminataına da hükmeder. Bununla birlikte davalı borçluyu yargılama giderleri ve vekalet ücretine mahkum eder.
Davalının itirazın iptali davasında borcunu kabul etmiş olması onu icra inkar tazminatına mahkum olmaktan kurtarmaz. Çünkü borçlu icra takibinde borca itiraz ederek, itirazın iptali davası açılmasına sebebiyet vermiştir. Bununla birlikte itirazın iptali davasının kabulüyle eğer varsa ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşür.
Davanın kabulunün iki önemli sonucu bulunmaktadır. Bunlardan ilki itiraz ile durmuş olan icra takinine devam edilmesini sağlamaktır. Diğeri de borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesidir.
İcra Takibine Devam İçin Usül
Alacaklı, itirazın iptali kararını icra dairesine sunarak itiraz ile durmuş olan icra takibine aynı dosya üzerinden devam edilmesini talep eder. Bununla birlikte itirazın iptali kararıyla borçlunun mahkum edilmiş olduğu yargılama giderleri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı yeni bir takip talebi düzenleyerek aynı icra dosyası üzerinden bu alacaklar için borçluya bir ödeme emri gönderilmesini talep eder. Alacaklının itirazın iptali davası kararını icra dosyaısna sunması için kararın kesinleşmesine gerek yoktur. Kesinleşmeden de takibe devam etmek mümkündür. Ancak istinaf ve temyiz yolunca giden borçlu, icranın geri bırakılması talebinde bulunabilir.
İtirazın iptali davasını kazanan alacaklı 1 yıl içerisinde haciz talebinde bulunabilecektir. Ancak davanın açılmasından kararının kesinleşmesine kadar geçen süre bu bir yıllık süreyi etkilemez.
İcra İnkar Tazminatı
Mahkemenin borçluyu icra inkara tazminataına mahkum edebilmesi için gereken bazı şartlar bulunmaktadır.
- Bunlardan ilki geçerli bir ilamsız icra takibi yapılmış olmasıdır. İlamlı takipte icra inkar tazminatı söz konusu olmayacaktır. Geçerli icra takiniden kasıt ise, takinin şikayet ile iptal edilmemiş olmasıdır.
- Diğer şart borçlunun süresi içerisinde itiraz etmiş olmasıdır. Eğer süresi içerisinde borçlu itiraz etmemişse ve takip kesinleşmişse alacaklının itirazın iptali davası açmada hukuki yararı yoktur. Açsa bile borçlu icra inkar tazminatına mahkum edilmemektedir.
- İtirazın iptali davası bir yıl içinde açılmalıdır. Bu süre geçtikten sonra genel hükümlere göre açılan alacak davasında borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemektedir.
- Alacaklı davacının itirazın iptali davası dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunması gerekmektedir.
- Borçlu, itirazında haksız olmalıdır. İtirazdan sonra borçlunun borcu ödemiş olması, icra inkar tazminatına hükmedilmesine engel olmaz.
- İcra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli veya belirlenebilir nitelikte olması gerekmektedir. Alacak konusu tartışmaya açık ve muayyen değil ise icra inkar tazminatına hükmedilemez. Örneğin haksız fiil nedeniyle 10.000-TL tazminat talepli icra takinden icra inkar tazminatına hükmedilmeyecektir. Çünkü haksız fiilden dolayı ne kadar tazminat ödenmesi gerektiğinin öncelikle mahkeme kararıyla tespit edilmesi gerekmketedir. Bununla beraber icra inkar tazminatı asıl alacak bakımından söz konusu olur. İşlemiş faiz yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmemektedir.
7. b. Davanın Reddi
Mahkeme, yaptığı yargılama sonucunda takip konusu alacağın mevcut olmadığını kanaatine varırsa davanın reddine karar verir. Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yollarına başvurulmaması halinde karar kesinleşir. Bu karar kesin hüküm niteliğindedir. Artık davacı alacaklı; aynı borçluya karşı, aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamaz. Borçlunun, açılan itirazın iptali davasında cevap dilekçesinde talep etmiş olması halinde alacaklı kötü niyet tazminatına mahkum edilebilecektir. Mahkeme yaptığı yargılama sonucunda alacaklının icra takibinin ve itirazın iptali davasının kötü niyetli olduğuna karar verirse alacaklıyı alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edebilmektedir.
7. c. Kısmen Kabul, Kısmen Ret
Davacı alacaklının davasının kısmen kabul kısmen reddedilmesi halinde, kabul edilen alacak miktarı üzerinden icra takibine devam edilmektedir. Yargılama giderleri kabul ve reddedilen ksıım oranında davacı ve davalı tarafın üzerine bırakılmaktadır. Tarafların kendini avukatla temsil etmesi halinde her iki taraf lehine de vekalet ücretine hükmedilmektedir.
İcra inkar tazminatı bakımından kabul edilen kısım için davacı alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilir. Reddedilen kısım için ise alacaklının kötü niyetli olduğu tespit edilirse borçlu davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilir.
8. İstinaf ve Temyiz Kanun Yolu
İtirazın iptali davasını gören mahkemenin vereceği karar kesin olabileceği gibi dava değerine göre istinaf ve temyiz kanun yolu açık olmak üzere de verilebilir. 2024 yılı için İş Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemeleri, Asliye Ticaret Mahkemeleri, Sulh Hukuk Mahkemeleri, Tüketici Mahkemeleri’nde istinaf kanun yoluna başvuru parasal sınırı 28.250,00-TL’dir. İstinaf kanun yoluna başvuru süresi kararın tebliğ veya tefhiminden itibaren iki haftadır.
Temyiz kanun yoluna başvuru için 2024 yılı parasal sınır 378.290,00-TL’dir. Bu sınırın altında kalan ve istinaf sınırının üstünde kalan miktarlar için istinaf mahkemesi kararları kesindir. İlk derece mahkemesinin kabul veya ret kararına karşı karar kesin olmadığı sürece öncelikle istinaf ardından temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Temyiz kanun yoluna başvuru süresi kararın tebliğ veya tefhiminden itibaren iki haftadır.
Kanun yoluna başvurulmuş olması tek başına takibin devamına engel olmaz. Alacaklının itirazın iptali davası kararını icra dosyasına sunması için kararın kesinleşmesine gerek yoktur. Kesinleşmeden de takibe devam etmek mümkündür. Bu halde istinaf ve temyiz yolunca giden borçlu, icranın geri bırakılması talebinde bulunmak durumundadır.
III. İtirazın İptali ve İtirazın Kaldırılması Aynı Anda Açılabilir Mi?
Süresi içinde yapılan geçerli bir itiraz ile veya gecikmiş itiraz nedeninin icra mahkemesince kabulü üzerine duran icra takibine devam edebilmek için alacaklının başvurusu ile itirazın hükümden düşürülmesi lazımdır. Bunu temin gayesiyle alacaklının ya itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurması ya da genel mahkemelerde itirazın iptali davası açması gerekir.
Bu doğrultuda; takip konusu alacak İİK’nın 68, 68-a maddelerindeki belgelerden birine dayanmaktaysa, alacaklı dilerse icra mahkemesinde itirazın kaldırılması, dilerse mahkemede itirazın iptali davası açma (m.67) yoluna gidebilir.
Ancak yeri gelmişken belirtmek gerekir ki, alacaklı seçim hakkını mahkemede dava açmak suretiyle kullanmışsa, bu defa dava derdest iken bunu olduğu gibi bırakarak icra mahkemesinden itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz. Hatta evvelce icra mahkemesine başvuran alacaklı, sonra mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açmışsa, bu davanın derdest olduğu sırada, tekrar icra mahkemesine dönerek ilk müracaatını yineleyemez. Bununla beraber önce itirazın kaldırılmasını talep eden alacaklı, bu yolu bırakarak itirazın mahkemede iptalini isteyebilecektir. 2
Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawfirm.com