Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma

I. Genel Olarak Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma

Türk Ticaret Kanunun 640’ıncı maddesinde; “Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten
çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.”
hükmüne yer verilerek ortaklıktan çıkarılma düzenlenmektedir.

Limited şirkette ortaklıktan çıkarılma, bir ortağın ortaklık haklarının kendi istek ve iradesi dışında elinden alınması ile şirketle ilişkisinin kesilmesidir. Ortaklıktan çıkarılma, sadece şirket sözleşmesinde veya Türk Ticaret Kanununda yer alan sebeplerle gerçekleştirilebilmektedir.

Güven ve iş birliği ortamını zedeleyen, şirketin amacına ulaşmasını zorlaştıran veya engelleyen ortağın şirketle ilişkisinin kesilmesi gerekebilmektedir. Özellikle bu durumlarda ortağın şirketten çıkarılması ile şirketin devamlılığı sağlanmaktadır. Ortağın limited şirketlerde ortaklıktan çıkarılması, genel kurul kararı veya mahkeme kararı ile gerçekleşmektedir.

Ortaklıktan çıkarmada ortakla şirket arasında ortaklık ilişkisi ve ortaklığa bağlı hak ve yükümlülükler çıkarma anında sona ermektedir. Limited şirketlerde ortaklıktan çıkarılmanın sonuçları, ortaklıktan çıkmanın sonuçları ile aynıdır. Bu sebeple ayrılma akçesi ile iç ve dış ilişkiye çıkarılmanın etkisi için Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkma yazımıza bakabilirsiniz.

II. Limited Şirketlerde Ortaklıktan Çıkarılma Şekilleri

1. Şirket Sözleşmesinden Kaynaklanan Çıkarılma

Türk Ticaret Kanunu’nun 577’nci maddesinde şirket sözleşmesinde ortağın şirketten çıkarılmasına ilişkin özel düzenlemelerin yapılabileceğine yer verilmektedir. Şirket tarafından dava açmadan sadece şirket sözleşmesinde özel olarak ortağın çıkarılması halleri düzenlenirse ortak şirketten çıkarılabilecektir.

Şirket sözleşmesinde ortağın çıkarılmasına dair hiçbir husus bulunmayabilmektedir. Bu durumda ortak, şirket sözleşmesine dayanarak ortaklıktan çıkarılamayacaktır. Bu durumda sadece haklı sebeplerin varlığı halinde mahkemeden ortağın çıkarılmasının talep edilebilecektir.

Kuruluştan sonra ise sözleşme değişikliği ile şirket sözleşmesine çıkarılma sebepleri sadece genel kurulda oy birliği ile eklenebilecektir. Çıkarılma sebeplerinin sözleşmeden kaldırılması ise, ortaklar lehine bir düzenleme olacağından, sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararı olabilecektir.

Şirket sözleşmesinde şirkete çıkarma hakkı tanındıysa, koşulların gerçekleşmesi halinde genel kurul kararıyla ortak şirketten çıkarılabilmektedir. Bu yetki, genel kurulun devredilemez yetkilerindendir.

Bununla beraber şirket sözleşmesinde, şirketin ortağı hiçbir sebep göstermeden çıkarabileceğine ilişkin düzenleme yapılamamaktadır. Ayrıca muğlak ifadelere de yer verilememektedir. Ortağın dini ve siyasi görüşleri de çıkarılma sebebi olarak kabul edilememektedir. Şirket sözleşmesinde açıkça ve net olarak çıkarılma sebebi ve şartları yazmak zorundadır. Çıkarılma sebepleri;

  • Ortağın belli bir yaşa gelmesi,
  • Belirli bir ortaklık süresinin dolması,
  • Ortağın yurt dışına taşınması,
  • Şirket için önemli olan mesleki nitelikleri veya yetenekleri kaybetmesi,
  • Vatandaşlık ve evlilik gibi özellikleri kaybetmesi,
  • Ortağın bağlılık yükümlülüğüne, rekabet yasağına aykırı hareket etmesi,
  • Yan edim yükümlülüklerini yerine getirmemesi olabilmektedir.
Çıkarma hakkı hiçbir şarta bağlanmayabilmektedir. Fakat belirli şartlara bağlı olarak çıkarma hakkının kullanılmasına da karar verilebilecektir. Şarta bağlandıysa şarta uygun çıkarma yapılmazsa kararın iptali talep edilebilecektir. Şartlara örnek olarak;
  • Ortağa çıkarılma kararından önce ihtar gönderilmesi,
  • Çıkarılma kararı üzerine ortağın savunma hakkı olması,
  • Çıkarma sebeplerinin gerçekleşmesi halinde payın şirkete veya üçüncü kişiye devrinin isteneceği,
  • Belirli bir süre içinde devrin yapılmaması halinde ortağın çıkarılacağını verebiliriz.

Genel kurul tarafından çıkarma kararı, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması durumunda verilmektedir. Şirket sözleşmesinde, çıkarma kararının alınması için daha ağır bir nisap da öngörülebilmektedir. Ortak, kendisinin çıkarılmasına ilişkin genel kurul kararının alınmasında oy hakkına sahiptir. Çıkarma kararı, noter yoluyla ortağa bildirilmek zorundadır.

Yargıtay tarafından iki ortaklı limited şirketlerde ortağın çıkarılması kararı verilemeyeceği kabul edilmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/4753 Esas, 2017/7190 Karar Sayılı ve 13.12.2017 Tarihli Kararı)

Tüm bunların yanı sıra şirket birleşiminde de hakim şirketin ortağı çıkarma hakkı mevcuttur. Birleşmeye katılan şirketler birleşme sözleşmesinde, sadece ayrılma akçesinin verilmesini öngörebilmektedir. Çoğunluğun şirkette arzu edilmeyen, devamlı sorun çıkaran ortağı çıkarma yetkisi mevcuttur. Ortak bu durumda ayrılma akçesi alarak şirketten çıkmak durumundadır.

2. Kanundan Kaynaklanan Çıkarılma Halleri

A) Haklı Sebeple Ortağın Çıkarılması

Türk Ticaret Kanunu’nun 640’ıncı maddesinin üçüncü fıkrasında; “Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.” hükmüne yer verilerek ortağın haklı sebeple çıkarılması düzenlenmiştir.

Bir ortak, şirketin devamını veya ortaklar arasındaki barışın sağlanmasını tehlikeye düşürürse şirketten çıkarılabilecektir. Şirketin genel kurulu tarafından ortağın çıkarılması için dava açılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Bu karar ile beraber mahkemeden ortağın çıkarılması talep edilmektedir. Karar, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğu ile verilmektedir. Mahkeme, haklı sebebin varlığı durumunda ortağın ortaklıktan çıkarılmasına karar vermektedir.

Ortak, şirketten kaynaklanan nedenlerle ortaklıktan çıkarılamamaktadır. Ortak sadece kendisinden kaynaklanan kişisel nedenlerle ortaklıktan çıkarılabilmektedir. Bununla beraber uyuşmazlıklar ortaktan kaynaklanmıyorsa haklı sebebin varlığı kabul edilememektedir. Ortağın ortak çaba unsurunu ihlal eden davranışları, haklı sebep sayılacaktır. Haklı sebeplere örnek olarak;

  • Ortağın iflası,
  • Devamlı hastalığı veya yaşlılığı nedeniyle şirketteki görevlerini yerine getirememesi,
  • Hileli veya ahlaka aykırı davranışlarda bulunması,
  • Güven ilişkisini ağır derecede zedeleyici davranışlarda bulunması,
  • Diğer ortaklara haksız fiilde bulunması,
  • Ortaklara rencide edici sözler söylemesi,
  • Ortaklığın işleyişini genel kurul kararlarına sürekli itiraz ederek engellemesi,
  • Şirket müşteri ve çalışanları ile olan ilişkisinin şirketi olumsuz etkilemesi,
  • Şirketin adını zedeleyen bir hayat tarzı sürmesi,
  • Sadakat yükümlülüğünün ihlali,
  • Rekabet yasağının ihlali halleri verilebilecektir.
Genel kurul kararında haklı sebeplerin neler olduğunun da belirtilmesi gerekmektedir. Mahkeme, sadece genel kurul kararında belirtilen sebeplerin haklı sebep niteliğinde olup olmadığını incelenmektedir. Belirtilmeyen sebepler mahkemede ayrıca şirket tarafından öne sürülemeyecektir.

Usulüne uygun alınmayan bir genel kurul kararı varsa mahkeme tarafından şirkete eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmektedir. Eğer ki eksiklik giderilmezse dava şartı yokluğundan dava reddedilmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/4753 Esas, 2017/7190 Karar Sayılı ve 13.12.2017 Tarihli Kararı)

Mahkeme;

  • Şirketin ileri sürdüğü sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediğini,
  • Haklı sebebin ortak ile şirket arasında ortaklık ilişkisinin devamını çekilmez kılıp kılmadığını,
  • Çıkarılmanın son çare olup olmadığını incelemektedir.
  • Haklı sebep, davanın açıldığı anda ve dava karara bağlanırken mevcut olmalıdır.

Yargıtay, iki ortaklı limited şirkette genel kurul kararıyla haklı sebebe dayanarak ortağın çıkarılması için dava açılamayacağına karar vermiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/10688 Esas, 2016/4780 Karar Sayılı ve 28.04.2016 Tarihli Kararı)

Mahkemenin çıkarma kararı, kesinleşmekle sonuçlarını doğurmaktadır. Mahkeme kararı kesinleşene kadar ortağın ortaklık sıfatı devam edecektir. Şirketin dava açması için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre yoktur. Fakat dürüstlük kurallarına riayet ederek dava açması gerekmektedir.

Çıkarma davasında görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesidir. Kesin yetkili mahkeme ise şirket merkezinin
bulunduğu yer mahkemesidir.

B) Hakim Şirketin Satın Alma Hakkı Kapsamında Çıkarılma

Türk Ticaret Kanunu’nun 208’inci maddesinde; “Hâkim şirket, doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahipse, azlık şirketin çalışmasını engelliyor, dürüstlük kuralına aykırı davranıyor, fark edilir sıkıntı yaratıyor veya pervasızca hareket ediyorsa, hâkim şirket azlığın paylarını varsa borsa değeri, yoksa 202 nci maddenin ikinci fıkrasında öngörülen şekilde belirlenen değer ile satın alabilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Azlığın paylarını satın alarak ortağı çıkarma hakkı, her hakim şirkete ait değildir. Doğrudan veya dolaylı olarak bir sermaye şirketinin paylarının ve oy haklarının en az yüzde doksanına sahip şirkete tanınan bir haktır. Hem yüzde doksan oy hakkına hem de yüzde doksan paya sahip olması gerekmektedir.

Bunun yanı sıra azlığın şirket genel kurulunda işleyişi bozması, şirket sırlarını ifşa etmesi, kamuoyunda şirket aleyhine açıklamalarda bulunması gerekmektedir. Dava, hakim şirket tarafından sebebin oluşmasına neden olan en fazla yüzde
on paya sahip bağlı şirket ortağına karşı açılmaktadır. Şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi yetkili ve görevli mahkemedir.

Mahkeme tarafından hâkim şirketin bağlı şirket olan sermaye şirketinin pay ve oy haklarının doğrudan veya dolaylı olarak en az yüzde doksanına sahip olduğunun ve azlıktan kaynaklanan sebeplerin oluştuğunun tespit edilmesi halinde payların satın alma bedeli de belirlenecektir. Ardından hakim şirket tarafından payın bedeli ödenecek ve ortak çıkarılacaktır.

C) Haklı Sebeple Şirketin Feshini Talep Eden Ortağın Çıkarılması

Türk Ticaret Kanunun 636’ncı maddesinin üçüncü fıkrasında; “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Mahkemenin ortağın çıkarılmasına karar vermesi için öncelikle çıkarılacak ortağın şirketin feshi davası açması gerekmektedir. Hakim tarafından ilk olarak şirketin feshi için haklı sebebin olup olmadığına karar verilmektedir. Hakim tarafından ortağın çıkarılması için de şirketin feshine neden olacak bir haklı sebebin varlığı tespit edilmelidir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/8247 Esas, 2022/1130 Karar Sayılı ve 15.01.2022 Tarihli Kararı)

Eğer ki şirketin feshini gerektiren bir haklı sebep varsa ama şirketin ortak çıkarılırsa devam edeceğine kanaat getirirse ortağın çıkarılmasına karar verebilecektir. Ortağın çıkarılması için ortağın dava açarken bunu talep etmesine gerek yoktur. Sadece fesih talep etse de hakim çıkarılmasına karar verebilmektedir.

Ortağın çıkarılması için çıkarılmayla şirketin feshini gerektiren sebeplerin ortadan kalkacak olması gerekmektedir. Aksi halde şirketin feshine karar verilecektir. Mahkeme, fesih yerine ortağın çıkarılmasına karar verirse ortağa ödenecek olan gerçek değeri de hesaplayacak ve şirket tarafından ödenmesine karar verecektir. Mahkemenin kararının kesinleşmesi ile ortak ile şirket arasındaki ilişki sona ermektedir.

III. Ortaklıktan Çıkarılma Kararının İptali Davası

Ortak şirket sözleşmesindeki sebeplere dayanarak genel kurul kararıyla şirketten çıkarılırsa, genel kurul kararı ortağa noter arayıcılığıyla tebliğ edildikten sonra 3 ay içerisinde kararın iptali için dava açma hakkı vardır.

Ortak, genel kurul toplantısına katılmış ve hatta oy kullanmış olsa da noter yoluyla kendisine karar tebliğ olduktan sonra 3 aylık süresi başlamaktadır. Ortağın genel kurul kararına olumsuz oy vermiş ve tutanağa geçirtmiş olması da bu davanın açılması için şart değildir.

Bununla beraber ortağın çıkarma kararının alındığı toplantıya katılması, oy kullanması ve konuşmasının tutanağa geçirilmesi engellenmemelidir. Eğer ki engellendiyse genel kurul kararının iptali sebebidir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/ 1551 Esas, 2019 / 6613 Karar Sayılı ve 23.10.2019 Tarihli Kararı.) Fakat toplantıya katılmış ve olumlu oy verdiyse dava açması kötü niyetli olarak kabul edilecektir.

Genel kurul kararının iptali davası, şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinde açılmalıdır. Davacı çıkarılan ortak, davalı ise şirkettir. Mahkeme tarafından sözleşmede düzenlenen ve genel kurul kararında yer alan çıkarma sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediğine dair inceleme yapılmaktadır. Ayrıca şirket sözleşmesindeki çıkarma sebebinin kanuna uygun olarak belirtilip belirtilmediği de incelenmektedir.

Ortak tarafından davada sözleşmedeki şartların gerçekleşmediği, çıkarma kararının dürüstlük kuralına veya eşit işlem ilkesine aykırı olduğu, kararın geçerli olmadığı gerekçeleri ile iptal talep edilebilecektir.

Mahkeme tarafından talep halinde genel kurul kararının yürütmesinin geri bırakılmasına da karar verilebilmektedir. Genel kurul kararının tebliği ile ortaklık sıfatı sona ermektedir. Fakat genel kurul kararı mahkeme tarafından iptal edilirse ortak hakkında hiç çıkarma kararı alınmamış olarak kabul edilecektir. Bu sebeple ortağın mahkemeden yürütmenin geri bırakılması da talep etme imkanı vardır.

Ortağın hak düşürücü süre içerisinde iptal davası açmaması halinde çıkarılma kararı kesinleşmektedir. İptal davası açılması halinde mahkeme;

  • Usulüne uygun alınan genel kurul kararının olup olmadığını,
  • Davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığını,
  • Sözleşmede belirtilen sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediğini,
  • Sözleşmedeki sebeplerin emredici hükümlere, ahlaka, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olup olmadığı incelemektedir.

Ortak tarafından aynı zamanda haklı sebeple ortaklıktan çıkarılması için mahkemeden çıkarma talep etmeye ilişkin genel kurul kararının da iptali için dava açabilmektedir. Bu kararın ortağa tebliği gerekmemektedir. Ortağın bu genel kurul kararının iptali davası açmış olması durumunda, şirket tarafından açılan çıkarma davasında iptal davası bekletici mesele yapılacaktır.

Avukat Ece Deniz Vardar

Şirketler Hukuku Yayınları

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp →