I. Muris Muvazaası Nedir?
Muris muvaazası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası . Muvazaa, karşılıklı anlaşarak aslı olmayan bir şeyi ortaya atma anlamına gelmektedir. Hukukumuzda muvazaa, iki tarafın anlaşması suretiyle üçüncü tarafları aldatmak saikiyle bilerek ve isteyerek iradelerinde meydana getirdikleri uygunsuzluktur. Taraflar, esas iradelerine uygun olmayan ve aralarında sonuç ve hüküm meydana getirmeyecek bir şekilde anlaşmaktadırlar.
Muvazaanın dört unsuru vardır. Bunlar;
- Görünüşteki işlem,
- Muvazaa anlaşması,
- Üçüncü kişileri aldatma kastı
- Gizli işlemdir.
Muris muvazaası ise miras bırakanın kendi mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediğini tapulu taşınmazını, satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesine dayalı olarak başka bir kişiye veya mirasçılardan birine devretmesidir.
Muris muvazaasında görünüşteki işlem satıştır. Gizli işlem ise bağışlamadır. Taraflar arasında bir muvazaa anlaşması var olmaktadır. Mirasçılardan mal kaçırma ve onları aldatma kastı mevcuttur.
Mirasbırakan eşitliği bozacak nitelikteki muvazaalı işlem yapmasının sebepleri;
- Yaşlı ve hasta kişilerin baskılara karşı koyamaması,
- Erkek çocukların üstün tutulması,
- İkinci ya da sonraki eş faktörü,
- Mali yönden zayıf mirasçının güçlendirilmesi olabilmektedir.
II. Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası Nedir?
Muris muvazaasının varlığı halinde yapılan satış işleminin geçersiz olması ve mirasçılarının miras paylarını alabilmeleri için muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılmaktadır.
Tapulu taşınmaz ile ilgili akdedilen satış sözleşmesi, tarafların iradeleri bu yönde olmadığından geçersiz olmaktadır. İradelerini yansıtan bağışlama sözleşmesi ise resmi usule uygun olmadığı için geçersiz sayılmaktadır.
Mirasçılardan biri veya birkaçından mal kaçırılabilmektedir. Aynı zamanda tüm mirasçılardan mal kaçırma kastıyla da hareket edilmiş olabilmektedir. Bu durumda da terekeden mal kaçırma söz konusu olmaktadır. ,
Miras paylarından muris muvazaası sebebiyle yoksun kalan mirasçılar, taşınmazdaki miras paylarının kendi adlarına tescil edilmesini mahkemeden talep edebilmektedir. Bu davaya da muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası ismi verilmektedir. Mirasçılar, kendi payları oranında tapu iptali ve tescil talep edebilmektedir. Ayrıca mirasçılar, taşınmazın terekeye iadesini de talep edebilmektedir.
III. Davacı ve Davalı Kimlerdir?
Davacı, muris muvazaası sebebiyle miras hakkında yoksun kalan mirasçı veya mirasçılardır. Mirasçıların saklı pay sahibi olup olmamaları önem arz etmemektedir. Fakat mirası reddeden mirasçılar, bu davayı açamazlar. Davalı ile muris muvazaası ile tapuda malik olan mirasbırakanın taşınmazı devrettiği kişidir.
Mirasbırakanın taşınmazını muvazaa ile devretmiş olduğu kişi, taşınmazı başka birine satmış olabilir. Bu durumda üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmadığına bakılmaktadır. Satın alan kişi, iyiniyetliyse tapuda malik olarak görünen iyi niyetli kişiye dava açılarak tapudaki pay geri alınamaz. Üçüncü kişinin iyiniyetli olması durumunda mirasbırakanın taşınmazını muvazaa ile devretmiş olduğu kişiye tazminat davası açılması gerekmektedir. Fakat satın alan kişi muvazaayı biliyorsa ve kötü niyetliyse ona karşı da tapu iptali ve tescil davası açılabilmektedir. Bu davada kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekmektedir.
IV. Muris Muvazaası Nedeniyle Tapu İptal ve Tescil Davasının Şartları ile İspat Edilmesi Gereken Hususlar
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının konusu sadece tapulu taşınmazlar olabilir. İlk şart, tapu siciline kayıtlı bir taşınmazın var olmasıdır. İkinci olarak malı devreden miras bırakan, vefat etmiş olmalı ve mirasçılar mirasa hak kazanmış olmalıdır. Söz konusu dava, malı devreden kişi vefat etmeden açılamamaktadır.
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali tescil davası, her zaman açılabilmektedir. Herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre mevcut değildir.
Mirasbırakanın mal kaçırma kastı ile söz konusu muvazaalı satışı yaptığı ispat edilmelidir. Mirasbırakan, sağlığında hak dengesini gözeterek mirasçıları kapsayan bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırma kastının var olmadığı kabul edilmektedir.
Taşınmazın tapuda belirlenen satış bedeli de önem arz etmektedir. Taşınmazın satışı, bedelinin çok altında bir bedelle yapılmışsa muvazaanın varlığı söz konusu olabilir. Fakat tapuda gösterilen satış bedelinin gerçeğe yakın olduğu belirlenirse muvazaa davası reddedilmektedir. Fakat sadece satış bedelinin tapuda düşük olarak gösterilmesi muris muvazaasını tek başına kanıtlamamaktadır.
Murisin kendi üzerindeki taşınmazları muvazaalı olarak devretmesi halinde bu dava açılabilmektedir. Murisin sağlığında parasını kendisi vererek eşinin veya başkasının üzerine bir taşınmaz satın alması durumunda bunun iptali için muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açılamamaktadır.
Taraflar, muvazaa iddiasını her türlü delil ile ispatlayabilirler. Özellikle mal kaçırma kastının ispati için genellikle tanık dinletilmektedir. Ayrıca bilirkişi, keşif ve yemin delilleriyle de davalarını ispat edebilirler.
Mahkemeler tarafından;
- Tarafların miras bırakanla olan yakınlıkları ve ilişkileri,
- Miras bırakanın mali durumu itibariyle mal satmaya ihtiyacı olup olmadığı,
- Miras bırakanın taşınmazını satmak için haklı ve geçerli sebebinin bulunup bulunmadığı,
- Davalının sağlığında miras bırakanın yanında oturuyor olup olmadığı,
- Miras bırakanın ölümü sonrasında terekede satışa ilişkin bedelin çıkıp çıkmaması,
- Davalının satış tarihinde taşınmazı almaya maddi imkanının yeterli olup olmadığı,
- Taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark göz önüne alınmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/1531 Kararı’nda; “Temlik tarihinde miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olması, taşınmaz mal satma ihtiyacının olmaması, taşınmaz devrinde o tarihteki değeri ile akitte gösterilen değer arasında fahiş bir fark olması, taşınmazı devralanın böyle bir ekonomik güçte olmaması gibi durumlar miras bırakanın mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik hareket ettiğini ve yapılan temlikin muvazaalı olduğunu gösterir.” hükmüne yer verilerek mal kaçırma kastının nasıl ispatlanacağı da belirtilmiştir.
VI. Yetkili ve Görevli Mahkeme
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında yetkili mahkeme, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Taşınmaza ilişkin bi dava olduğundan mahkeme kesin yetkilidir. Görevli mahkeme ise asliye hukuk mahkemesidir.
Avukat Ece Deniz VardarİletişimBizi Arayın : +90 212 909 86 34Mail Gönderin : info@ballawfirm.comwhatsApp →