
I. Kefalet Sözleşmesi Nedir?
Türk Borçlar Kanunu’nun 581’inci maddesinde; “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde kefalet sözleşmesi tanımlanmaktadır. Kira sözleşmesinde kefilin sorumluluğu için de kefalet sözleşmesindeki şartların yerine gelmesi gerekecektir.
Kefalet sözleşmesi ile kefil, borcun borçlu tarafından ödenmemesi durumunda alacaklıya borcu ödeyeceğine dair teminat vermektedir. Bu sözleşme, şahsi bir teminat aracıdır. Kefalet sözleşmesinin tarafları, alacaklı ve kefildir. Borçlu sözleşmenin tarafı değildir. Borçlunun rızası da aranmamaktadır.
Kefilin borcu koşula veya bir vadeye bağlanabilmektedir. Haksız fiil veya sözleşmeye dayanarak kefalet sözleşmesi yapılabilmektedir. Feri bir sözleşme olup asıl borca bağlıdır. Kefalet sözleşmesi; adi kefalet ve müteselsil kefalet olarak ikiye ayrılmaktadır. Adi kefalet mevcutsa ilk olarak borçluya gidilmesi gerekmektedir. Borçludan paranın tahsil edilememesi durumunda kefile gidilebilecektir. Müteselsil kefalette ise borçluya gitmeden direk olarak kefilden borç talep edilebilmektedir.
II. Kira Sözleşmesinde Nasıl Kefil Olunur?
Kira sözleşmesi ile kiraya veren, taşınmazını belirli bir kira bedeli karşılığında kiracıya kullandırmaktadır. Her ay kira bedelinin ve yan giderlerin ödeneceği veya taşınmaza zarar verilmeyeceği konusunda kiraya veren tarafından ayrıca bir teminat istenebilir.
Kiraya veren, teminat amacıyla halk arasında depozito olarak da bilinen güvence bedeli talep edebilmektedir. Bunun yanı sıra kefalet sözleşmesinin de yapılmasını talep edebilecektir. Kefalet sözleşmesi ile karaya veren zararının karşılanacağını garantiye almak istemektedir.
Kefalet sözleşmesi ayrı bir sözleşme olarak yapılabilmektedir. Fakat bununla beraber kira sözleşmesinin içinde de düzenlenebilmektedir. Kefalete ilişkin kayıt kira sözleşmesine eklenmektedir. Kira sözleşmesine kefalette taraflar, kiraya veren ve kefildir.
III. Kira Sözleşmesinde Kefaletin Geçerlilik Şartları
Kira sözleşmesinde kefalet şartının bulunması durumunda da kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarının bulunması gerekmektedir. Günlük hayatta genellikle kira sözleşmesinin altına sadece kefil tarafından da imza atılmaktadır. Fakat bu şekilde yapılan kefalet sözleşmeleri geçerlilik şartlarına uygun olmadığı için geçerli değildir
Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için ilk olarak yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Bunun yanı sıra kira sözleşmesinde kefilin sorumluluğu azami miktar ile kefalet tarihini el yazısı ile yazması gerekmektedir. Eğer ki müteselsil kefil olacaksa yine el yazısıyla müteselsil kefil olduğunu da belirtmelidir. Müteselsil kefil olduğunu belirtmezse adi kefil olarak kabul edilecektir.
Kefilin evli olması durumunda ise herhangi bir ayrılık kararı olmaması durumunda eşinin yazılı rızasının da kefalet sözleşmesinde bulunması gerekmektedir. Tüm bunların yanı sıra geçerli bir kira sözleşmesinin varlığı zorunludur. Kefil olan kişinin tam ehliyetli olması gerekmektedir. Tüm bu koşulların aynı anda sağlanmaması durumunda kefalet sözleşmesi kesin hükümsüz olacaktır.
Yargıtay tarafından ayrıca kefalet sözleşmesinin süresinin belirlenmesinin de geçerlilik şartı olduğuna karar verilmiştir. Bu sebeple kefilin kefalet süresini de el yazısıyla yazması geçerlilik şartıdır. 1
IV. Kira Sözleşmesinde Kefilin Sorumluluğu
1. Kira Sözleşmesine Bağlı Olarak Kefilin Borçlardan Sorumluluğu
Yargıtay tarafından kira sözleşmesinin sona ermesi durumunda kefalet sözleşmesinin ve kefilin sorumluluğunun kendiliğinden sona ereceğine karar verilmektedir.2 Kira sözleşmesine dayalı kefalet sözleşmesinde kefilin hangi borçlardan sorumlu olduğuna ilişkin bir madde olmalıdır. Kefalet sözleşmesinde kefilin hangi borçlardan sorumlu olduğu açıkça yazıyorsa, kefil o borçlardan sorumlu olacaktır. Yazmayan hiçbir borçtan ise sorumlu olmayacaktır. 3
Kefalet sözleşmesine kefilin bütün borçlardan sorumlu olduğuna dair bir ibare eklenebilecektir. Bu durumda; aidat, elektrik, su, doğalgaz ve kiralananın özenle kullanılmamasından kaynaklanan borçlar da kefilin sorumluluğunda olacaktır.
Kefalet sözleşmesiyle güvence altına alınan, alacaklının müspet zarardır. Bu sebeple kefilden sözleşmenin sona ermesinden kaynaklanan zararlar, erken tahliye sebebiyle tazminat veya cezai şartlar talep edilmeyecektir.4
Adi kefalet söz konusuysa öncelikle kiracı borçludan borcun istenmesi gerekmektedir. Borçludan paranın tahsil edilememesi durumunda kefilin sorumluluğu doğacaktır. Ancak bazı hallerde doğrudan doğruya kefile başvurabilmektedir. Bu haller;
- Borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması.
- Borçlu aleyhine Türkiye’de takibatın imkânsız hâle gelmesi veya önemli ölçüde
güçleşmesi.
- Borçlunun iflasına karar verilmesi.
- Borçluya konkordato mehli verilmiş olmasıdır.
Müteselsil kefalet söz konusuysa alacaklı, borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması durumlarında direk olarak kefile başvurabilecektir. Kiracının kirayı geç ödemesi durumunda direk olarak kefile de başvurulabilecektir.
Kefil, sözleşmede belirtilen azami miktarla sorumludur. Azami miktar altında;
- Asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçları,
- Alacaklının, kefile, onun borcu ödeyerek yapılmalarını önleyebileceği uygun bir zaman önce bildirmesi koşuluyla, borçluya karşı yönelttiği takip ve davaların masrafları ile gerektiğinde rehinlerin kefile tesliminin ve rehin haklarının devrinin sebep olduğu masraflar,
- İşlemiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait akdi faizler ile gerektiğinde tahvil karşılığında ödünç verilen anaparanın işlemiş bir yıllık ve işlemekte olan yıla ait faizlerinden sorumludur.
2. Kira Sözleşmesi ve Kefalet Sözleşmesinin Süreli veya Süresiz Olmasına Bağlı Olarak Kefilin Sorumluluğu
A) Kira ve Kefalet Sözleşmelerinin Belirli Süreli Olması Durumunda
Kira sözleşmesi de kefalet sözleşmesinin de belirli süreli olması durumunda kefalet sözleşmesinin sonunda kefilin sorumluluğu sona ermektedir.5 Kefillerin sorumluluğu kural olarak kira sözleşmesinin süresi kadardır.
Alacaklı kiraya veren, kefile başvururken kefalet süresinin geçerlilik tarihi içinde başvurması gerekmektedir. Kefalet sözleşmesinin süreli olması ile kefilin belli bir sürede doğacak borçlardan sorumlu olması aynı şey değildir. Kefaletin süreli olması durumunda kefil, sürenin sonunda borcundan
kurtulmaktadır. Belirli bir süre içinde doğan borçlardan sorumlu olması halinde ise alacaklı söz konusu sürenin sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içinde kefile başvurabilecektir.
Kefillerin kira sözleşmesinin uzayan dönemleri için sorumlu olduğunun, kaç yıllık uzama süresi için sorumlu olduğunun ve kefalet miktarının sözleşmede düzenlenmesi zorunludur. Süre belirtilmezse veya uzayan dönemlerde sorumlu oldukları yazılmazsa kefillerin sorumluluğuna gidilememektedir.6
Kira sözleşmesinin uzatılması ya da belirsiz süreli sözleşmeye dönüşmesi halinde uzayan dönem için de kefaletin devam edeceğine ilişkin kayıtlar, Yargıtay tarafından üst süre bulunmaması durumunda geçersiz kabul edilmektedir. 7
B) Kira ve Kefalet Sözleşmelerinin Belirsiz Süreli Olması Durumunda
Kefalet sözleşmeleri, en fazla on yıl için verilebilmektedir. Süre belirtilmemesi durumunda dahi on yılın geçmesi durumunda sözleşme, kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Kira sözleşmesinin belirsiz süreli olması durumunda süre belirtilmeksizin yapılan kefalet sözleşmeleri Yargıtay tarafından kabul edilmemektedir. 8
C) Kira Sözleşmesinin Belirli Süreli, Kefalet Sözleşmesinin Süresiz Olması Durumunda
Kira sözleşmesinin belirli süreli olması durumunda kefalet sözleşmesinden doğan sorumluluk kural olarak kira sözleşmesinin süresinin bitişine kadar devam etmektedir. Kira sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu süre ve kefalet miktarı açıkça kararlaştırılmamışsa yenilenen döneme ait kira parasından kefilin
sorumlu tutulması mümkün değildir. Sadece kira sözleşmesindeki belirli süre boyunca kefilin sorumluluğuna gidilebilecektir.9
Kira sözleşmesinde kefaletin, kira ilişkisi sona erinceye kadar devam edeceği belirtilip uzama süresi tam olarak belirtilmezse kira sözleşmesinin süresi boyunca kefil sorumlu olacaktır. Uzama yıllarından sorumlu olmayacaktır. 10
D) Kira Sözleşmesinin Belirsiz Süreli, Kefalet Sözleşmesinin Süreli Olması Durumunda
Kira sözleşmesi süresiz, kefalet süreli olabilmektedir. Limit ile sınırlı olarak kefalet süresi içerisinde kalan borçlardan kefilin sorumluluğu olacaktır. Kefalet sözleşmesinin süresinin sona ermesinden sonra muaccel olan borçlar ise kefilin sorumluluğunda değildir. Kefalet süresinin içinde muaccel olsa dahi süre bittikten sonra kefile başvurulması halinde kefil sorumluluktan kurtulmuş olacağından bir yükümlülüğü bulunmayacaktır.
V. Geçersiz Kefalet Sözleşmesine Dayanılarak Kefile İcra Takibi Başlatılabilir Mi?
Geçersiz kefalet sözleşmesine dayanılarak kira bedeline veya yan giderlere ilişkin kefile icra takibi başlatılırsa kefil tarafından ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren 7 gün içerisinde kendisinin borçtan sorumlu olmadığı ve kefaletin geçersiz olduğuna ilişkin itirazda bulunulabilir.
Kefil tarafından borca itiraz süresi geçirilmişse menfi tespit davası açılarak borçtan sorumlu olmadığına dair karar alınabilir. Yargıtay, kefalet sözleşmesi kanuna uygun yapılmadıysa kefilin borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığına ve kefil tarafından açılan menfi tespit davasının kabul edilmesi gerektiğine karar vermiştir.11 Kefil tarafından sorumlu olmamasına rağmen icra marifetiyle borç tahsil edilmişse istirdat davası da açılabilecektir.
VI. Kefalet Maddesi Örneği
Kefilin el yazısıyla
Ben (İsim Soyisim) İşbu kira sözleşmesinden dolayı kiracı (İsim-Soyisim)’in ödemekle yükümlü olduğu, kira bedelleri, yan giderler, ortak giderler, faiz, yargılama gideri, gecikme zamları, hor kullanma tazminatı ve her türlü bedel ve masraftan dolayı azami ….-Türk Lirası tutarında sorumlu olduğumu kabul beyan ve taahhüt ederim.
Kiracı(İsim-Soyisim) adına; Müştereken ve Müteselsilen kefil olduğumu kefalet tarihinin “sözleşme tarihi” ……./……/…… tarihi olduğunu, kefalet sözleşmesinin işbu sözleşme süresi ve yenileme dönemleri dahil olmak üzere 10 yıl süre boyunca devam ettiğini kabul ve beyan ederim.

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34
Mail Gönderin : info@ballawfirm.com
Dipnotlar
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/9850 Esas, 2013/1546 Karar Sayılı ve 04.02.2013 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/7891 Esas, 2013/1418 Karar Sayılı Kararı ↩︎
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2014/6285 Esas, 2015/1486 Karar Sayılı ve 18.02.2015 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2015/7722 Esas, 2016/3353 Karar Sayılı ve 25.04.2016 Tarihli Kararı; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2014/178 Esas, 2014/12580 Karar Sayılı ve 18.11.2014 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2016/10168 Esas, 2016/6065 Karar Sayılı ve 20.10.2016 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2017/1709 Esas, 2017/3934 Karar Sayılı ve 20.03.2017 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2006/6-78 Esas, 2006/88 Karar Sayılı ve 22.03.2006 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2006/6-78 Esas, 2006/88 Karar Sayılı ve 22.03.2006 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2015/940 Esas, 2015/11221 Karar Sayılı ve 17.12.2015 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2006/346 Esas, 2006/300 Karar Sayılı ve 24.05.2006 Tarihli Kararı ↩︎
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/6846 Esas, 2019/2940 Karar Sayılı ve 03.04.2019 Tarihli Kararı ↩︎