Türk Medeni Kanunu’na Göre Boşanma Nedenleri

I. Boşanma Davası Nedir?

Boşanma, eşlerin evliliklerini karşılıklı veya tek taraflı çıkan sorunlar neticesi sonlandırmalarıdır. Evlilik birliği devam eden bir çiftteki eşlerden birinin veya her ikisinin talebi üzerine Aile Mahkemelerine boşanma dilekçesi ile başvurup evliliği sona erdirmek adına açtıkları davadır. Boşanma nedenleri, boşanma davasından ayrı düşünülemeyecektir.

Boşanma davası açma için Türk Medeni Kanunu’nda 161 ile 166’ncı maddeler aralığında düzenlenen boşanma sebeplerinden en az birinin varlığının bulunması gerekmektedir. Hiçbir boşanma sebebini Aile Mahkemesinde ispatlayamazsanız boşanmanız mümkün olmayacaktır.

II. Türk Medeni Kanunu’na göre Boşanma Nedenleri Nelerdir?

Boşanma sebepleri, özel boşanma nedenleri ve genel boşanma nedenleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Medeni Kanun’un 161 ile 165’inci maddeleri aralığında düzenlenen özel boşanma sebepleri şunlardır:

Ve bu özel boşanma sebepleri kanunda sınırlı sayıda düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 166’ncı maddesinde genel boşanma sebepleri yer almaktadır. Bunlar;

1. Özel Boşanma Nedenleri

A. Zina Nedeniyle Boşanma

Eşlerden biri evlilik birliği içerisinde zina yaparsa diğer eş bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilmektedir. Zinanın boşanma sebebi olarak ileri sürülebilmesi için bir defa evlilik süresinde zinada bulunması yeterlidir. Eşlerden birinin sadece başka biriyle konuşması veya yakınlaşması zinanın ispatı için yeterli değildir. Kanunun zinadan kastı cinsel ilişkidir.

Zina fiilinin kesin olarak ispatlanması çok zordur. Bu sebeple zina fiilinin işlendiğine ilişkin güçlü göstergelerin olması durumunda da zinanın varlığı kabul edilecektir. Otel kayıtları veya aynı evde kaldıklarına ilişkin tanık beyanları bu duruma örnek gösterilebilmektedir. Diğer eşin, zinayı öğrendikten 6 ay içinde boşanma davası açması gerekmektedir. Aksi halde dava açma hakkını kaybedecektir.

B. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış

Eşlerden her birinin diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açılabilmektedir. Hayata kast mutlak boşanma sebebidir. Bu sebeple evlilik birliğini çekilmez hale getirmiş olup olmadığına bakılmamaktadır. Hayata kast, eşlerden birinin diğerini hayatını tehlikeye sokacak şekilde yaralaması anlamına gelmektedir.

Pek fena muamele ise diğer eşin kişilik haklarına, vücut bütünlüğüne, sağlığına ve manevi varlığına yönelik gerçekleştirilen her türlü davranıştır. Pek kötü veya onur kırıcı davranışta ise evlilik birliğinin çekilme z hale gelmesi aranmaktadır. Eşlerden birinin diğerine fiziksel veya cinsel şiddet uygulaması bu boşanma sebebine girmektedir.

C. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işlerse diğer eşin boşanma hakkı doğmaktadır. Boşanmanın gerçekleşebilmesi için bu sebeplerden ötürü eşle birlikte yaşaması diğer eşten beklenememelidir. Bu eş her zaman boşanma davası açabilmektedir. Her türlü suçtan dolayı boşanma davası açılamamaktadır. Eşin küçük düşürücü, utanç verici, yüz kızartıcı toplum nazarında ayıplanan bir suç işlemesi gerekir. Hırsızlık, dolandırıcılık, rüşvet, uyuşturucu ticareti ve zimmet suçları küçük düşürücü suçlara örnek teşkil etmektedir.

Eşlerden biri haysiyetsiz bir hayat sürerse ve haysiyetsiz hayat sürmesi süreklilik arz ederse bu durumda diğer eşin boşanma hakkı doğmaktadır. Burada en önemli husus haysiyetsiz hayat sürmenin süreklilik arz etmesidir. Bu hususun da mahkemede kanıtlanması gerekmektedir.

D. Terk

Türk Medeni Kanunu’nun 164’üncü maddesinde; “Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.” şeklinde terk düzenlenmiştir.

Eşlerden birinin ortak hayata devam etmemek üzere ortak konuttan ayrılması ve diğer eşi bırakıp gitmesi de özel boşanma sebebidir. Ancak bu özel boşanma sebebinin varlığı için bir kısım şartların varlığı aranmaktadır. Terk edilen eşin, evi terk eden eşe ortak konuta dönmesini istediğine dair noter yoluyla ihtarda bulunması gerekmektedir. İhtarın gönderilmesinden itibaren 2 ayın sona ermesinden sonra diğer eş hala eve dönmediyse boşanma davası açılabilecektir.

E. Akıl Hastalığı

Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse özel boşanma sebebidir. Fakat bu durumda mahkemede hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla ispat edilmelidir.

2. Genel Boşanma Sebepleri

A. Evlilik Birliğinin Sarsılması

Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılırsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilmektedir. Fakat davayı açacak kişinin kusuru daha ağır olmamalıdır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmanın gerçekleşmesi için evliliğin aynı zamanda eşler yönünden çekilmez bir hal alması ve artık evliliğin sürdürülmesi imkansız durumda olması gerekmektedir.

Boşanma davası açan eşin, davalı eşin kusurlu olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması davasında mahkemece kusur olarak kabul edilen sebepler için; Boşanma Sebepleri yazımızı okuyabilirsiniz.

B. Anlaşmalı Boşanma

Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166’ncı maddesinin ikinci fıkrasında; “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.” şeklinde hüküm altına alınmıştır.

Anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında bir boşanma protokolü düzenlenmektedir. Söz konusu boşanma protokolü ve dava dilekçesi ile birlikte anlaşmalı boşanma davası açılmaktadır.

C. Fiili Ayrılık

Fiili ayrılık; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılan davanın reddine karar verilmesi durumunda söz konusu olabilmektedir. Davanın reddinin kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılmakta ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilmektedir. Bu boşanma sebebinde üç yıl içerisinde tekrar barışılmadığının ve tekrar birlikte yaşanmadığının ispatlanması gerekmektedir. Tanık beyanlarıyla ispatlanması mümkündür.

III. Boşanma Nedenleri ve Boşanma Davası Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Avukat Ece Deniz Vardar

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp →