İtirazın İptali ve Tahliye Davası

I. Genel Olarak İtirazın İptali ve Tahliye Davası

Kiralanan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesi takibine itiraz halinde, itirazın bertaraf edilmesinin iki yolu vardır. Bunlar icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması ve tahliye veya sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye davası olacaktır. Kanundaki ikili ayrımın nedeni alacaklı-kiracının elindeki belgeler ve itirazın niteliğinden kaynaklanmaktadır.

Alacaklının icra takibine itirazdan sonra; itirazın kaldırılması ve tahliye ya da itirazın iptali ve tahliye davası yerine doğrudan alacak ve tahliye davası açması da mümkündür. Ancak bu durumda takipte yapılan masraf ve icra inkar tazminatı talep edilemeyecektir.

İtirazın iptali ve tahliye davası esasında iki ayrı davadır. Bu nedenle de her bir dava yönünden harçlandırma ayrı ayrı yapılacaktır. 1 İtirazın iptali bakımından harç adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin takipte takip çıkışına göre belirlenecektir. Yazılı sürenin bitmesi nedeniyle tahliye takibinde (Örnek 14) ise maktu harç ödenecektir. Tahliye bakımındansa dava tarihindeki yıllık kira bedeline göre harç yatırılmalıdır.

İtirazın iptali ve tahliye davasında iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekecektir. 2

İtirazın iptali ve tahliye davası ayrı ayrı ya da birlikte açılacak olsa da, takibin konusunu kira alacakları veya tahliye taahhütnamesi oluşturacağından görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi olacaktır.

İtirazın iptali ve tahliye davasında parasal kesinlik sınırlarına da ayrı ayrı bakılması gerekecektir. Örneğin 5.000-TL aylık kira bedeline ilişkin takipte itirazın iptali bakımından kesin tahliye bakımından istinaf kanun yolu açık karar verilebilecektir. 3

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere itirazın iptali ve tahliye davalarının birlikte ya da ayrı ayrı açılması da mümkündür.

İtirazın iptali ve tahliye davası olarak birlikte açılsa dahi her iki dava yönünden ayrı ayrı incelemeler söz konusu olacağından yazımızda önemli hususlar ayrı ayrı başlıklar altında toplanmıştır. Bu yazı ayrıca hem örnek 13 hem de örnek 14 takibi bakımından hazırlanmıştır.

II. İtirazın İptali ve Tahliye Davasında İtirazın İptali Yönünden İnceleme

Kiralanan taşınmazların ilamsız takip yolu ile tahliye takibindeki itirazın bertaraf edilmesi için itirazın iptali davası açmak mümkündür.

İtirazın iptali davası açabilmek için takip alacaklısı tarafından süresi içinde itiraz olmalıdır. İtiraz süresinde değilse veya geçersizse itirazın iptali talebinin reddine karar verilecektir.

Sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali ve tahliye bakımından dava açma süresi itirazın tebliğinden itibaren 1 yıldır. (Daha önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa süre buradan başlayacaktır.) 4

İtirazın iptali davası genel hükümlere göre görülecektir. Kiralanan taşınmazların tahliyesi bakımından davada incelenecek hususlar Türk Borçlar Kanunu’nun kira sözleşmelerine ilişkin hükümleri olacaktır. Dava sulh hukuk mahkemesinde görüleceğinden basit yargılama usulüne tabidir.

İtirazın iptali hükmü maddi hukuk bakımından uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıracaktır. İtirazın iptali davasından sonra takibe konu alacaklar için yeni bir alacak davası açılamayacak, buna karşılık menfi tespit veya istirdat davası da açılamayacaktır. Bu nedenle davada ispat bakımından genel hükümler uygulanır. 5

1. Görevli Mahkeme

Kiralanan taşınmazların ilamsız icra takibi ile itirazın iptali ve tahliyesinde görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.

Dava sırasında kira ilişkisinin olmadığı anlaşılsa ya da ispatlansa dahi davada görevsizlik kararı verilmez. Davada esastan hüküm kurulması gerekecektir. 6

2. Davanın Tarafları

Kiralanan taşınmazların ilamsız icra yolu ile tahliyesi takibinde borçlu ve borçlular davada davalı sıfatına haiz olacaktır. Takip alacaklısı veya alacaklılar davada davacı sıfatını alır.

Kiralayan sıfatına haiz olmayan malikin kira bedelini tahsil hakkı yoktur. Bu nedenle adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin takip alacaklısının kiraya veren sıfatına haiz olması gerekecektir.

Yazılı sözleşmeyle kiralanan taşınmazların süresinin bitmesi nedeniyle tahliye taahhütnamesine dayalı takip ancak kiraya veren tarafından başlatılabilecektir. Kiraya veren sıfatına haiz olmayan malikin takip hakkı yoktur.

3. İtirazın İptali Davasının İspatı

İtirazın iptali davasında ilk önce incelenecek hususların başında icra takibi gelecektir. İcra takibinin adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin olabilecektir. Bu durumda ödeme emrinin sonuç doğurması için tebligatın gönderilmesi zorunludur. Mahkeme tebligatın usulsüzlüğünü re’sen incelemeyez. Ancak hiç gönderilmeyen veya iade edilen tebligat sonuç doğurmaz. 7

a. Kira İlişkisinin ve Aylık Kira Bedelinin Ne Kadar Olduğunun İspatı

Kural olarak, kira ilişkisinin varlığını ve koşullarını kanıtlama yükümlülüğü TMK’nın 6. maddesi uyarınca varlığından menfaat sağlayacak olan, bunu ileri süren tarafa aittir. Ancak uygulamada genellikle kiraya verenlerin kiracılara karşı açtıkları davalar nedeniyle kira sözleşmesini kanıtlama yükümünü kiraya verenler üzerine almaktadır. 8

Kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacıya, davalı tarafından kabul edilen kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalıya düşer. 9

b. Senetle İspat Kuralı

Davacının talep ettiği yıllık kira miktarı HMK’nın 200. maddesi uyarınca belirlenecek senetle ispat sınırının üzerinde ise davacı kira bedelini yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Yazılı delille kanıtlanmadığı takdirde ise davalının kabulünde olan miktar esas alınmalıdır. Yine davalı da aynı koşullar altında yıllık kira bedelinin senetle ispat sınırının üzerinde olması durumunda kira borcunun ödendiğini yazılı belge ile ispat etmelidir.

c. Delil Başlangıcı ve Tanık

HMK m.202 uyarınca iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilen belge delil başlangıcı sayılır ve yazılı delille ispatı gereken bir hukuki işlemin söz konusu olduğu hallerde delil başlangıcı da bulunmadığından tanık beyanına dayanılarak ispat edilmesi mümkün değildir. 10

Bir hukukî işlem hakkında HMK m. 202‘deki şartlara uygun bir delil başlangıcı varsa o hukukî işlem hakkında tanık dinlenebilir. Böylece, delil başlangıcı, senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kuralın istisnalarından biridir.

İkrar bir tarafın, diğer tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın doğru olduğunu bildirmesidir. Davalı davacının ileri sürdüğü vakıaları ikrar edebileceği gibi, davacı da davalının ileri sürdüğü vakıaları ikrar edebilir ( Kuru/Arslan/Y., s. 366 ) çekişmeli konuda tarafın kendisi veya vekilinin ikrarı hâlinde çekişmeli vakıalar çekişmeli olmaktan çıkacağından ispatı gerekmeyecektir ( HMK m. 188 ). 11

d. Ödemeye İlişkin Belgelerin Sunulma Zamanı

Yargıtay’ın ödemeye ilişkin belgelerin yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğine ilişkin bazı kararları mevcuttur. 12 Ancak aksi yönde kararlar da mevcuttur. 13 Kanaatimizce yargılama esnasında ileri sürülmeyen delilin istinaf veya temyiz aşamasında ileri sürülmesi mümkün değildir. 14

4. İcra İnkar Tazminatı

İcra inkar tazminatı, İİK 67/2 maddesinde düzenlenmiştir. İcr inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmenin önüne geçmektir. Eğer alacaklı itirazın iptalinde haklı çıkarsa talep halinde icra inkar tazminatına hükmedilecektir. İtirazın iptali bakımından kısmen haklılıktaysa bu haklılık oranına göre icra inkar tazminatı verilecektir.

İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumdaysa, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekir. Alacağın belgeye bağlı olması veya borçlunun kötü niyetle itiraz etmesi şart değildir. 15

Borçlunun dava açıldıktan sonra yaptığı ödemeler veya borcu kabul beyanı ise mahkemenin davayı devam ettirip davayı sonuçlandırmasına, takibe yapılan itirazda haksızlık durumuna göre inkâr tazminatına hükmetmesine engel teşkil etmez. Ancak verilecek kararda, sonradan yapılan ödemelerin tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla infazda nazara alınması belirtilmelidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09/12/2015 tarih ve 2014/19- 525 E. 2015/2839 K. sayılı kararı da aynı yöndedir.). 16

5. Kötüniyet Tazminatı

İcra ve İflas Kanunu’nun 67’inci maddesinin ikinci fıkrasında takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu kanaatine varılan alacaklı aleyhine, talep halinde, yüzde yirminde aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedileceği düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi 24/7/2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla kötüniyet tazminatını düzenleyen kuralı iptal etmiştir. Söz konusu kural 9 ay sonra yürürlükten kalkacaktır. 1

III. İtirazın İptali ve Tahliye Davasında Tahliye Yönünden İnceleme

Kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla itiraza karşı tahliye davası iki sebeple olabilecektir: Bunlar temerrüt nedeniyle tahliye ve tahliye taahhütnamesi nedeniyle tahliyedir. Çünkü örnek 13 icra takibi kira bedelinin ödenmemesi nedeniyle, yazılı kira sözleşmesinin süresinin bitmesi nedeniyle tahliye konut ve çatılı işyeri kiralarında tahliye taahhütnamesiyle olabilecektir.

İcra takibine dayalı tahliye davası icra takibinden ayrı düşünülemeyecektir. Haliyle incelenmesi gereken ilk husus icra dosyası olacaktır. Tahliye talepli icra takibinde tahliye kararı verilebilmesi için şu hususlar incelenecektir :

1. Takibe Konu Kira Sözleşmesinin Konut ve Çatılı İşyeri Kira Sözleşmesi Olup Olmadığının Anlaşılması

Kira sözleşmesine konu taşınmaz konut ve çatılı işyeri kira sözleşmesi vasfında değilse hakim bunu kendiliğinden inceleyecektir.

Konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinde tahliye taahhüdüyle tahliye mümkündür. Ancak genel kira sözleşmeleri için tahliye taahhüdü mümkün değildir. Yine de Yargıtay konut ve çatılı işyeri kira sözleşmesi kapsamında olmayan bir taşınmazla ilgili tahliye taahhüdünü yazılı kira sözleşmesinin süresinin bitmesine dayalı icra takibinde sürenin sona erdiği tarihle aynı olması gerekçesiyle sonucu etkilemediğinden tahliye kararını onamıştır. 17

2. Takibi Başlatanın Kiraya Veren Olmaması

Bilindiği gibi kiraya veren malik olmak zorunda değildir. Ancak kiraya veren sıfatına haiz olmayan malikin örnek 13 ve örnek 14 takibi yapma hakkı yoktur. Her iki takip de muhakkak kiraya veren tarafından yapılmalıdır. Bununla birlikte kiraya verenin birden çok olması, paylı-elbirliğiyle mülkiyete konu olması halinde tüm kiraya verenlerin süreci birlikte başlatması gerekecektir. Aksi takdirde davaya konu takip itirazın iptali ve tahliye davası bakımından davaların reddine neden olacaktır.

3. Takip Talebinde Tahliye Yolunun Seçilmemesi

Hem örnek 13 hem örnek 14 icra takibinde 9 nolu bölümde tahliye talebinin yer alması zorunludur. Takip talebinde tahliye yolu seçilmemişse sulh hukuk mahkemesi tahliye davasının reddine karar verecektir.

Örnek 13 takibine dayalı itirazın iptali ve tahliye davasında tahliye yolunun seçilmemesi itirazın iptali davasının reddi sonucunu doğurmaz ama tahliye davasının reddi gerekecektir.

Örnek 14 takibi bakımından açılan itirazın iptali ve tahliye davasında tahliye yolunun seçilmemesi halinde hem itirazın iptali hem de tahliye davasının ayrı ayrı reddi gerekir.

4. Ödeme Emrinde Sürelerin Yazılıp Yazılmadığı ve Tahliye İhtarının Bulunup Bulunmadığı

Örnek 13 takibinde kira bedelinin ödenmesi için konut ve çatılı işyeri kiralarında 30 gün süre verilmesi gerekecektir. Bazı ödeme emirlerinde sürenin yazılmadığı görülmektedir. Süre ödeme ihtarının sonuç doğurması için zorunludur. Sulh hukuk mahkemesi hakimi bu hususu re’sen inceler.

Hem örnek 13 hem örnek 14 bakımından ödeme/tahliye emrinde tahliye ihtarının da bulunması zorunludur.

5. Davanın Süresi İçinde Açılıp Açılmadığı

Adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin takibe itiraz 7 gün olsa da itirazın iptali ve tahliye davası için ödeme ihtar süresinin beklenmesi zorunludur. Aksi takdirde davanın süresi içinde açılmadığı sonucu çıkacaktır. İtirazın iptali davası için dava açma süresi borçlunun itirazının alacaklı ve/veya vekiline tebliğinden itibaren 1 yıldır. 1 yıllık süre hakdüşürücü süredir. Sulh hukuk mahkemesi hakimi tarafında kendiliğinden dikkate alınır.

İtirazın iptali davasından önce itirazın kaldırılması davası açıldığı takdirde Yargıtay’a göre 1 yıllık süre başlayacaktır.

Örnek 14 bakımındansa dava açmak için 15 günlük tahliye süresinin beklenmesine gerek yoktur. Borçlunun itirazından sonra önce arabuluculuğa başvurulup akabinde dava açılabilecektir.

5. Ödeme / Tahliye Emrinin Tebliği Zorunluluğu

Alacaklının takibi ister örnek 13 ister örnek 14 olsun ödeme / tahliye emrinin kiracıya tebliği gerekir. Tebligatın usulsüz olması önemli değildir. Çünkü sulh hukuk mahkemesi hakimi icra takibindeki tebligatın usulsüzlüğünü kendiliğinden inceleyemez. (İcra takibi nedeniyle tebligatın usulsüzlüğü İİK 16 gereği şikayet nedenidir. Şikayet yolu için icra mahkemesine başvurulması gerekecektir.) Ancak tebligatın hiç gönderilmemiş olması veya iade dönmüş olması hakim tarafından incelenecektir. Artık UYAP Sms bilgi sistemi ve e-devlet sistemi sayesinde vatandaşlar haklarında başlatılan icra takiplerinden haberdar olarak tebligattan önce icra dosyasına itiraz edebilmektedir. Bu durumda örnek 13 ve örnek 14 bakımından ıttıla / öğrenme önemli değildir. Tebligatın yapılması gerekir.

6. Dava Şartı Arabuluculuk

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/B maddesine göre kira uyuşmazlıklarından doğan davalar (İİK uyarınca itirazın kaldırılması ve tahliye davası hariç) dava şartı arabuluculuğa tabidir. İtirazın iptali ve tahliye davası açmadan önce de arabuluculuk şartının yerine getirilmesi zorunludur. Aksi takdirde davanın usulden reddine karar verilecektir.

Kural olarak kira sözleşmesinin varlığını ispat külfeti kiraya verene, kira bedelinin ödendiği olgusunu ispat külfeti kiracıya düşer. Kira bedelinin miktarı yönünden de ispat kuralı kiraya verende kabul edilecektir.

İcra takibinde kira borcunun hangi aylara ilişkin olduğunun belirtilmesi zorunlu değildir. Ancak dava aşamasında hakim bunun açıklanmasını davacı taraftan istemelidir.

Bazen icra takiplerinde yazılı anlaşma olmasına karşın alacaklı tarafın sözlü anlaşmaya istinaden kira bedelini yüksek olarak talep ettiği görülmektedir. Ancak, davalı-kiracının ikrarı söz konusu değilse sözlü anlaşmanın ispatı için yazılı belge gerekir. Yıllık kira bedeli tanıkla ispat sınırının üzerindeyse o halde sözlü anlaşma yazılı olarak da ispat edilemeyecektir. Kiraya veren yemin deliline dayanmışsa kiracıya yemin teklif olunabilecektir.

Kira miktarının belirlenmesinde kira sözleşmesinde yazılı şarta bakılacaktır. Eğer kira artış şartı yasal oranın üzerindeyse yasal artış kısmına kadar artış geçerlidir. Eğer taraflar arasındaki sözleşmede artış şartı yoksa kiracının kendiliğinden artış yapması da zorunlu değildir. 18 Sözleşmedeki şart geçerlidir. Sözlü kira sözleşmeleri için de aynı durum söz konusudur.

IV. İtirazın İptali ve Tahliye Davasında İstinaf Yolu

Yukarıda izah edildiği üzere itirazın iptali ve tahliye davası esasında iki ayrı davadır. İtirazın iptali bakımından istinaf kanun yoluna başvurma kesinlik sınırı icra takibindeki takip çıkışı miktarına, tahliye davası yönünden ise 1 yıllık kira miktarına göre belirlenecektir. İstinaf kanun yoluna ilişkin parasal sınır kararın verildiği tarihteki parasal sınırdır. 1 yıllık kira bedeli ise davanın açıldığı tarihteki kira bedeli üzerinden hesap edilecektir. 2024 yılı için istinaf kanun yoluna başvuru için parasal sınır 28.250-Türk Lirasıdır.

Örneğin davanın açıldığı tarihte aylık kira bedeli 2.000-Türk Lirası olan itirazın iptali ve tahliye davasında 2024 yılında tahliye yönünden karar kesin olarak verilecektir. Alacak miktarının 30 bin TL olduğu varsayımında itirazın iptali bakımından istinaf kanun yoluna gidilebilecektir.

Başka bir örneği de şu şekilde verebiliriz. Davanın açıldığı tarihte aylık kira bedeli 15.000-TL olsun. İcra takibine konu edilen bedel 2.000-TL olursa o halde itirazın iptali bakımından karar kesin, tahliye bakımından istinaf kanun yolu açık olacaktır.

İtirazın iptali ve tahliye davasının her iki bakımdan kararı kesinleşmeden icra edilebilecektir. Yani istinafa başvuru yapılması icra takibini durdurmaz. Bunun önüne geçmek için davayı kaybeden davalının tehiri icra prosedürünü işletmesi gerekecektir.

V. İtirazın İptali ve Tahliye Davasında Temyiz Yolu

İtirazın iptali ve tahliye davası için temyiz yolu parasal sınırlara göre belirlenecektir. Her iki talep yönünden temyiz sınırı ayrı ayrı değerlendirilecektir.

İtirazın iptali yönünden temyiz kanun yoluna başvurabilmek içinse takip çıkışı miktarının 378.290-Türk lirası veya üzerinde olması gerekecektir.

Tahliye kararı yönünden temyiz kanun yoluna gidilebilmesi için üç aylık kira tutarının temyiz sınırının üzerinde olması gerekecektir. 2024 yılı için temyiz kanun yoluna başvurmak için parasal sınır 378.290-Türk Lirası’dır. Yani kiracının tahliyesi davasının temyiz yoluna gidilebilmesi için aylık kira bedelinin 126.096,67-Türk lirası veya üstünde olması gerekecektir.

VI. İtirazın İptali ve Tahliye Davasında Tehiri İcra (İcranın Geri Bırakılması)

İtirazın iptali ve tahliye davalarındaki kararların icrası için kesinleşmesi gerekmez. Bu nedenle itirazın iptali ve tahliye kararları her iki dava yönünden de tehiri icra mümkündür. Parasal sınır bakımından kesin kararlara karşı tehiri icra olmaz.

İtirazın iptali yönünden tehiri icra bakımından tüm dosya borcunun 90 günlük faiziyle teminat yatırılması gerekecektir. Tahliye kararı yönünden 3 aylık (güncel) kira bedeli üzerinden teminat yatırılması gerekecektir. Hem mehil vesikasının, hem tehiri icra kararında her iki karar yönünden ayrı ayrı belirtilmelidir. Aksi takdirde belirtilmeyen karar yönünden icranın geri bırakılması kararı verilemeyecektir. Detaylı bilgi için Tahliye Kararlarına İcranın Geri Bırakılması.

VII. İtirazın İptali ve İtirazın Kaldırılması Farkları

İtirazın iptali ve itirazın kaldırılması birbirlerinden tamamen farklıdır. İlk olarak itirazın iptali bir dava türüdür. (İİK m. 67) Ancak itirazın kaldırılması teknik olarak bir dava değil prosedürdür. (İİK m. 269/b ve İİK m. 275)

İcra ve İflas Kanunu’nun 68’inci 68/a 68/b maddeleriyle 269/b ve 275’inci maddelerini birbirine karıştırmamak gerekir. Her birinde “itirazın kaldırılması” prosedüründen bahsedilse de 68, 68/a 68/b maddeleri genel haciz yoluyla takibe ilişkindir. 269/b maddesi adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin itirazın kaldırılmasıdır. İİK 275 ise kiralanan taşınmazların süresinin bitmesine ilişkin takibe ilişkindir.

İtirazın kaldırılması ve tahliye prosedürü, itirazın iptali ve tahliye davasına göre daha hızlı sonuçlanacaktır. Ayrıca masraf bakımından daha avantajlıdır. Ancak alacaklı elindeki belgelere ve borçlunun itirazına göre İtirazın kaldırılması takibin devamı niteliğinde icra mahkemesinde incelenecektir. İtirazın iptali ve tahliye genel bir dava türüdür, sulh hukuk mahkemesinde görülecektir. İtirazın kaldırılması ve tahliye prosedürü için icra mahkemesi görevlidir.

İcra mahkemesi kararları yalnızca icra mahkemeleri yönünden kesin hüküm teşkil eder. Bu yüzden itirazın kaldırılması ve tahliye kararlarına karşı kesin olsa dahi genel mahkemede menfi tespit ve/veya istirdat davası açılabilecektir. Buna karşın İtirazın iptali davası maddi hukuk bakımından kesin hüküm teşkil eder.

İtirazın iptali ve tahliye davası için dava açma süresi borca itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıldır. İtirazın kaldırılması ve tahliye davası ödeme ihtarından itibaren 6 aydır.

Avukat Memduh Remzi BAL

Kira Hukuku Yayınları

İletişim

Bizi Arayın : +90 212 909 86 34

Mail Gönderin : info@ballawfirm.com

whatsApp →

Dipnotlar

1 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2023/483 Esas ve 2023/1881 Karar sayılı 12/06/2023 tarihli kararı.

2 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/54 Esas ve 2020/1449 Karar sayılı 19/02/2020 tarihli Kararı.

3 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/2813 Esas ve 2023/1713 Karar sayılı 31/05/2023 tarihli kararı

4 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/13-602 Esas ve 2019/218 Karar sayılı 28/02/2019 tarihli kararı

5 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/3335 Esas ve 2022/517 Esas 27/01/2022 tarihli kararı

6 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/6155 Esas ve 2019/1830 Karar sayılı 11/03/2019 tarihli kararı

7 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/3104 Esas ve 2021/705 Karar sayılı 08/06/2021 tarihli kararı

8 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/6-2 Esas ve 2022/242 Karar sayılı 03/03/2022 tarihli kararı

9 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/5299 Esas ve 2019/7393 Karar sayılı 02/10/2019 tarihli kararı

10 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/8153 Esas ve 2017/8153 Karar 06/05/2019 tarihli kararı

11 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/6-2 Esas ve 2022/242 Karar sayılı 03/03/2022 tarihli kararı

12 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/612 Esas ve 2019/4170 Karar sayılı kararı

13 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2018/8-828 Esas ve 2022/201 Karar sayılı 24/02/2022 tarihli kararı

14 BULUT, Uğur, Yargıtay Uygulamasında “Borcu Söndüren Belge” ve İleri Sürülmesi Bakımından Usuli Sorunlar, erişim tarihi 12/08/2024. https://www.izmirbarosu.org.tr/pdfdosya/yargitay-uygula2022102414297283.pdf

15 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/9214 Esas ve 2019/2953 Karar sayılı 03/04/2019 tarihli kararı

16 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/3335 Esas ve 2022/517 Karar sayılı 27/01/2022 tarihli kararı

17 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/7225 Esas ve 2019/4773 Karar sayılı 21/05/2019 tarihli kararı

18 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/7234 Esas ve 2019/4772 Karar sayılı 21/05/2019 tarihli kararı

  1. https://normkararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/Dosyalar/Kararlar/KararPDF/2024-102-nrm.pdf ↩︎
BAL Avukatlık Bürosu'na bağlı olarak avukatlık faaliyetini sürdürmektedir. Memduh Remzi BAL